Köprüden geçerken...

A -
A +
Taksim'de Gezi Parkı'nın Asker Ocağı Caddesi'ne bakan duvarın 3 metrelik kısmı 28 mayıs'ta Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkılıp, 4-5 ağaç taşınmak üzere yerinden sökülünce, "yeşile saygı adı altında" eylem başladı, 40-50 kişilik grup çadır kurup parkta sabahladı. Polis 2 gün bekledi, 30 Mayıs sabahı çadırlar sökülüp protestocular zorla bulundukları yerden çıkarılınca olaylar çığ gibi büyüdü. Aradan 1 ay geçti, hala gündemdeki yerini koruyor. Neden? Sivil darbe girişimi olarak oynanan filmin perde arkasında başbakan Erdoğan'ın ısrarla üzerinde durduğu ve altını çizerek her defasında vurguladığı "faiz lobisi" yani para babaları var. Bunlar yıllardır yüksek faizle ülkeye borç vererek, servetlerine servet katan kesim.
Türkiye mayıs ayında tarihinde görülmemiş büyüklükteki dev projeleri hayata geçirmeye başlayınca, uluslararası kredi kuruluşları daha fazla dayanamadı, Türkiye'ye yatırım yapılabilir notu verdi. İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Not artışı tahvil alımlarını zirveye çıkardı, faizler 4.70 düzeyine indi. Enflasyonun %6.5 olduğu ortamda 4.70'lik faiz getirisiyle negatiftir. Yani devlete borç verenlerin süre sonunda paraları artmaz aksine eksilir. Bu gelişme lobicileri kelimenin tam anlamıyla çıldırttı. Ağaç kesimini bahane ederek hükümet karşıtı grupları kışkırttılar. En ön safa, 1990 doğumlu masum öğrencileri doldurarak onları paravan olarak kullandılar. Para verdiler, lojistik destek sağladılar. CHP rüyasında bile göremeyeceği ortama kavuştu. İllegal örgütler böyle bir harekete dünden razıydı, hele bir de maddi çıkar olunca, harp silahlarını kuşandılar, taşları topladılar, sapanları sandıktan çıkardılar, Molotoflara büründüler, caddelere çıktılar ortalığı yakıp yıktılar.  sosyal medya ağı (facebook ve twitter) olayların büyümesine müthiş bir propaganda ve haberleşme aracı olarak kullanıldı. Hala da kullanılıyor. Hükümet karşıtı medya olaylara müthiş çanak tuttu. Lobiciler, bununla da kalmadı protesto hareketini yaymak için mezhep çatışmasını körükledi, laik – anti laik ateşini yaktı. Silivri'yi kullandılar. Yetmedi, Avrupa Birliğini ateşlediler. Buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum, Avrupa Parlamentosundaki üyeleri etkilemek için, mutlaka yabancı etiketinizin olması lazım. AB'nin eline hızlı büyüyen Türkiye'nin önünü kesmek için bulunmaz bir fırsat geçti. Bunu kaçırırlar mı? Hergün vuruyorlar, işte 22 nci fasıl müzakereleri açtılar ama başlangıç tarihi belli değil.  
 
Faiz lobisi korkunç planı uygulayarak  Türk halkının kafasını karıştırdı.. İnsanlar ne olup bittiğini çok geç fark etti. Ama o zamana kadar atı alan Üsküdar'ı geçti. Olayları analiz ederken, sebebe değil sonuca bakarsanız, kolayca çözersiniz. Bütün bu yaşananlar maçın birinci devresi. İkinci bölümde ekonomik darbe var. Lobiciler, 1 aydan beri sahip oldukları Türk tahvillerini satarak faizleri tavana çıkardı. Ellerine geçen parayla döviz aldılar, dolar 1.960 TL'ye fırladı. Merkez Bankası geçen hafta 5 müdahaleyle 1 milyar dolar sattı, dolar ancak 1.930 TL'ye düştü. Faizler hala %8 düzeyinde. Dövizdeki artış maliyetleri yükseltti, önce akaryakıta zam geldi, üretici çaresiz fiyatlara zam yapmak zorunda kalacak. Zamlar enflasyonu yukarı itecek. Merkez Bankası faizleri arttırmak zorunda kalacak. Sonuçta lobinin istediği olacak, cebi dolacak. Faizler artmadan bu olaylar asla durulmaz, döviz kurları düşmez. En zayıf yerimizden yakalandık.  Türkiye'nin risk priminin artması, yurtdışından daha yüksek faizle borçlanacağı anlamına geliyor.  Yıllarca yüksek faiz düşük kur politikası uygulayıp, sıcak parayı ülkeye mıknatıs gibi çektikten sonra bir anda artık buraya kadar diyemezsiniz. Bana göre geçiş dönemi çok hızlı oldu. Hükümetin bir karar vermesi lazım, ya yüksek faiz rüşvetini verecek, ya da ülkedeki huzurun kaybolmasına rıza göstererek, sırtında bu hergün büyüyen bu kamburla yaşamak zorunda kalacak. Bizde bir laf vardır, ben onu çok tutarım. "Köprüden geçinceye kadar ayıya dayı denir" 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.