Tünelden çıkıyoruz!

Amerika'da bütçe açığı, ekonomiyi teşvik paketleri sayesinde rekor düzeye ulaştı. ABD Merkez Bankası, kasalardan dışarı taşan dolarları toplamak için harekete geçmiyor. Bol paranın enflasyona yol açmasını istiyor. Böylece bankaların kredi musluklarını açacaklarını ve tüketimin artacağını hesap ediyor. Bunun için faizleri 2010 yılının sonuna kadar sıfır ile %0.25 arasında tutacağını açıkladı. İşte bu yüzden Amerikalı yatırımcılar enflasyona endeksli tahvillerle, emtia, altın ve petrol hissesi alıyor. Bu tablo karşısında dolar dünya para birimleri karşısında sürekli değer kaybediyor. Euro/dolar paritesi 1.49 sent seviyesini destek yaptı, 1.50 sente ulaştı. Burayı aşacak olursa, 1.53 sente düşecek. Bundan sonraki seyri 1.55, ardından 2007 Temmuz ayında gördüğü 1.60 sentle zirveye ulaşmak. Düşük doların enflasyonu tahrik edeceği öngörülüyor. Ama son açıklanan eylül ÜFE'sinde bu manzara görülmedi. Tam tersi üretici fiyatları 9'uncu ayda eksi binde 6 çıktı, beklentiler eksi binde 3'tü. Amerikan faizleri düşük kalınca risk iştahı artıyor. Ekonomik kriz sırasında %80'leri aşan Vıx yani korku endeksi Amerika'da yüzde 20'lere indi. Düşük dolar Amerika'nın ihracatında önemli artışlara yol açıyor. Bakın dış ticaret açığı her ay daralıyor. Ama Avrupa kan ağlıyor. Zira Euro'nun aşırı değer kazanması, pazar payını daraltıyor. Ama bir gerçek var, Amerika iyileşince bütün dünya onu izliyor. Amerika'nın izlediği faiz politikası, yurt dışına sermaye çıkışına yol açıyor. Bu para büyüme hızında artış beklenen gelişmekte olan ülkelere yöneliyor. Türkiye bunlar arasında yer alıyor. Türk ekonomisi hızla toparlıyor. 2010 yılında büyüme hızının %5'i aşacağı öngörülüyor. İMKB'deki yabancı payı %67'lere dayandı. Endeks 51 bin puanı aştı, 55 bine koşuyor. Dövizin yüzüne bakan yok. Daha önce alanlar ben nasıl böyle bir hata yaptım diye yanıp tutuşuyor. Altın 1100 dolara koşuyor. Felaket senaryosu çizenlere inanmayın. Tünelden çıkıyoruz. Piyasalarla ilgili ayrıntıları www.necmettinbatirel.com adresinde bulabilirsiniz.