Sevinmek hakkımız

Türk ekonomisinin nasıl şaha kalktığını düşmanlarımız görüyor da içerideki ahmaklar fark edemiyor. Bunların ya gözleri kör, ya da olaylara at gözlüğü ile baktıkları için gerçeği göremiyorlar. Ya da hınzırlıklarından hakikati örtbas edip milleti kandırmaya çalışıyorlar. Yağma yok. Rakamlar ortada. 

 

*İhracat 10 ayda 210 milyar dolara dayandı. Türkiye’nin cari açığı ekim ayında 359 milyon dolarla 1,6 milyar dolarlık beklentinin 5 kat altında gerçekleşti. Ocak-ekim döneminde cari açık 38,2 milyar dolar oldu. Ancak aynı dönemde altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı aylık 8,64, 10 ayda 43 milyar 41 milyon dolar fazla verdi.

 

*Hükûmet reel sektöre ucuz kaynak için para musluklarını açtı. 150 milyar liralık Yeni Kredi Garanti Fonu hayata geçiyor. Yani Hazine Bakanlığı bankaların vereceği 150 milyar liralık krediye kefil olacak. Böylece iş dünyasının finansman ihtiyacı karşılanacak. Düşük maliyetli destekle hem yatırım, hem üretim, hem de istihdam artacak. BİST'te bankalar bu gelişme üzerine uçuşa geçti.

 

*Ekim ayında 83,2 milyar lira açık veren merkezî yönetim bütçesi kasımda 108,3 milyar lira fazla verdi. Faiz dışı fazla ise 132,7 milyar lira olarak gerçekleşti. Kur korumalı mevduata kasımda bütçeden aktarım yapılmadı, zira döviz yerinde saydı. Vergi gelirlerinin 312 milyar liraya çıkması, bu iyileşmede etkili oldu. Vergi gelirleri nasıl arttı? Üretim, tüketim arttı, şirketler kazançlarını katladı. Ocak-Kasım 2022 döneminde 11 aylık bütçe açığı 20,4 milyar TL oldu. Oysa 2022 yılının tamamında bütçe açığı 278 milyar lira olarak belirlenmiş bu rakam orta vadeli programdaki değişiklik sebebiyle eylülde 461 milyar liraya çıkarılmıştı. Buna göre şu anda 441 milyar liralık bir iyileşme var. Bütçe açığındaki büyük azalma hükûmetin hizmet alanını genişletiyor. 

 

*Yerli yatırımcılar geçen hafta 2,4 milyar dolar sattı, toplam hesapları 201,4 milyar dolara geriledi. Aralık 2021’de bu hesaplar 238 milyar dolardı. Vatandaşın bankada 120, şirketlerin 80 milyar doları var. Toplam mevduatlar içinde TL’nin payı %53’e yükseldi, dövizin payı %47’ye düştü. Merkez Bankasının toplam rezervleri 9 Aralık haftasında 3,8 milyar dolar arttı, 128,8 milyar dolarla 8 yılın zirvesine çıktı. Net rezervler 26,8 milyar dolarla iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Geçen sene aralık ayında brüt rezervler 84,1 milyar dolardı. 1 yılda 44,7 milyar dolarlık (%53 oranında) artış var.

 

*Putin, "Türkiye’nin doğalgaz altyapısı önemli potansiyele sahip… Avrupalı tüketiciler için doğalgaz fiyatı büyük oranda Türkiye'deki merkezde belirlenecek” dedi. Türkmenistan gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılacak olması tarihî bir olay. Silivri’de 4,6 milyar metreküple Avrupa’nın en büyük doğal depolama tesisimiz hayata geçti…

 

*Küresel makroekonomik ve sosyo-politik zorluklara rağmen Türkiye’deki birleşme ve satın almalarda büyük artış var. 2022 yılında işlem hacmi yüzde 8 artışla 11 milyar dolara yaklaştı ve pandemi sonrası dönemin en yüksek seviyesine ulaştı. 400’ün üzerinde işlem ile tüm zamanların en yüksek işlem sayısı gerçekleşti.

 

*ABD ekonomi basınının önemli gazetelerinden The Wall Street Journal, Türk ekonomisiyle ilgili şu görüşleri paylaştı: Uygulanan Ortodoks olmayan politikalara karşın ekonomi güçleniyor. Türkiye'nin yakından izlenen ödemeler dengesi ekimde yalnızca 400 milyon dolar açık verdi. Azalan cari açığın başlıca sebebi emtia fiyatlarındaki gerileme. Kur Korumalı Mevduat Sistemi ile Türk lirasındaki değer kaybının önüne geçildi ve finansal sistemde oynaklık azaltıldı, bankalar artık daha güçlü. Jeopolitik müttefiklerden sağlanan fonlarla Merkez Bankasının rezervleri zirvede. Enflasyonun seçim döneminde %20’lere gerilemesi sürpriz olmayacak. Kredi sıkıntısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Katar, Birleşik Arap Emîrlikleri, Çin ve Güney Kore ile yaptığı swap anlaşmalarıyla aşıldı. Suudi Arabistan’dan 5 milyar dolarlık destek çok yakın. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin eseri olan bu tabloya sevinmeyelim de ne yapalım?