Defolun!

A -
A +
Yüksek faiz, küçük resimde özel sektöre ekstra bedel ödetiyor. Büyük resimde ise yatırım harcamalarını arttırdığı için büyüme hızını düşürüyor. Son dönemde KOBİ'lerin kullandığı kredilerin maliyeti yüzde 20'lere kadar yükseldi. Bu kâr marjları ile yatırım yapılabilmesi çok zor. Hem TL'nin aşırı değerlenmemesi hem de yatırım fikrinin tekrar heyecanlandırılması için Merkez Bankasının faizleri aşağı çekmesi lazım. Bakın imalat sektörü PMI endeksi ağustosta 48.5 seviyesine düşerek alarm verdi. Faizler düşerse yatırım ve üretim maliyeti azalacak, ekonomik büyümenin önü açılacak. Bu durumda istihdam artışı sağlanacak. Tüm dünyada yüksek faiz peşinde koşan fonlar, bankalar, sermaye babaları ellerindeki parayı devlete borç vererek yüklü kazanç sağlıyorlar. Faiz ne kadar yüksek olursa bu kesimin kârı da o kadar büyüyor.
Diyorlar ki: Faiz düşünce bankalar zarar eder... Bu koskocaman bir yalan. Tam tersi, bankalar düşük faiz ister. Neden? Çünkü faiz düşünce ekonomi büyür, talep de yani kredi müşterileri de aynı oranda artar, sonuçta elde ettiği kârlar çoğalır. Bakın faiz aşağı çekilince maliyetler azaldığı için üretilen malların değeri otomatik olarak düşer.. Vatandaş rahat nefes alır. Enflasyon belasından  kurtulmanın tek bir yolu var, faizi dü-şü-re-cek-sinnnn!..
Türkiye'de mevduat ortalaması 90 gün.. Kredi vadesi ise 1 yıl. Faiz yükselirse bankalar mevduatı kaçırmamak için faizi arttırır. Ama geliri yükseltmek için kredi faizini aynı hızla arttıramazlar, zira vadelerinin dolmasını beklemek zorundadırlar. Son 1 yılda 60 milyar dolar cari açık verdik. Bu açığı yabancı ülkelerin tasarruflarını ülkemize çekerek kapatıyoruz. Ancak ülkeye gelen bu sermayenin büyük bölümü sıcak para.. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında Türkiye 22. sırada..
Merkez Bankasının 27 Ağustos'taki toplantısında faiz indirmesini engellemek için uluslararası kredi kuruluşları topyekûn hücuma geçti. Siyasi risk artıyor notunuzu düşürürüz, tehditleri savurmaya başladılar. Evet faiz inerse hisse senedi ve tahvil pozisyonlarını bozan bir bölüm sıcak paracı dövizini alıp gider, TL güç kaybeder. Ama yurt içinde ciddi talep oluşmazsa kurlardaki artış sınırlı kalır.
Geçen sene ülke kredi notumuz yatırım yapılabilir seviyedeydi, ama ülkeye doğrudan gelen yatırım miktarı 9.5 milyar dolar. Kümülatif olarak bu rakam 12.9 milyar dolar. Oysa yatırım notuna sahip olmadığımız 2011 yılında doğrudan yatırım miktarı 15.7 milyar dolardı. Buradan çıkan sonuç şu: Reyting kuruluşlarının notları ülkemize hiçbir yarar sağlamıyor. Çiçeği burnunda Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi her gün ölmektense bir gün ölürüz.. 
Defolup gitsinler, bir daha da gelmesinler.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.