Yalan plan!

A -
A +

Petrolün dip yapmasına yol açan çok enteresan bir gelişme var. Irak ve Rusya, petrol düştükçe üretimi arttırmış, piyasadaki arz fazlası fiyatı aşağı çekmiş.. Petroldeki gerileme karşısında uğradıkları gelir kaybını kapatmak için Rusya günlük 10.7 milyon varil, Irak günlük 3 milyon varil üretim yapmış. Sonuçta ABD ham petrolü 51.61, Brent petrol 55.53 dolara indi. Petroldeki düşüşün devam edeceğinin bir kanıtı daha var. Dünyanın en büyük petrol şirketi Exxon Mobil'in çıkarttığı petrolün maliyeti varil başına 12.7 dolar. Irak´ın bazı bölgelerinde, Suudi Arabistan ve Libya çöllerinde petrolün çıkarma maliyeti 5-10 dolar civarında.. Adamlara bakın, 10 dolara malet, 100 dolara sat, 1 varilde 90 dolar kâr et.. Yıllarca bu şekilde servetlerine servet katmışlar. Bugün 55 dolar düzeyine inmesine rağmen petrol üreticilerine hâlâ çok yüksek kârlar sağlıyor. Bu tabloya bakarak petrolün 2015 sonuna kadar 30-40 dolar düzeyine ineceğini söylemek hiç de abartılı olmaz. Unutmayın 2013'te geçen yıl enerji ithalatına ödediğimiz 56 milyar dolarlık fatura 35 milyar dolara inecek. Aradaki 21 milyar doları büyümede kullanacağız. Güçlü büyüme düşük enflasyonu beraberinde getirecek...
Ama merkez bankası yangına körükle gidiyor? Yükselen dolar kuruna daha doğrusu TL'deki değer kaybına karşı hafta sonunda radikal bir karar aldı.. Bankaların yabancı para cinsinden zorunlu karşılık oranlarını, %11.7'den %12.8 seviyesine yükseltti. 1 yıl dahil zorunlu karşılıklar %13'ten %18'e çıkarıldı, 5 yıldan uzun vadeli olanlar %6'da tutuldu. Bu hamle ile merkez bankasının döviz rezervlerinde 3.2 milyar dolarlık artış bekleniyor. 126.5 milyar dolara düşen döviz rezervlerinin şubat sonuna kadar 130 milyar dolara ulaşması hedefleniyor. Düzenleme 13 Şubat'ta geçerli olacak. Ayrıca rezerv opsiyon katsayısında da ayarlama yapıldı. TL zorunlu karşılıklar için tutulan 33 milyar dolardan 2.4 milyar dolarlık kısmı serbest bırakıldı. Biliyorsunuz zorunlu karşılık, bankaların ve diğer finansal kuruluşların Merkez Bankası'nda kanun gereği tutmaya mecbur oldukları mevduat...

Zorunlu karşılıkların artması, bankaların Merkez Bankası'na daha fazla para vermesi demek. Tabii bu durumda bankaların kredide kullandıkları para bloku azalacak, kredi piyasası sıkışacak. Merkez Bankası faizleri aşağı çekecek ama onun öncesinde bankaları köşeye sıkıştırarak, kredi hacminin daralmasını yani bankaların faizleri aşağı çekmesini önlemek istiyor. Çünkü kredi hacmi artarsa hem tüketim hem ithalat artacak piyasalar canlanıp büyüyecek, enflasyon da artacak. Merkez Bankası bu yolla bankalara kısa vadeli değil, uzun vadeli borçlan diyor. Kararın cumartesi günü açıklamasının temel gerekçesi, piyasada aşırı fiyatlanmaların önüne geçmekmiş. Merkez Bankası zorunlu karşılıklarda ve Rezerv Opsiyon Katsayısı'nda değişikliğe gitti. Bu değişiklikle birlikte Merkez Bankası'nın kasası dolacak bankalar kullandıkları döviz miktarı azalacağı için ek sermaye bulup Merkez Bankası'na karşılık ayırmaya çalışacak. Yurt dışından uzun vadeli döviz girişi yaşanacağı için kurlardaki artış duracak. Bu planın tutmayacağı doların güne 2.350 TL ile başlamasından net bir şekilde anlaşılıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.