Millet İttifakı'nın seçimi kazanması durumunda ilk yapacağı iş IMF ile anlaşma olacak. Böylece bütün mali sırlarımız ABD’nin eline geçecek. Kılıçdaroğlu, yabancı sermaye olarak temiz para dediği uyuşturucu baronlarının 300 milyar dolarını getireceğim diyor. Bugün en büyük uyuşturucu baronu PKK…
Acaba onlardan mı işaret aldı? Daha önce de uyuşturucu satandan ve organ mafyasından vergi alacağını söylemişti. Türk ekonomisine kara para ile kaynak sağlayacağım diyen birisi Cumhurbaşkanı olmak için milletten oy istiyor. Binde bir ihtimal bile değil ama Kılıçdaroğlu seçilirse, Türkiye’de yapılmakta olan ve yapılacak olan bütün yatırımlar durur. On binlerce iş yeri kapanır. İlk hamlede 200 milyar dolarlık zarar oluşur. Bugün 10 olan İşsizlik oranı %30’lara çıkar, enflasyon 3 haneye tırmanır. Halk, bankalardaki parasını el konulacağı korkusuyla çeker, finans sektörü çöker. Ülke tam anlamıyla krize sürüklenir. ABD’nin istediği gerçekleşir. Suudi Arabistan Katar, Güney Kore ve Çin verdiği ödünç paraları geri alır. Merkez Bankasında 50 milyar dolar bir anda buhar olur. EYT’liler başta olmak üzere memur ve emeklilerin maaşları yatmaz. Deprem konutlarının yapımı durur.
Millet İttifakı adına konuşan HDP; yönetime geldiklerinde yapacaklarını çok net bir şekilde ilan etti. Cumhuriyeti değiştireceğiz, Suriye’de askerî operasyonları durduracağız, özerk yönetimler kuracağız bütün teröristleri affedeceğiz, özetle Kandili Türkiye’ye getireceğiz diyor…
Ey benim aklıselim vatandaşım içimizdeki düşman vatanı yıkmak istiyor, buna izin verecek misin?
***
Mart sonu itibarıyla finansal yatırım araçlarının, %50,51 olan yıllık enflasyonun etkisi çıkarıldıktan sonra reel getiri oranları belli oldu. Çok eleştirilen faiz getirileri tek kelime ile berbat. Bir yıl önce mevduata 100 lira yatıranlar yüzde 16 faiz aldı.
Parasının değeri 116 liraya çıktı. Ama TÜFE oranı yüzde 50,5 olunca mevduatta reel olarak yüzde 22,8 oranında reel kayıp oluştu. Başka bir ifade ile bir yıl önce mevduata 100 lira yatıranların bu 100 lirası satın alma gücü olarak 77,2 liraya geriledi. Yani zarar etti, farkında değil, param çoğaldı diye seviniyor, oysa tasarrufu küçüldü.
Peki hiç gündemden düşmeyen döviz ne durumda?
Perişanest!.. 2022 Mart’ında dolar kuru 14,50 TL idi. 2023 Mart ayında 18,95 TL’ye çıktı. 1 yılda %30,7 değer kazandı, ama getirisi 50,51’lik enflasyonun %19,81 altında kaldı.
Merkez Bankası bunlara acıdı, kur korumalı mevduatta faizleri serbest bıraktı da 1 yıl sonra enflasyonun üzerinde kazanç elde edecekler. Son haftalarda uçuşa geçen altın bile yeterli kazancı sağlayamadı. 2022 Mart sonunda 910 lira olan gram altın 1 yıl sonra aynı tarihte 1219 liraya çıktı. Yıllık 309 liralık artış, %33,95’lik getiriye ulaştı... Ama o da 50,51’lik enflasyon karşısında %16,56’lık kayba uğramaktan kurtulamadı.
En yüksek kazanç, %62,41 ile Borsa İstanbul’da gerçekleşti. Unutmayın bu sadece endeks bazındaki kazanç. Hisse bazında en az iki, en fazla 4 kata kadar artışlar yaşandı. Şirketlerin hisse senetleri neden bu kadar yüksek talep gördü? Çünkü ucuz kaynak desteğiyle çok üretim yaptılar, çok mal sattılar, çok para kazandılar. Peki bu tablo nasıl oluştu? Uygulanan ekonomik programın başarısı sayesinde.
Eleştiriyorlar. Çünkü kedi uzanamadığı ciğere murdar der!.. Bankalar başta olmak üzere 2022 yılında kurumlar vergisi tahsilatı %185,1 artışla 507,5 milyar liraya ulaştı.
Merkezî yönetimin bütçe açığı 1 yılda %31 küçüldü. Önceki üç yıl faiz harcamaları hariç tutulduğunda da açık veren bütçede 2022’de 171,8 milyar lira faiz dışı fazla oluştu.
Bu resim algı operasyonu yaparak milleti zehirlemeye çalışanları mutlu etmez, çünkü gözleri var görmez, kulakları var işitmez...