Kısır döngü!

Ekonomik canlanma denildiğinde en kısa çözüm: Para basmak.. 2008 krizi yaşanınca, bu işe önce ABD soyundu. 1 asır boyunca basılan para 4 yıl içinde piyasaya sürüldü. Onu Avrupa izledi. Şimdi Japonya  düğmeye bastı. İnsanlar az tüketince enflasyon düşük kalıyor, işsizlik arttığı için ülkeler krize giriyor. Bunu aşmak için en kolay yol, likidite bolluğu sağlamak. Dünyada 20 trilyon dolar nakit para dolaşıyor. Bu para serseri mayın gibi, ekonomisi sağlam, faizleri yüksek ülkelere akıyor. Biz de bundan nasibimizi fazlasıyla alıyoruz. ABD'de ekonominin iyi gidip gitmediği işsizlik oranlarından anlaşılıyor. Hedef işsizliği yüzde 6.5 seviyesine çekmek. Bunun  için her ay en az 200 bin kişiye iş imkanı sağlanması lazım. Halbuki bugünlerde ayda sadece 88 bin kişi iş bulabiliyor.

ABD Merkez Bankası FED, ekonomiyi canlandırmak için  aylık tahvil alım miktarını 85 milyar dolara çıkardı, ama yine de fayda etmiyor, görüyorsunuz. Şirketlerin ilk çeyrek bilançoları açıklanmaya başladı. Karlar yüksek geliyor, ama bu tablo satışların artmasıyla değil, masrafların kısılmasıyla yani işçi çıkarılmasıyla sağlanıyor. İstihdamdaki bozulmadan sonra ABD piyasaya para akıtmaya devam edeceğine göre dünyada para  bolluğu etkisini sürdürecek demek. Bu bol ve ucuz paranın bir bölümü Türkiye'ye geliyor.. Döviz sıkıntısı yaşanmıyor.  Yabancı  tahvil alıyor, Türkiye'de faizler geriliyor, doların fiyatı ucuzluyor.

Ekonomideki yavaşlamaya çare olsun diyerek son zamanlarda sık sık  faizin aşağıya çekilmesinden  söz ediliyor.  Faizin aşağıya çekilmesi  talebi nasıl artırır? İnsanlar daha  fazla tüketici kredisi kullanırsa artırır. Halbuki Merkez Bankası banka kredilerini %15'le sınırladı. Niye? Alt gelir grubunun borç yükü artmasın diye.. Bu kısır döngü kırılmadan ekonomi rayına oturmayacak, bize de ağız tadıyla bir büyüme keyfi yaşayamayacağız. Tüketim artmadan işsizlik azalmaz. İşsizlik azalmadan ekonominin çarkları hızlı dönmez. Büyüme istiyorsak, ipleri gevşeteceğiz. Uluslararası rayting kuruluşların cari açıkla göz boyama masalına kanmayın. Zaten merkez bankasını bir defa bu tuzağa düşürdüler, şimdi içinden çıkmak için çırpınıp duruyor.