Düğmeye kim bastı?

A -
A +
Dünyada bol para dönemi devam ediyor. Avrupa muslukları açtı, Japonya genişlemeye gidiyor. ABD merkez bankası ekonomik göstergelerin iyi çıkmasıyla faiz artışına hazırlanıyordu. Ama bu gelişme doları tavana çıkarınca FED üyeleri "yahu biz ne yapıyoruz, kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz" dediler. FED'in 17 Eylül'deki toplantı tutanaklarından, üyelerin güçlü doların enflasyonu aşağı çekeceği ve ihracatı baltalayacağı endişesi taşıdıkları anlaşılınca, resim değişti. Dolar dünya para birimleri karşısında sert gerileme gösterdi, borsalar rahat nefes aldı. Yalnız FED başkanları son açıklamalarında ABD'deki faiz artışının 2015 ortalarında başlamasını ama bu uygulamanın bir takvime bağlanamayacağını söyleyerek kafaları karıştırdılar. Dolar kayıplarının bir kısmını geri aldı, borsalarda hava satışa döndü. Ne kadar garip değil mi? Avrupa, Japonya ve ABD'de hükümetler elini taşın altına sokup yapısal reformları hayata geçirmiyor. Top, merkez bankalarına atılıyor. Onlar da enflasyonu %2'de tutmak için piyasalara sürekli para akıtıyor, biz enflasyon %9'u aştı diye kaygılanıyoruz. Enflasyon çift haneye ulaşmadığı sürece korkulacak bir nesne değil. Tüketim artıyor ki fiyatlar yükseliyor...
ABD'de dolar değer kazandığı için fiyatlar artmıyor, bu yüzden enflasyon düşüyor. Avrupa'da euro yerlerde sürünüyor ama yıllık enflasyon 0.3... Yani düşük para birimi fiyat artışını beraberinde getirmiyor. Peki ekonomide yapılacak reformlar neler? İhracat yapan şirketlerin ucuz kredilerle desteklenmesi, vergi oranlarının düşürülmesi, altyapıya dev yatırımlar. Hükümetler, borç yükünü arttıracağı için bu reformları hayata geçirmek istemiyor. Merkez bankaları piyasaları paraya boğuyor, ama radikal karar alınmadığı için bu uygulama tek başına yeterli olmuyor. Akıntıya kürek çekiyorlar. Ekonomik durgunluk Avrupa'yı boğuyor. Bakın Türkiye'yi utanmadan dinleyen Almanya resmen darboğaza girdi. Ağustosta sanayi üretimi %4 düştü. Türkiye'de ise %5.2 arttı. Takvim etkisinden arındırılamamış sanayi üretimi %12.8 yükselerek rekor kırdı.  Uluslararası kredi kuruluşu Fitch, Türkiye'nin yatırım yapılabilir notunu değiştirmeyip görünümü durağanda tutunca, Kobani bahanesiyle, kanlı protesto eylemleri başlatıldı. Kandil, Öcalan'ı devre dışı bırakarak Mehmetçiğe, polise saldırıyor. Maksat çözüm sürecini baltalayıp, ekonomik istikrarı bozarak, faizi yüksek tutmak. Hiç şüpheniz olmasın bu tablo kimin işine yararsa düğmeye o basmıştır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.