Hafta sonunda iki büyük olay yaşandı. Birincisi İBB’nin tüm birimlerinde görevli üst düzey 51 isim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve kurulan örgüte üye olma", "ihaleye fesat karıştırma", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından gözaltına alındı. İkincisi İBB’nin görevden alınan eski başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 12 Ekim 2024 tarihinde Beşiktaş'taki bir otelde "örgüt yöneticileri ve gizli kasalarıyla" yaptığı karartılmış toplantının yeni görüntüleri ortaya çıktı. Terör korkusundan sinyal bozucu jammer kullandık diyorlar. Yalanın babası!.. Jammer kullansalardı, otel yönetimi ile oteldeki müşterilerin tamamı iletişim yapamazdı. Kameraları terör korkusuyla kapattık diyorlar, o da yalan. Terörden korkan, kamera kapatmaz tam aksine olayları izlemek için daha fazla kamera kullanır. Ortada gizli saklı bir buluşma olduğu kesin. Peki bavulda jammer yoksa ne var? Sorusu daha da muammalı hâle geldi. İçişleri Bakanı Yerlikaya; “Güvenlik kamerasını bantla kapatmanın bir mantığı yok. Kendinden eminsen, şeffafsan neden kamera kapatırsın ki. Bizde jammer, birçok devlet başkanının katıldığı uluslararası toplantılarda kullanılabilir” dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü de, belediye başkanları ve belediyelerin, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında frekans kesici kullanabilecek kişi, kurum ve kuruluşlar arasında sayılmadığını açıkladı. Yani jammer kullanımı varsa kanunsuz.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, "Yeni bir operasyona giriştiler. Piyasalar, borsa hukuk ister, güven ister. Bunun için bu operasyonu hafta içinde yapmaya cesaret edemediler. Piyasalar kapandıktan sonra, bir cumartesi sabahı bu operasyonu yapıyorlar ki borsa düşmesin, dolar yükselmesin" sözü boş çıktı. Borsa İstanbul yeni haftaya yükselişle başladı, döviz kurlarında hareketlenme yok. Vatandaş artık tarihî yolsuzluğa karışanların kim olduğunu bunları neden yaptıklarını net bir şekilde gördü. Algı operasyonu duvara çarptı. Kimin ne olduğu ortaya çıktı. Özel İBB soruşturmasına tepki göstermiş; "Gözaltılarla İstanbul'u depreme karşı savunmasız bıraktılar" demişti. Güler misin ağlar mısın? Gören de bu ekip 6 yıldan beri kentsel dönüşümde tarih yazmış zanneder. Ne yaptıkları teker teker ortaya çıkıyor. Bunlar halkın parasıyla sadece kendilerine hizmet etmişler. Son günlerde yine Kanal İstanbul dillerde. CHP buna niye karşı çıkıyor. Depreme dayanıklı konutların yapılmasını niye istemiyor. Çünkü bu projenin hayata geçmesi ile kendilerinin bu konuda ne kadar aciz oldukları ortaya çıkıyor. Hem kel hem fodul... Bakın 250 bin konutluk cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hedefi ile İstanbul’da 50 bin konut projesi hayata geçti. TOKİ’nin geçen yıl Arnavutköy Baklalı mevkiinde başlattığı 28 bin 100 konut bölüm bölüm tamamlanıyor. 5 ayda 3 bin 900 konut bitti. Böylece 200 bin vatandaşımız deprem riskinden kurtulup güvenli barınma imkânına kavuşacak...
İBB'deki bütün kilit isimler görevden alınıyor. Bu kadar geniş bu kadar büyük yolsuzluklara dünyanın hiçbir yerinde rastlanamaz. 6 yılda koskoca belediye ne hâle gelmiş herkes görüyor. Bir tek Özgür Özel görmüyor, ya da görmek istemiyor. Ama mızrak çuvala sığmıyor. İBB'deki yolsuzluklar zenci saçına döndü. Gözaltına alınanlar tutuklanmamak için etkin pişmanlığa sığınıyor, akla hayale gelmedik suistimalleri kimlerin yaptıklarını tek tek açıklıyor. Suçlular katlanarak büyüyor, bütün kilit isimlerin gözaltına alınmasıyla İBB fiilen iş yapamaz hâle geldi. Buna mutlaka bir çare bulunmalı, kayyım mı atacak, ortak bir yönetim mi tayin edilecek yoksa bakanlık mı devreye girecek ne olacaksa bir an önce olsun... Zira "kanalizasyon" patladı, her tarafı pis kokular kapladı, şimdi kökten temizlik zamanı.
Necmettin Batırel'in önceki yazıları...