Kısmetlim benim!

A -
A +

Tarihî bir gün yaşıyoruz. AK Parti, başkanını Çankaya'ya gönderiyor. Başbakan Erdoğan'ın ilk turda cumhurbaşkanı olarak seçilmesine kesin gözle bakılıyor. Zaman ve şartlar değişti, teoriden pratiğe yükseldi. Yeni bir anayasada üzerinde tam ittifak sağlanan 60 madde bile hayata geçirilemedi. Yani Meclis muhalefetin engellemesiyle görevini yapamadı. Yeni Anayasa için kurulan komisyonda herhangi bir tarafın çekilmesi durumunda komisyonun işlevini yitirmesi kuralı bu komisyonun ölü doğmasına sebep olduğu gibi AK Parti'nin tek başına anayasa yazması teknik yeter sayısı olmadığı için mümkün olmadı.
Erdoğan cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte makamın yetkilerini sonuna kadar kullanacak ve sınırları zorlayacak. 2015 yılında yapılacak genel seçimlerden sonra yarı-başkanlık veya başkanlık sistemine geçişin anayasal zemini oluşturulacak. Erdoğan'ın Çankaya Köşkü'ne veya cumhurbaşkanlığı makamına bakış açısı çok farklı. Bir defa Çankaya Köşkü'nün sembolik anlamını reddediyor  "koşan ve terleyen" bir cumhurbaşkanından bahsediyor. Türkiye'yi yarı-başkanlık veya başkanlık sistemine doğru götürecek kapıyı aralayan bu yaklaşım kesinlikle bir rejim değişikliği değil. Zaten şu anda ismi konmamış bir başkanlık sistemi yok mu? Başbakan konuştuğu zaman ister beğenilsin, ister beğenilmesin tüm ülkede gündem değişmiyor mu? Gündemi belirleyen başkandır. İnsanlar itibar ettikleri kimsenin sözlerini dikkate alırlar. Piyasalara bakın, sonucu görün...
Erdoğan'ın karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarılan hiçbir siyasi varlığı bulunmayan, bugüne kadar hayatında hiçbir mitinge katılmamış, halkın karşısına çıkmamış, sırça köşklerde yaşamış Mısır'da darbecilerin savunucusu Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir adayın başarı şansı sıfır... O zamana kadar CHP'de kazan kaldırarak yeni bir aday çıkarması durumunda -ki artık ok yaydan çıktı- Erdoğan'ın işi son derece kolaylaşacak. Bu gerçeği gördükleri için Erdoğan %60 ve üzerinde oy alırsa başarılıdır, aksi halde halkın yarısı onu istemiyor, demektir gibi modası geçmiş, çocukların bile inanmayacağı gerekçelere tutunmaya çalıyorlar.
Cumhurbaşkanını bu kez halk seçecektir ve seçilebilmesi için %51 oy alması yeterlidir. İlk turda meclis üye sayısının üçte ikisinin oyunu almak ve  367 yeter sayısı gibi konular eski Türkiye'de kaldı. Parlamenter demokraside cumhurbaşkanı tüm milleti kucaklar... devletin organları arasında uyum sağlar... dünyayı algılar sözünü dinletir... Türkiye'yi dünyada temsil edecek niteliklere sahiptir. Bu niteliklerin tamamı Recep Tayyip Erdoğan'da var. İşte bunun için sayıları 2-3 milyonu bulmayan laikçi müsveddelerinin hezeyanlarını bir tarafa atarsanız, tüm Türkiye kendisini alkışlıyor, gördüğü yerde büyük heyecana kapılıyor.
Erdoğan Türkiye'yi 2023 hedefine taşıyacak kapasite ve kabiliyette bir kişiliğe sahiptir. Karakteri, aldığı eğitim, demokrasinin muhalifini dahi kucaklayan geleneği taşıyor. Tüm eleştirilere açık... Yıkıcı medyada yer alan karalama kampanyalarına bakın ne dediğimi çok iyi anlarsınız. Bizden olan ve bizden olmayan diye bir ayrım hiç yapmıyor... Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü sözünü ağzından hiç düşürmüyor. Bahtın açık olsun, sayın Başbakanım. Unutmayın bütün sebepleri Cenab-ı Hakk yaratıyor, o kısmet etmişse akan sular durur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.