Yorgo'nun gözyaşları!

A -
A +

Para birimi olarak Euro kullanan 17 ülke dağılmanın eşiğinde. Problemin temelinde Avrupa Birliğinin denetim mekanizmasını kurmadan, ekonomik birliği sağlama yanlışı var. Portekiz'den Almanya'ya kadar geniş bir yelpazede birbirlerinden çok farklı milletler Euro altında toplandı. Bu sayede farklılıkların zaman içinde giderileceği öngörüldü. Olmadı. Zira ekonomik yapıları birbirinden çok farklı ülkeler 2008 krizinden sonra tek para birimi altında büyümelerini sürdüremediler. Merkez Bankaları piyasaları paraya boğarak, büyüme hızını arttırmaya çalıştı. Ama bu defa da bütçe açıkları kapatılamaz düzeye ulaştı. Devletler ve bankalar, vadesi gelen borçlarını ödeyebilecekleri makul maliyetli yeni borç bulamadılar. Domino taşı gibi sırayla çöktü. İlk teslim bayrağını çeken ülke Yunanistan oldu. Onu Portekiz ve İrlanda izledi. Şimdi potada İtalya ve İspanya var. Merkel ve Sarkozy, Paris zirvesinde, Avrupa Kurtarma Fonu bütçesini 440 milyar euro'da bırakarak, bu iki ülkeyi dertleriyle başbaşa bıraktı. Oysa AB, krizin ilk çıban başı verdiği Yunanistan'ın Euro bölgesi üyeliği, durumunu düzeltinceye kadar askıya alınabilirdi. Böylece ülke kendi para birimi olan Drahmi'ye döner, gerekli olan devalüasyonu yapar, yani parasının değerini düşürür, borçlarının vadesini uzatır, zaman içinde yaralarını sarardı. Ama Yunanistan'a borç vermiş olan Alman ve Fransız bankalarının varlıkları 110 milyar euro'ya ulaştığı için AB bu yolu tercih etmedi. Dev bankaların zarar yazmalarının sonucunda bunlarla iş yapan diğer Avrupa bankaları da sermaye artırmak zorunda kalacaktı. AB, bu zor kararları vermektense zamana oynamayı seçti. Uzun süre sıkıntı yok diye ısrar etti. Olayı yönetemeyip bankalarını sarsmaktan korktu. Hatta bankaları sorunsuz gösteren stres testler düzenledi. Ama 2 yıllık Yunan tahvillerinin getirisi Euro bazında %'17'ye fırlayınca AB liderleri 154 milyar Euro'luk ikinci yardım paketini alelacele kabul etmek zorunda kaldılar. Yalnız bu paket, ülkelerin parlamentolarında onaylanmadığı için hâlâ yürürlüğe girebilmiş değil. Bugün Avrupa Merkez Bankasının sadece Yunanistan'da 200 milyar Euro'luk riski var. Yunanistan'ın tasarruf tedbirlerini hayata geçirerek, sorunu aşması isteniyor. Oysa bu tedbirler uygulanırsa ülkenin büyüme hızı eksiye düşecek. Büyüyemeyen ülke borcunu nasıl ödeyecek. Yunanistan yakında özelleştirme yapacak. Bütün mal varlığını değerinden çok ucuza elinden çıkaracak. Sonra oturup kaderine ağlayacak. Kendi ülkesinde yabancı durumuna düşecek. İşte bir ülkenin iflası böyle gerçekleşiyor. (www.necmettinbatirel.com)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.