Piyasalarda IMF rüzgârı

A -
A +

Geçen hafta boyunca her gün Uluslararası Para Fonu'ndan geleceği söylenen 10 milyar dolarlık yardımla yatıp kalktık. Sonunda Aralık ayında bu yardım kesinleşip kasamıza girecek. Ama IMF'ye 2002 yılında ödemek zorunda olduğumuz 5 milyar dolarlık borcumuzun ertelenmesi söz konusu değil. Onu bizden çatır çatır alacaklar. Dikkat ediyor musunuz, Türkiye son 2 yıldan beri her 6 ayda bir ek yardım çığlıkları atıyor ve sonunda siyasi bir bedel ödeyerek bunu IMF'den koparıyor. ABD'nin bu işteki desteği tartışılmaz. Aslında ABD ile IMF'yi ayrı kefelerde görmek yanlış. Bir zamanlar bir banka sloganı vardı: Yok aslında birbirimizden farkımız... Biz ....... bankasıyız diye... İşte ayyynennn öyle. İşler düzeldi mi? Ümit fakirin ekmeği olunca, bu yardım parası daha gelmeden borsamız şaha kalktı, dövizin beli kırıldı, bono faizleri inişe geçti. Özellikle borsada işlem hacmi 800 trilyon lirayı aştı. Büyük spekülatörler, bu durumda küçük yatırımcıları hisse senedi almaya davet ediyorlar. Yaşadığımız ekonomik kriz ortamında eğer bu sözü edilen yatırımcı grubu kaldıysa tabii.. Bize göre yapılan işlemlerin büyük bir bölümü fiktif. Yani aynı grubun büyük miktarlarda hem alım, hem satış yapma emri vermesi ile oluşuyor. Aldanmayın, diyorum. Endeks 12 bin Bileşik endeks gerek ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in G-20 toplantısındaki sözleri, gerekse IMF kaynaklı açıklamalar ışığında bu hafta 12 bin puanı görebilir. Türkiye'nin Afganistan'da düzenlenen harekata asker gönderme ihtimali kesinleşti. Bu arada bize barış gücü komutanlığı görevi de veriliyor. Bütün bunlar Türkiye'ye olan güvenin arttığının açık göstergeleri. Ortadaki oyun o kadar ustaca sahneleniyor ki, kimsenin ruhu bile duymuyor. Biz güvendiğimiz ülkeye çabuk yardım yaparız, diyorlar. Ama ardından Irak'a İncirlik üssü altından sopa gösteriyorlar. Sonunda bu ülkeye de sıcak bir çıkarma yapılacak. Ve bu gerçekleştirilirken Türkiye yine başrolde olacak. Borsa değil, at yarışı Yabancı yatırımcılar Türkiye'ye geliyormuş veya daha doğru ifadesiyle gittiklerine pişman olanlar dönme hazırlığına girmişler. 2001 yılında yaklaşık yüzde 10'luk bir küçülme yaşayan bir ülkede ekonominin bel kemiğini oluşturan şirketlerin hisseleri nasıl değer kazanır? diye kimse düşünmüyor. Veya düşünmek istemiyor. Milyonlarca insanımız işsiz kaldı. Halkın satın alma gücü geçen yıla göre yarı yarıya düştü. Şirketler ürettikleri malı ancak dış ülkelere satabiliyorlar. İçerde pazar tıkandı. Ancak yüzde 40-50 indirim yaparlarsa biraz canlanma yaşayabiliyorlar. Böyle bir durumda hangi şirket ne kadar ümit verir de hissesine gerçek anlamda müşteri bulabilir. Bizdeki borsacılar maalesef şirketlerimizi birer at gibi görüyorlar. Ve düzenledikleri yarışlarda bunları koşturuyorlar. İşte bu yüzden İMKB'deki canlanma hali çok kısa süreli oluyor. Yani yarış bitinceye kadar. Aynen emme basma tulumba gibi.. Önce emiyorlar, ardından koyveriyorlar. Yabancı hayâli Yabancı yatırımcı geldi-geliyor palavrası bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Bu yabancıların yüzünü gören yok, parasını bilen yok. Varsa yoksa onlar adına konuşan bir takım insanlar meydana çıkıyor, piyasayı sürüklüyor. Yabancı yatırımcı bir ülkede reel olarak kâr eden kuruluşların hisselerine yönelir ve bunu da çok kısa sürede elinden çıkarmaz. Alır ve yatar. Sağlam şirket sonunda ona kendi ülkesindeki yıllık faiz oranından fazla kâr sağlarsa iyi iş yapılmıştır... 1 aydan beri bonolardaki bileşik faizler inişte. Ama fonlama maliyetleri bono bileşiklerinin üzerinde. Piyasalar bu bakımdan oldukça huzursuz. Aslında bileşik faizler Merkez Bankası'nın kısa vadeli kotasyonları indirmesini bekliyor. Bugüne kadar bu talep karşılanmadı. Zira enflasyon oranları çok yüksek. Kasım ayı rakamları görülmeden de pek bir adım atılacağı yok. Uyumsuz ANAP Ay sonuna kadar bileşik faizler yatay seyredecek. IMF'nin yapacağı yardımın şartları ve hükümetin bu emirleri yerine getirirken göstereceği performans yani birliktelik büyük önem arzediyor. Özellikle hükümetin küçük ortağı ANAP bu beraberlikte pek uyumsuz bir davranış sergiliyor. Bir Genel Başkan Yardımcısı çıkıyor, 2 yıl aynı kabinede hizmet verdiği Başbakanı yaptığı icraatlardan dolayı yerden yere vuruyor. Böyle bir ortamda nasıl birlik sağlanacak ve halka güven verilecektir, şüpheli... Dolar tabanda Dövizde ibre tersine döndü. Artık IMF'nin10 milyar dolarlık yardımı daha gelmeden kurlardaki gevşemeyi hızlandırdı. Dolar 1 milyon 500 bin liraya kadar indi. Bu seviyelerin altına düşmesi beklenmiyor. Ancak hafta içinde Hazine'nin yapacağı 7 aylık bono ihalesi kurlar üzerinde hayli etkili olacak. Zira burada oluşacak faiz oranları beklentiler doğrultusunda gerçekleşmezse bütün planlar altüst olacak. Aksi halde dövizdeki tansiyon biraz daha düşecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.