Neredesin güven!

A -
A +

Dünya merkez bankaları resesyon yani ekonomideki aşırı durgunluğu önlemek için para dağıtmaktan vazgeçti, faiz düğmesine bastı... Çin'den sonra Avrupa, son olarak dün sabah Güney Kore ve Brezilya çeyrek puanlık indirime gitti. Faiz indiriminin iki şok etkisi var. Birincisi faiz düşünce bankadaki tasarruflar azalır... Çünkü bu durumda mevduat getirisi de düşer. Bu nedenle insanlar paralarını bankaya yatırmaz, daha yüksek getiri elde edecekleri araçlara yönelirler. İkinci etki; faiz oranlarının düşmesi nedeniyle kredi faizleri de düşer. Kredi faizleri düşünce girişimciler yatırım yapmaya yönelir. Yeni fabrikalar açılır, var olan fabrikalar genişlemeye büyümeye başlar, üretim artar. Bunların sonucunda eleman ihtiyacı doğar ve işsizlik göreceli olarak azalır. Biliyorsunuz sanayileşmenin ve kalkınmanın temelinde, yatırım ve üretim artışı var. Böylece hem harcamalar hem de yatırımlar artar, ekonomi canlanır. Faiz oranlarının düşmesinin ardından daha yüksek getiri beklentisiyle, banka yerine borsaya yöneliş artar... Talep çoğalınca hisse senedi fiyatları yükselir. Sahip oldukları hisse senetlerinin değerinin artmasıyla insanlar kazanç sağlar daha fazla para harcar. Şirketlerin piyasa değeri artar, bunun getirdiği güvenle işletmeler daha kolay ucuz kredi bulur... İşte burada büyük bir AMA dedikten sonra, şu noktayı açıklığa kavuşturmak lazım. Ekonomide risklerin yoğunlaştığı bir dönemde bireyler ve şirketler faiz oranları ne kadar düşük olursa olsun önlerini göremedikleri için borçlanmak yani riske girmek, dolayısıyla harcamalarını arttırmak istemezler. Bugün Avrupa'da olduğu gibi. Faiz indirimlerinin sonuçları en erken 6 ay, en geç 12 ay içinde görülür. Bugün indirip yarın sonuç alınacak diye bir kural yok. Aslında kaybolan güven ortamını kazanmak için girişimde bulunulsa faiz indiriminden çok daha hızlı ve kesin sonuç alınır... Peki bunu kim yapacak. Tabii ki siyasiler. Ama onlar uyguladıkları programa kendileri bile inanmıyor. Seçimlerle iktidarlar değişiyor, gelen gideni aratıyor. Avrupa'da enflasyon yükselişe geçmeden suların durulduğu anlaşılmayacak. İşte bakın belirsizlik arttığı için insanlar hisse senetlerini satıyor, dolara koşuyor. 2 yıllık ABD ve Alman tahvillerinde negatif faiz var. Yani bu tahvilleri satın alanların paraları eksiliyor, bir anlamda güvenli limanda kalmanın bedelini ödüyorlar. Dolarda kalma isteği azalmadığı sürece faiz indirimleri kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm. Ay sonundaki ABD Merkez Bankası (FED) toplantısına kadar bu eğilim değişmeyecek görünüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.