Türkiye Ekonomisi son iki yıldır düzenli olarak yavaşlıyor. 2011'in ilk çeyreğinde yüzde 12,4 olan büyüme hızı,
2012'nin son çeyreğinde yüzde 1,4'e kadar indi. 2012 yılında büyüme net ihracattaki artıştan kaynaklandı. İç talep 2012 yılında azalarak büyümeye negatif katkı yaptı. İç ve dış talep arasındaki bu ayrışma cari açığı yüzde 6'ya düşürürken yıllık büyüme beklentilerin çok aşağısında kaldı. Ekonomide iniş yumuşak değil çok sert oldu. Yüzde 2.2'lik büyüme resesyon olarak kabul ediliyor. 2012 yılında Türkiye'nin ihracatı yüzde 13,1 artarak 135 milyar dolardan 153 milyar dolara ulaştı. Geçen yılın dış ticaret açısından en önemli olayı, İran'ın Türkiye'ye ihraç ettiği doğal gaz ve petrol karşılığında Türkiye'den ya doğrudan ya da Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden altın ithal etmesiydi. 2012 yılında Türkiye'nin toplam altın ihracatı 2011 yılına göre yüzde 805 oranında artarak 13,3 milyar dolar olurken, bu ihracatın 6,5 milyar doları İran'a, 4,6 milyar
doları Birleşik Arap Emirlikleri'ne yapıldı. İşte bu altın ihracatı Türkiye'nin toplam ihracatını ve cari açığını olduğundan daha iyi bir noktadaymış gibi gösterdi. altın ihracatı olmasaydı 2012'de cari açık gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 7'si olacaktı.
Peki bundan sonra ne olacak? ekonomi yönetimi ne tepki verecek? firmalar ne yapacak? 2013 bütçesi oldukça sıkı bir
maliye Politikasını gösteriyor. vergi gelir artışları tüketime ve ithalata dayandırılmış durumda. Demek ki iç talebin ve
buna bağlı olarak da ithalatın canlanması bekleniyor. Bütçe açığının azalması söz konusu. Hükümet seçim ekonomisi uygulamayacağım diyor. Merkez Bankası para politikasını zaten gevşetti. Bir miktar daha gevşetebilir. Bu politikanın 2013 büyümesi için yeterli olacağı düşünülüyor. Ama tam tersi bir tabloyla karşılaşabiliriz. Hane halkları 2011'de hızla borçlandı, 2012'de para ve kredi sıkıldı, şimdi gevşetiliyor. Yatırımlar canlanmadan gerçek büyüme sağlanamayacak. Bütün ümitler barış sürecinde.. Terör biterse Krediler patlayacak, büyüme hızı artacak. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan (Merkez Bankası'nın yüzde 15 kredi büyüme limiti katı hedef değil) diyerek kapıyı açtı.