IMF kılı kırk yaracak

A -
A +

Bayram tatili heyecanı piyasalara çok hareketli bir hafta yaşattı. Bono faizleri yüzde 71 seviyesine kadar indi. Dolar 1 milyon 400 bin lira seviyelerine geldi. Repo piyasasında işlem hacmi hissedilir biçimde arttı. Dövizde yaşanan düşüşten kaynaklanan bu artış bize göre kalıcı değil. Kurların gevşediğini gören yatırımcı, bir anda karar değiştirerek TL'ye geçti. Lirada olanlar ise bayram tatilini en kısa ve akılcı yol olan repoda geçirmeyi tercih edince işlem hacmi patladı. Tatilden sonra şu anda yüzde 46 seviyesinde olan repodan çıkıp borsaya yöneliş olacağı kesin gibi görünüyor. Kısa-kazançlı hafta Bu hafta piyasalar 3 gün açık olacak. Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri yapılacak işlemler kısa haftayı kazançlı duruma sokabilir. Şu anda iyimser bir hava var. Ama aynen sabun köpüğü gibi.. Gerek bono faizlerinde, gerekse döviz piyasasında yeni gelişmeler artık tamamen somut adımlara bağlı. Hazine hafta içinde düzenlediği ihalelerde zorlanmadı. Yılbaşından itibaren Avrupa Birliği üyesi ülkelerin para birimlerinin dolaşımdan çıkacak olması dolayısıyla Hazine'nin ihraç ettiği tahvillere büyük talep geldi. Ancak burada gözlerden kaçan bir nokta var. Bu ihalelerde Hazine amacına ulaşamadı. Zira bireysel yatırımcılar yerine bankalar bu bonolara büyük ilgi gösterdi. Dolar düzeltme yaptı Döviz cephesinde bayram dolayısıyla TL ihtiyacı olanların yoğun satış yapmaları sonucu fiyat bir ara 1 milyon 410 bin liraya kadar geriledi. Ancak 1 milyon 400 bin liranın altına inmedi. Cuma günü ise dolar bir düzeltme yaptığının ilk sinyalini verdi. Ve yeniden 1 milyon 440 bin liranın üzerine çıktı. Yükselişin bu hafta içinde biraz daha artacağını tahmin ediyoruz. Türkiye'nin dış borsalardaki durumu önceki haftalara nazaran biraz daha iyileşti gibi.. Hazine'nin daha önce gerçekleştirdiği 500 milyon dolarlık tahvil ihracına 250 milyon dolar ilave edildi. İşin özü şu: Arjantin'in olumsuz durumu sebebiyle Türkiye'nin önemi Avrupalı yatırımcılar arasında daha da arttı. Bu yüzden bizim tahvillere büyük ilgi gösteriyorlar. Bu ilginin devam etmesi normal netice. İhracat tehlikesi Bayramdan sonra piyasalarda büyük oranda bir düzeltme yaşanması bekleniyor. Zira IMF ile yapılacak olan yeni stand by anlaşmasının detayları henüz belli değil. Bu konuyu ameliyat masasına yatıracağız. Bono faizlerinde şu anda fonlama maliyeti hayli yüksek. Merkez Bankası'nın kotasyonlarda hâlâ indirim yapmaması, yatırımcının önündeki en büyük duvar. Dolar cephesinde ise ihracat tehlikesi büyüyor. Yatırımcılar daha dikkatli olmak zorunda. Borsada her uzun tatilin ardından ilk seansta genelde satış ağırlıklı bir seyir izlenir. Endeks 12200 puan seviyesine kadar inebilir. Ancak daha sonra gelen yoğun alımlarla yeniden 13 bin puan barajı aşılacaktır. Eğer yüksek işlem hacmiyle 13500 puan seviyesi geçilirse bileşik endeks 16500'e kadar yükselebilir. Bu süre zarfında endeks üzerindeki en büyük belirleyici şüphesiz IMF kanadından gelecek haberler olacak. Özellikle kredi ertelenmesine yönelik açıklama gelmezse çıkış için engel görünmüyor. Ama ne yalan söyleyelim biz bu kadar iyimser değiliz. Neden mi? Kredi notu sinyali Ocak ayında IMF ile yapılacak yeni anlaşmada özellikle yapısal reformların ne kadar kısa zamanda gerçekleştirileceği şarta bağlanacaktır. Piyasalar, hükümet tarafından yapılacak uygulamaların en yakın takipçisi olacaktır. Anlaşmanın ardından kredi derecelendirme kuruluşları da Türkiye'nin notunu artırma sinyalleri verecektir. IMF'ye reform yapma konusunda söz verdik. Bütçede, kamu mali sisteminde, sosyal güvenlik sisteminde, tarımda ve yatırım ortamının iyileştirilmesindeki refomlar bunlar. Peki bunları kim hayata geçirecek. Bürokratlar. O itip kalkılan, yarı aç-yarı tok bırakılan, devleti küçültmek adı altında emekliye ayrılan, yolsuzlukları ayyuka çıkarılan devlet memurları... Güven sağlanacak mı? Yaşanan ekonomik kriz ve hükümetin güvenilirliliğinin sarsılması sonucu önemli reformların kanun hükmündeki kararnameler yerine kanunlarla yapılması sonucunu ortaya çıkardı. Yani hükümet reformlar için mutlaka kanun çıkartmak zorunda. İşte burada muhalefetle birlikte hareket etme zorunluluğu ortaya çıkıyor. Kamu bankalarındaki reformlar hızla uygulamaya konuluyor. Bu bankalar büyük ölçüde KİT mevzuatından çıkartılıp anonim şirket sıfatına kavuşuyor. Ve bankalar kanunu ile özel hukuk hükümlerine tabi kılınıyor. Peki diğer reformları uygulayacak devlet birimlerni ne olacak. Özelleştirilebilecek olanlara tamam gözüyle bakalım. Diğerleri ne olacak? Ek yardım rüyası Devletin acilen yeni bir insan kaynakları stratejisi çizmesi ve uygulamaya koyması lazımdır. Sadece erken emeklilik ve sembolik maaş ayarlamalarıyla değil, mevcut kaliteli elemanlar motive edilmelidir. Özel sektörle rekabet edecek seviyeye çıkarılması şarttır. Aksi halde hiçbir reform kağıtlarda yazılı olmaktan öteye bir anlam taşımaz. IMF, Türkiye'ye vereceği ek yardımda tabir caizse kılı kırk yaracaktır. Çok ağır şartlar öne sürecektir. Ve hükümet bu şartları şu anda başka kurtuluş yolu olmadığı için derhal kabul edecektir. Ama esas problem bunları uygulamaya soktuğunda ortaya çıkacaktır. Toplumun büyük bir kesimi zaten isyan noktasına gelmiştir. Şurası kesindir: 2002 yılı, 2001 yılından çok daha zor geçecektir. Gelecek olan para ilk bakışta büyük işler yapacak gibi görünüyor. Ama kullanılacak olan alanlara bakıldığında ihtiyacımız olandan çok uzak olduğu kolayca anlaşılıyor. Sadece fon bankalarının getirdiği zarar 14 milyar dolar seviyesinde. Ve IMF, daha önce verdiği 5 milyar dolarlık borcu ertelemiyor. Yani bu parayı biz taksit taksit ödeyeceğiz. Yediğimiz-içtiğimizden keserek. ......... Bütün okuyucularımın mubarek Ramazan Bayramını tebrik eder, huzur ve sağlık dolu günler dilerim.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.