Yeniden doğuş!

2023 tarihî seçimleri; rahmetli Adnan Menderes’in 1950’de “Yeter söz milletindir” sloganıyla çok partili hayata geçişi başlattığı 14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla gerçekleşecek. 10 Mart’ta düğmeye basılacak. Yüksek Seçim Kurulu, takvimi 21 Mart’ta başlatacak. Altılı masada vitrin süsü olarak bulunan 4 siyasi parti lideri yeni seçim sistemi dolayısıyla CHP veya İyi Parti kontenjanından milletvekili olacak. Seçim tarihi belli olsun, adayımızı açıklarız diyenler hâlâ uzlaşmaya varabilmiş değil. Akşener, bulunduğu Gaziantep’i Şanlıurfa zanneden Akkuyu Nükleer Santralinin ismini telaffuz edemeyen Kılıçdaroğlu’na onay vermiyor. Büyük ihtimalle çoklu adayla yarışa katılacaklar. Duman olacaklar. Şu anda aralarında bu konuda büyük kavga var. Benim işim siyaset değil. Ancak bu tarihî seçim sonunda Türkiye 20 yıllık kazanımlarını ya korumak ya kaybetmekle karşı karşıya kalacağı için yazmak şart oldu… 

 

Ülkemiz üretimde, sanayide, savunmada, enerjide, eğitimde, sosyal hayatta, saymakla bitmeyecek o kadar büyük eserlere kavuştu ki, herkes ayakta alkışlıyor. Biz bugünlere büyük krizleri atlatarak geldik. Yılmadık, çalıştık, didindik, kazandık, yendik. Bunu nasıl yaptık? Başımızda bulunan olağanüstü kararlarla ülkemize çağ atlatan yönetim sayesinde…

 

Milyonlarca vatandaşımız kira öder gibi ev sahibi oldu. İcra borçları silindi. 31 Aralık 2022 tarihine kadar devlete olan tüm borçlar yapılandırılıyor. Matrah artırımı, kasa ve stok affı getiriliyor. Faiz tek haneye indi, ama ülkenin büyüme hızı yükseldi. Kurlar yerinde sayıyor. Merkez Bankası kahraman ihracatçı şirketlerimizi destek paketiyle ödüllendirdi.

 

Bu başarıyı muhafazakâr bir Cumhurbaşkanının elde etmesini hazmedemeyenler tıkır tıkır işleyen kurulu düzeni yıkmak istiyor… Çünkü onları yönlendiren üst akıl böyle talimat verdi. Artık ayakları üzerinde dimdik duran, masaya yumruğunu vuran, bölgesel güç olan Türkiye onların istediği ülke olmaktan çıktı... Bunun için Erdoğan gitsin ülke yıkılsın diye çığlık atıyorlar. Ülkeyi bölüp parçalamak isteyen HDP ile kol kola giriyorlar. Eğer işbaşına gelirlerse hapse atılan FETÖ’cüleri serbest bırakacaklarını, yapılmış olan ihaleleri iptal edeceklerini, projeleri durduracaklarını, söylüyorlar. İHA, SİHA ve Kızılelma gibi Türkiye’yi savunma alanında süper güç yapan eserlerimize dokunacağız (düşmanların ekmeğine yağ süreceğiz) diyerek kötü niyetlerini açıkça ilan ediyorlar.

 

Gösterecekleri Cumhurbaşkanı göstermelik olacakmış, 6’lı Masanın isteklerine uygun hareket edecekmiş, etmezse kriz çıkacakmış, bu kadar ucube bir sistemle halktan oy istiyorlar. Bizi seçerseniz ülkeyi böyle yöneteceğiz diyorlar. Yahu buna kargalar bile gülmez! Hiçbir programları yok. Çünkü sermayeleri yok. Sadece en iyi bildikleri kriz senaryoları var. Kendilerini destekleyen medya bile isyan ediyor. Böyle muhalefet yapılır mı kaybedeceksiniz diye yırtınıyor.

 

“Muhalefetin Erdoğan karşısında kazanması zor” diyen İngiliz The Economist dergisi babalarından zılgıtı yiyince, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaretler sıralamaya başladı. Terör örgütü PKK’nın elebaşı Karasu birlik olun Cumhur İttifakı bizi yok edecek diye yalvarıyor… Altılı Masanın savunucularının palavralarına asla inanmayın. Bunları adam yerine koyup da şöyle dediler, bunu kastettiler gibi yargılama yapmayın. Ana hedef, ülkeyi IMF’nin kucağına oturtarak ekonomiyi yıkmak. Hiç endişeniz olmasın niyeti şer olanın akıbeti de şerdir… Kazdıkları kuyuya düşecekler. Yıkacağım derken yıkılıp gidecekler. Vatandaş kendisine hizmet edeni çok iyi biliyor görüyor, destekliyor.

 

14 Mayıs seçimleri sonrası Türkiye, yepyeni ufuklara yelken açacak. Gemideki safralardan kurtulacağız. Yeniden doğacağız...