Bu hafta piyasaların gözü iki önemli gelişmede odaklanacak. Birincisi Ekim ayı enflasyon rakamları. Kısa vadeli fiyat hareketleri için mihenk taşı olacak. Beklentiler toptan eşya yüzde 4.5, tüketici yüzde 4.2 seviyesinde. Bu oranların üstü kötü altı iyi yorumlanacak. Yakından izlenecek ikinci konu ise Derviş ve ekibinin ABD'de yapacağı temaslar ve IMF ile sağlanacak uzlaşma. 10. gözden geçirme görüşmelerine kaldığı yerden Washington'da devam edilecek. Ve hepsinden önemlisi 2002 yılı için öngörülen enflasyon hedefi IMF tarafından tesbit edilecek. Uluslararası Para Fonu'nun özellikle faiz dışı fazla hedefinin yüksek tutulmasını, ancak hükümetin de buna karşı büyümeyi sağlamak için sürdürebilir oranlar isteyeceği belirtiliyor. Piyasalar ateş üstünde Görüşmelerde ayrıca yeni ek kredi ve 5.5 milyar dolarlık 2002 vadeli IMF borçlarının ertelenmesi konuları da masaya yatırılacak. Hazine, New York'ta 11 Eylül'de meydana gelen ve dünyanın çehresini değiştiren terör saldırılarının ardından tanıtım toplantılarını ertelemişti. Bu hafta bu road show'lar yeniden başlıyor. Bu gelişmeler elbette ABD'nin Afganistan'daki savaş ihtimalini ortadan kaldırmıyor. Piyasalar yaklaşık 3 haftadan beri ateş üstünde. Hazine ise Ekim ayında 4.6 katrilyon lirası piyasaya olmak üzere 6.8 katrilyon liralık ödemede bulunacak. Bu itfaların ödenmesinde sorun yok ama borçlanma vadelerindeki kısalma yatırımcıları oldukça rahatsız ediyor. Yani borçlar eskiden olduğu gibi yine kısa vadeye yığılıyor. Borsanın gözü savaşta Borsada bileşik endeksin izleyeceği yön ABD'nin misilleme harekatı ile büyük paralellik arz edecek. Muhtemel bir saldırı halinde panik satışların başlayacağından kimsenin şüphesi yok. Ancak bu düşüşün kısa süreli olacağı ve ardından hemen yoğun alımların başlayacağı ifade ediliyor. Avrupa Birliği'ne uyum için Anayasa'da yapılan değişiklikler biri hariç teker teker Meclisten geçti. Fire verilen 32. madde ise ikinci tur görüşmelerinde yeniden ele alınacak. Uluslararası Tahkim konusunda eğer yine uzlaşma sağlanamazsa, paket düşecek. ABD'de işsizlik alarmı Amerika'da işsizliğin artacağı ve durgunluğa gidişin hızlanacağı beklentisi her ülkenin korkulu rüyası haline geldi. Bir sürü askeri operasyon senaryosunun yapıldığı bir ortamda ekonomi ve politikaya ilişkin yorum yapmak kolay değil. ABD'nin şu an için operasyonu Afganistan'la sınırlı tutmaya çalışması, ilk bakışta askeri harekatın psikolojik olarak Körfez Savaşı kadar olumsuz etki meydana getirmeyeceğini gösteriyor. Ama rakamlar işin ekonomik yönünün hiç de bu kadar iyimser olmadığını ispat ediyor. ABD'de tüketici güven endeksi ve işsizlik oranı alarm veriyor. Bu hafta açıklanacak olan Eylül ayı işsizlik rakamı eğer yüzde 5'e yakın çıkarsa borsalarda düşüş hızlanacak. Wall Street 10 günlük sarsıntının ardından geçen haftasonunu iyi tamamladı. Dow Jones Sanayi Endeksi 17 yıldan bu yana en yüksek haftalık yükselişi göstererek yüzde 7.4 artış gösterdi. Standard & Poor's 500 endeksi yüzde 7.8 artarken, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq'da Bileşik Endeks yüzde 5.3 arttı. Dow Jones Endeksi haftayı 8,847.56 puandan kapatırken, Tokyo Borsası'nda Nikkei Endeksi 9,774.68 puandan ve Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi haftayı 4,903.4 puandan tamamladı. Telekom hisseleri gözde Tüm endeksler saldırının yapıldığı 11 Eylül öncesindeki değerlerine göre oldukça aşağıda seyrini sürdürürken, piyasaların geleceği de ekonominin hız kesmesine bağlı olarak pek içaçıcı değil. Analistler, orta ve uzun vadeli alıma yönelmenin yerinde olacağını öngörürken, özellikle durgunluktan az etkilenecek ilaç ve savunma sektörü hisseleri yanında, değerleri aşırı düşen telekom hisselerine yönelimin sözkonusu olabileceğini kaydettiler. Özellikle Goldman Sachs'ın baş stratejisti Abby Joseph Cohen'in firmasının hisse senedi ağırlığını yüzde 70'ten yüzde 75'e çıkaracağına yönelik açıklaması, piyasalara alım desteği getirdi. Yatırımcı repoya yöneldi Geçen hafta döviz alımlarından beklediğini bulamayan yatırımcılar kısa vadeli bono ile repoya yöneldi. Bu hafta da repoya olan talebin artması kaçınılmaz gibi görünüyor. Zira kurların oldukça yüksek olması açısından döviz cazibesini şimdilik kaybetti. Yani kısa vadede hızlı çıkış yaparak kâr sağlaması uzak bir ihtimal olarak görülüyor. IMF heyeti 2002 programına destek verir ve Türkiye'ye ek yardım yapacağını açıklarsa repo oranları gevşeyebilir. Zira bu durumda bonolardaki bileşik faizler 3-5 puan düşecek. Mali ve reel piyasalarda hükümet olan güven bunalımı artan bir hızla devam ediyor. Bugüne kadar öyle veya böyle ayakta durabilen firmalar da teker teker son nefesini vererek kepenklerini indiriyor. İşten çıkarmalar son hızla devam ediyor. Üretim düşüyor, fiyatlar artıyor, tüketim daralıyor. İnsanlar şimdi sadece yaşayacakları kadar mal alıyor. Şirketler can derdinde Türkiye'nin iki süper holdingi Koç ve Sabancı'ya ait borsa şirketleri 10 ay içinde yaklaşık 20 milyar dolarlık kayba uğradı. Kasım 2000'de 2 milyar dolarlık Arçelik'in değeri Eylül 2001'de 400 milyon doların altına düştü. Şimdi her sektör kurtuluş için hükümete talep yağdırıyor. Tekstilciler Amerikan bayrağı basmak için sipariş beklerken, otomotivciler ek taşıt vergisinin sıfırlanmasıyla satışlarının artacağı hayaliyle yaşıyor. Ümit dağın ardında, oysa gerçek yanıbaşımızda. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan'ın Cuma günü yaptığı zehir zemberek beyanat Ankara'da yerini buldu. Koç'un duayenlerinden İnan Kıraç'ın son yaptığı "İş adamları siyasete girsin" sözleri gündeme bomba gibi düştü. Siyaset kazanı fokur fokur kaynıyor. İstifalar peşpeşe geliyor. Meclis aritmetiği yeni çalışma döneminin başlamasıyla birlikte önemli ölçüde değişikliğe uğrayacak.