Enerji Bakanı Yıldız, ilk petrol parasının Halkbank'a yattığını açıkladı, arkası gelecek... Finans piyasalarında müthiş bir özgüven var...
7 Kasım 1982'de kabul edilen Anayasa, devlet başkanlarına işbaşındaki hükümeti kontrol altında tutma imkânını sağlayan geniş yetkiler tanıyor.. Recep Tayyip Erdoğan, halk tarafından cumhurbaşkanlığına seçilirse bu yetkileri sonuna kadar kullanacak mı? AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli 6 Mayıs'ta Meclis'te yaptığı konuşmada "Fiili olarak icraatın başı bundan sonra başbakan değil cumhurbaşkanı olacak" diyerek çok net biçimde bu soruya cevap verdi. Cumhurbaşkanının mevcut anayasaya göre "başkan" gibi yetkisi var. Bakanlar kurulunu Çankaya Köşkü'nde istediği zaman toplayabilir. Meclis'i istediği zaman toplantıya çağırabilir. Yasaları yayımlar, gerekli görürse Meclis'e geri gönderir, gerekli görürse halkoyuna sunar. Başbakanı atar, istifasını kabul eder. Meclis adına Türk Silahlı Kuvvetlerin başkomutanlığını temsil eder. Milli Güvenlik Kuruluna başkanlık eder, Genelkurmay başkanını atar. Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Başsavcısı, Yüksek Askerî İdare Mahkemesi üyelerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçer...
Erdoğan'ın Çankaya'da kendisine bağlı uzmanlardan oluşan bir danışma kurulu oluşturacağı, enerji, barış süreci ve dış politikadaki kararlarda ağırlığının daha fazla hissedileceği belirtiliyor...
Danışma Konseyinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ile Beşir Atalay'ın yer alacağı, başbakanlığa Binali Yıldırım'ın getirileceği ifade ediliyor. Anayasa profesörü Ergun Özbudun'a göre, "böyle bir sistem uygulanabilir. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması durumunda bu heyet onun danışma heyeti gibi gösterilebilir. Buna 'başkanlık sistemi'nin fiilen getirilmesi denir."
AK Parti'yi 12 yıldan beri iktidarda tutan bir liderin, Çankaya'ya çıkarsa, partisiyle bağları tamamen kopar mı? Elbette hayır.. Bütün önemli kararlarda onun oluru alınır.. Ondan habersiz kuş uçmaz. Bundan daha tabii ne olabilir. Piyasalar Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına çok olumlu bakıyor. ABD'nin en büyük yatırım bankası JP Morgan, Türkiye'de ağırlığı arttır tavsiyesini koruyor. Halkın seçtiği bir başkanın gücünü kullanmasıyla uluslararası alanda sesi daha gür çıkacak. İlişkiler güçlenecek. Çözüm sürecinde büyük ilerleme sağlanacak.
Kuzey Irak'la petrol ve ticari anlaşmalarla yürütülen iş birliği, Irak'ta yaşanan kaos ortamı, bizi avantajlı konuma yükseltti biliyorsunuz. Enerji Bakanı Yıldız, ilk petrol parasının Halkbank'a yattığını açıkladı, arkası gelecek. Bu gelişmelerin tamamında Erdoğan'ın büyük rolü var. Finans piyasalarında müthiş bir özgüven var. Borsa İstanbul'da Eylül'e kadar hedefin 90-100 bin puan aralığı olarak belirlenmesi, her şeyi özetlemiyor mu?