Parmak ısırttık!

A -
A +

Türk ekonomisi 2014 yılını, ABD Merkez Bankası'nın, 2008 yılından sonra ilk kez başlayacağı faiz artırımlarının zamanlaması üzerine süren tartışmaların ve siyasi gerginliklerin etkisinde yaşanan gelişmeler ile geride bırakıyor. Tahvil piyasasında ise yıla yüzde 6 seviyelerinden başlayan iki yıllık gösterge faiz, 17 Mayıs'ta Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesinin ardından tarihî düşük seviye olan yüzde 4.61'e kadar geriledi. Böylece Türkiye Fitch ile birlikte iki kurumdan yatırım yapılabilir kredi notu edinmiş oldu. 27 Aralık'ta son iki yılın en yükseği olan yüzde 10.37'ye kadar yükselen gösterge faiz, olumlu beklentileri yılı tek hanede tamamladı. Türkiye sıkıntılı bir yılı geride bırakıyor. Faizlerin ocak ayında %10 düzeyine çıkarılmasıyla büyüme düştü, enflasyon yükseldi, işsizlik artı. Yılın ekonomik açıdan belki en olumlu yanı cari açığın düşmesi ve bütçe açığının da düşük düzeyde kalmaya devam etmesi oldu. Hindistan, Türkiye, Çin ve Japonya gibi ekonomilerin, kaybettikleri ivmeyi bu yeni imkân sayesinde yakalayabilir. Uluslararası kuruluşlar, 2015 küresel büyüme ve ticaret hacmi artışı tahminleri artış yönünde revize etmeye başladılar bile. Petrol fiyatlarındaki düşüş 2015 yılına bakışı kökünden değiştirdi. Fed'in faizi artırma kararı alması kolay değil. Türkiye ekonomisi, ilk çeyrekte yüzde 4.7, ikinci çeyrekte yüzde 2.1 büyüme kaydetti. Türkiye 3. çeyrekte yüzde 1.7 oranında büyüdü. Büyüme hızının düşmesinde merkez bankasının ocak ayının sonundaki olağanüstü toplantısında faizler 110 baz puan arttırmasının birinci derece rolü var...

Faiz yükselince kredi kullanımı azaldı, tüketim yani iç talep düştü. Sonunda ortaya böyle bir manzara çıktı. Bugün kredi faizleri komisyon ilavesiyle yıllık bazda %13-15'i buluyor. Oysa gösterge tahvilde oranlar 8.00 düzeyinde; Enflasyonun %9'u aşmasında faiz artışının çok ciddi etkisi olduğu gerçek Borsa İstanbul (BİST 100), 22 Mayıs 2013 tarihinde 93 bin 178 puana yükselerek tüm zamanların rekorunu kırmıştı. Ancak Gezi Parkı eylemleri, seçim süreci, 17 Aralık'ta bazı bakanlar hakkında ortaya atılan rüşvet iddiaları üzerine hızlı bir geri çekilme yaşandı ve endeks 2013 yılını 67 bin 801 puandan kapadı. Bugün 84 bin puanda. 17 bin puanlık artış %25'lik yükselişe işaret ediyor.

2014 yılının başında sert geri çekilme devam etti ve 29 Ocak 2014 tarihinde yılın en düşük seviyesi olan 60 bin 753 puan görüldü. BİST 100 endeksi 2 Ocak-29 Ocak tarihleri arasında yaklaşık 7 bin puan daha kaybetti. Borsa endeksi bugün 84 bin düzeyinde.. 24 bin puanlık artış endeks bazında %25'lik yükselişi gösteriyor. Ocak ayında 494 milyon 858 bin dolarlık satış yapan yabancılar, Şubat ayında 206 milyon 950 bin dolarlık alımla borsanın seyrini değiştirdi. Mayıs ayında ise 705 milyon 586 bin dolarla yılın en büyük alımı gerçekleştirildi Aralık sonunda yabancıların 63 milyar dolarlık hisse senedi stokları, 52.6 milyar dolarlık tahvil stokları oluştu. Toplam 115 milyar dolarlık bu büyük stok güvenin eseridir.

Son 1 yıldır devam eden ekonomiye dair kara tahminler yine tutmadı. Algı operasyonlarına ve sıfırcı hocaların çifte standardına rağmen Türkiye, not liginde 2015'e hasarsız giriyor... Ekonomide felaket senaryolarının çizildiği bu dönemde Türkiye, azalan cari açık, sürdürülebilir büyüme trendi ve cesaret verici ekonomisiyle tökezleyen Avrupa'ya inat dosta düşmana parmak ısırttı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.