Türkiye düşük faiz-yüksek büyüme-cari fazla programını Temmuz 2022’de uygulamaya başladığı zaman bazı finans profesörleri ile iktisatçılar alay ediyordu. 6 ay sonra “Yahu kitaplarda yazmayan bu sistem nasıl başarılı olur” diye dövünüyorlar. Olur, bal gibi olur!
Doktor uzman olursa hastaya doğru teşhis koyar, kısa sürede ayağa kaldırmakla kalmaz koşturur. Yakalayabilene aşk olsun. Hükûmetin ekonomi modeli dünyaya örnek oldu. Önce faizi aşağı çekti, iş dünyası ucuz kaynakla yatırım ve üretimi arttırdı, istihdamda rekor kırıldı. 2021’de 28,8 milyon olan çalışan sayısı 2022’de 31,5 milyona yükseldi. 1 yılda 2 milyon 700 bin kişi iş buldu. İşsizlik oranı %12'den %10'a indi… Hani faiz düşünce kurlar yükselirdi. Niye yükselmedi? Çünkü Kur Korumalı Mevduat Hesabı getirildi, dövizcilerin nefesi kesildi. Düşük faize rağmen merkez bankasının rezervleri nasıl 1 yılda iki kat arttı?..
Şirketler gece gündüz çalıştı, üretti sattı ihracat rekor kırdı, ülkeye döviz yağdı. Evet, cari açık 2022’de 110 milyar dolara yükseldi… Ama dikkatinizi çekerim. 2021’de 50 milyar dolar olan enerji faturamız 2022’de 103 milyar dolara yükseldi. Ayrıca 265 ton (17,7 milyar dolar) tutarında altın ithal ettik. Özetle altın ve enerji hariç tutulursa 10,7 milyar dolar cari fazla verdik. Rakamları böyle okumak lazım. 2023'te kendi enerjimizi kullanacağımız için çok daha az döviz ödeyeceğiz.
Vergi tahsilatı tavana çıktı. Devletin geliri artınca hizmet yarışı başladı. Çalışanlara enflasyonun üzerinde zam yapıldı. Yolları, tünelleri, hızlı trenleri, köprüleri toplu konutları, serbest bölgeleri saymıyorum zira onlar günlük haberler oldu. Seçim öncesi kesenin ağzı açıldı diyorlar. Evet öyle… Ne var bunda... Vatandaş hükûmeti kendisine hizmet etsin diye seçmedi mi? Evet! O da sadece bugün değil, 20 yıldan beri gereğini yapıyor. Washington Post, “Türkiye'deki 2023 seçimleri ABD, Avrupa, Orta Doğu ve Asya'daki dengeleri değiştirecek” diyor. Korkunun ecele faydası yok. Seçimlerde tarih yazılacak. Sırtımızdaki bütün pislikleri temizleyeceğiz, siz de Erdoğan'ın karşısında selam duracaksınız... Maaşlar cepleri doldurdu, ama enflasyon canavarı can çekişiyor… Niye? Çünkü sebze ve meyvede fiyat artışları durdu. Marketler başta olmak üzere tüm sektörler binlerce ürünün fiyatlarını sabitledi. Otoyol ve köprülere yıl sonuna kadar zam yapılmayacak. Neden? Çünkü ihtiyaç yok.
Doğalgazda artışı bırakın %12 indirime gidildi. Elektrikte vatandaştan yüksek fiyat alan 40 şirkete 11 milyar lira ceza kesildi, bu para doğrudan tüketicilerin faturalarına yansıyacak. Ekmek fiyatı sabitlendi. Depolar ürün dolu. Enerji sıkıntısı diye bir şey kalmadı. Aradığınız her şey elinizin altında… Peki, bütün bunlar nasıl oldu? Güvenle…
Çok iddialı bir söz söylüyorum. Türkiye’de çözülmedik hiçbir problem kalmadı. Olan nedir biliyor musunuz? Doyumsuzluk!.. Bu bana yetmez daha fazla olsun hırsı… Baylar bayanlar bunun sonu yok. Herkesin rızık kefesi var. İsyan etmekle dolmaz. Sabırla, inançla, kanaatle dolar, huzurla yenir. Bu hastalığın kesin bir ilacı var… Nedir biliyor musunuz?.. Arada bir hastaneleri dolaşın acıdan kıvranan hastaları görün sağlığınıza bin şükredin. Arada bir mezarlıklara gidin bir gün ben de bu toprağın altına cepsiz kefenle gireceğim deyin, nefsinizi öldürün. Türkiye’de ortalama ömür 75 yıl deniyor. Bunun 15 yılını çocukluk olarak çıkarın. 60 yıl kalıyor. Bunun da yarısını uykuda geçirdiğiniz için silin. Topu topu 30 yıllık bir hayat için birbirinizi kırmaya, üzmeye, hırpalamaya, kavga edip öldürmeye gerek var mı? Adam gibi yaşayın, adam gibi ölün. Atalarımız böyle yaparak bize bu Cennet vatanı bıraktı. Biz de çocuklarımıza böyle teslim etmeliyiz.
Hayatım boyunca hiç unutamadığım muhteşem bir söz var: "Dünyada kalacak kadar çalış para kazan… Ahirette sonsuz kalacak kadar ibadet yap sevap kazan!"