Uyanık olun!

Kelimenin tam anlamıyla göz kamaştıran Türk ekonomisindeki bu iyileşmeyi, batı ülkeleri hazmedemiyor. Türkiye'nin önünü kesmek için, terörü kullanıyorlar.. İran, Irak ve Suriye bizi sıcak savaşa sokmak için inanılmaz yollara başvuruyor. Kaldırdığınız her taşın altında bunlar var. Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri PKK'ya destek veriyor. Türkiye kısa bir süre önce Oslo sürecini başlattı. Gelin masaya oturalım konuşalım, ne istiyorsanız söyleyin dedi. Ardından terör patladı. Leyla Zana'nın Başbakan'ın bu sorunu çözeceğine inandığını vurgulaması, Kürtçe derslerinin seçmeli olarak müfredata dahil edilmesi ve şiddet durursa Öcalan'a ev hapsinin gündeme getirilmesi yeni bir müzakere sürecine dinamizm katmaya yarayacak son derece etkili karşılıklı jestlerdi. Bu resim uyuşturucu ticaretinden milyarlarca dolar kazanan ve bir o kadarını da yabancı ülkelere taşeronluk yaparak toplayan vatan hainlerini çıldırttı. Terör biterse, kendileri de bitecekti. Bunun için çoluk çocuk, demeden katliama giriştiler. CHP'nin Kürt Sorunu'nun çözümü konusunda politika değişikliğine gitmesi, Mesut Barzani'nin şiddet döneminin bitmesi gerektiğini söylemesi ve büyük bir af çıkartılacağı haberleri kamuoyunda çözüm yönünde beklentilerin artmasına neden oldu.. Son derece iyimser tabloyu PKK'nın Dağlıca baskını gölgeledi. Gaziantep bombasıyla istikrarın temeline dinamit konulmak istendi... Ortadaki resme baktığımızda şunu görüyoruz: Terör olayları birbirini izliyor. Her gün şehit haberi var. Yabancı yatırımcılara şu mesaj verilmek isteniyor: Türkiye silahların patladığı, insanların korku içinde yaşadığı bir ülkedir, para kazanamazsınız, gelmeyin. Böyle bir ortamda her Türk ferdine büyük görevler düşmektedir. Şüpheli kişileri hiç vakit kaybetmeden güvenlik güçlerine ihbar ederek, olağandışı davranışlara prim vermeyelim.. Hele kalabalık alışveriş merkezlerinde çok daha dikkatli davranalım.. PKK içerisinde, Suriye kanadının örgüt içinde daha etkin hale gelmesi ile örgüt daha da radikalleşti. Örgütün zemini giderek Türkiye kanadının elinden kaymaktadır. Örgüt içinde gittikçe görünür hale gelen iktidar mücadelesi daha radikal eylemlere zemin hazırlıyor. Örgütün hegemonyasının gölgesinde kalan BDP ise giderek bir aktör olarak inanılırlığını ve etkinliğini yitiriyor. Barış sürecinin başarılı olabilmesi için diğer önemli husus ise temel anlaşmazlık konuları üzerinde somut uzlaşmaya varmaktır. Yani üniter yapıyı zedelemeden Kürt kimliğinin korunması için kanuni bir çerçeve oluşturmalıyız. Bu konuda yeni anayasa yapım sürecinde evrensel insan hakları ve AB standartları temel alındığında Kürt kimliğinin anayasal koruma altına alınması için önemli ve somut adımlar atılmış olacaktır...