Neden IMF?

A -
A +

Piyasaların yılı iyi bitirme gayreti Japonya'dan gelen olumsuz haberle kesildi. Japon havayollarının iflas başvurusunda bulunacağı haberi endişeleri arttırdı. Yeni krizin, Dubai, Yunanistan, İspanya ve İrlanda'nın ardından dünyanın ikinci büyük ekonomisinde, Japonya'da ortaya çıkacağı iddiaları moral bozdu. Japonya'nın yaklaşık 11 trilyon dolar kamu borcu var. 20 yıl boyunca ucuz borçlanan ülkede harcamaların artması, borcu da dönülmez bir noktaya ulaştırmış durumda. IMF'nin yaptığı tesbitlere göre Japonya'nın kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya oranı bu yıl yüzde 218'e, gelecek yıl yüzde 227'ye yükselecek. IMF eski başekonomisti Simon Johnson, (borçları kontrolden çıkan Japonya iflas riskiyle karşı karşıya) diyor. Ünlü reyting kuruluşu Standard and Poors, Japonya'yı; eğer acil tedbir alınmazsa, 2A olan notunu düşüreceği yolunda uyardı. Japonya'daki bu tablo yeni değil. Daha önce iki kriz atlatmış olan bu gelişmiş ülke mutlaka tedbirini alacaktır. Ama bunun için büyük bir bedel ödeyeceği de kesin. 2010 yılındaki ana konumuz böylece belli oldu. Tatil süreci dolayısıyla piyasalar bu gelişmeye aşırı tepki vermedi. Hisse senetleriyle ilgili ayrıntıları (www.necmettinbatirel.com) adresinden ulaşabilirsiniz. IMF'yle anlaşma konusunda son noktayı Başbakan Erdoğan koyacak. Ortada yanlış bir anlama var. Deniliyor ki: (IMF'yle yapılacak uzlaşma Türkiye'nin kötü durumda olduğunu kabul ettiği için yabancı kaynağa el açtığını gösteriyor. Hükümetin bu yüzden uluslararası para fonuyla yeni bir stand by imzalamaması lazım...) Oysa mevcut tablo çok farklı. Türkiye'nin 2009 yılında % 5.7'lik küçülmesini telafi etmek için hızlı büyümeye ihtiyacı var. Bunun için de dünyanın en ucuz kaynağı olan IMF desteği bulunmaz bir nimet... Nitekim bakın Ali Babacan'ın açıklamasının son cümlesinde bu gelişmeye vurgu yapılıyor... Deniliyor ki: (IMF'yle muhtemel bir anlaşma, aciliyetten kaynaklanan değil, Türkiye'nin büyümesini desteklemek için yapılacak...) Dikkati çeken en önemli gelişme, stand by'ın 3 değil 2 yıllık olması. Yani hükümet bir defa genel seçimlere IMF boyunduruğu altında gitmeyecek. Elde edilen kaynakla yatırım hamlesi başlatılacak, işsizlik azalacak, tüketim artacak. Bence bu iş ocak ayına bitecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.