Hacimsiz düzeltme!

Küresel piyasalar kendine yön arıyor. New York borsasında önce yukarı tepki hareketi, ardından %10'luk sert bir satış bekleniyor. S&P 500 endeksinin 1120 puana çıktıktan sonra 1040 puana kadar gerileyeceği öngörülüyor. Uluslararası finans çevreleri şubatın 15'inden sonra hızlı düşüş, mart ve nisan aylarında tırmanış bekliyor. Bunlar tabii ki senaryo. Ama unutmayın piyasaları beklentiler yönlendiriyor. Yani kim hangi görüşe inanıyorsa, ona göre tavır alıyor. Satışa inanıyorsa, malını elinden çıkarıyor, hisse senetleri değer kaybediyor. Yükseliş olacağını kabul ediyorsa, mal topluyor, endeksler yönünü yukarı çeviriyor. Bu konuda yatırım fonları ve bankalar, sürekli anket, gösterge, inceleme raporlarını peş peşe yayınlıyor. Bunlar tamamen piyasa oluşturmaya yönelik hareketler. İşte bakın Yunanistan'la başlayan hareket giderek yayılıyor. Komşunun açıkladığı son bütçe açığını kapatma planı Avrupa Birliği komisyonu tarafından kabul edildi. Ama ardından Portekiz hareketi başladı. Portekiz maliye bakanlığının hazine tahvili ihalesinde satış tutarını 500 milyon eurodan 300 milyon euroya azaltmasının ardından düşüş hızlandı. Portekiz tahvillerinde beş yıllık CDS (kredi iflas sigortası) fiyatları 12.2 baz puan artarak 206'ya yükseldi. Yunanistan için olanlar 7.64 puan artarak 405.05'e yükseldi. Ortadaki olay şu yüksek borcu olan ülkelerin tahvillerinden büyük bir kaçış var. Herkes satıp kurtuluyor. Satınca faizler yükseliyor. Faizler artınca o ülke borç batağına biraz daha saplanıyor. Bu gelişmeler aşağı yönlü hareketin ilk işaretleri. Biliyorsunuz artık dünya borsaları globalleşti, yani birbiriyle bağlandı. Avrupa'da çöküş başlayınca, Asya'yı, ardından ABD'yi hemen etkisi altına alıyor. Dışarıdaki bu olumsuz tablo bize de yansıyor. İMKB'de %1'lik bir düzeltme oldu. Bugün haftanın son işlem günü endeks, 54 binde tutunamazsa, 53 bin 500'e çekilebilir. Bu seviyeleri alım fırsatı olarak kullanmak gerekiyor. (Hisse senetleriyle ilgili ayrıntıları www.necmettinbatirel.com adresinden izleyebilirsiniz). Dövize yöneliş yok. Zira IMF gecikse de Türkiye'nin kredi notu artıyor, mali disiplinden taviz verilmiyor ve yurt dışından fon akışı devam ediyor.