Bugünlerde inanılmaz bir kriz borazanlığı ile karşılaşıyorum. Bir örneği şöyle;
Demişler ki bir haberde “Bunların hepsi dün oldu. Apple işe alımları durdurdu. Amazon işe alımları durdurdu, Stripe işçilerin %14'ünü işten çıkardı. Lyft işçilerin %13'ünü işten çıkardı.”
Başlangıçta masum, durum bildiren bir haber. Ama bana neyi çağrıştırdı biliyor musunuz? 2019’lara götüreceğim sizi, hani sosyal medyada sözde koronavirüse yakalandığı için sokakta yürürken patır patır yerlere dökülerek ölen insan videoları.
Ne düşünmüştük? “Vay be, böyle mi ölecektik?” demiştik hepimiz. Sonra ne oldu? Her yer kapandı. Üretim durdu. Tedarik zinciri koptu. Bütün dünya evlere hapsoldu. Aşıyı buldum diyenler milyarlarca avro kazanırken yıllar sonra “aşının koruyucu olup olmadığından emin değildik, hızlı olmak zorundaydık” dediklerine şahit olacaktık.
Ben kendi namıma şunu söyleyeyim, pandemide sokağa çıkma yasakları harici iş yerimi hiç kapatmadım. Pandemi başladığında tüm ekibimi toplayıp “dikkatli olacağız ama durmayacağız, herkes pandemiyi konuşurken biz işimizi yapacağız, pandemi yokmuş gibi davranacağız” dedim. Neden böyle dedim? Çünkü içine sinmeyen bir şeyler vardı. Bir şeyler dönüyordu.
Pandemide işimize tam gaz devam etmek bize %400’lük bir büyüme ve hem Türkiye’de hem dünyada çok önemli müşteriler kazandırdı.
Şimdi o büyük RESET filmi yeniden piyasaya sürülüyor. Siz de bir dükkân açsanız ve inanılmaz para kazansanız ikincisini açmaz mısınız? Bir kitabınız milyonlar satsa hemen ikincisine koyulmaz mısınız?
İşler zorlaştı, demiyorum ki bir kriz yok. Ama unutmayın, bazıları önce fırtına koparıp sonra onu çözmüş gibi kahramanlık pozları vermekte çok mahirdir.
Gelelim yeni reset olayına. Pandemiyi hatırladıktan sonra bu yeni “Eyvah batıyoruz” borazancıları daha bir anlam kazanıyor.
Şimdiye kadar doğal ya da suni çok sayıda kriz gördük. Ben fren yapıp, işleri durdurup krizde daha güvende olan görmedim. Boksta en iyi savunma atak yapmaktır derler. Psikolojide de korkularınızın üzerine gidin. Hepsini birleştirince ortaya şu sonuç çıkıyor.
Gaza basma vaktidir. Kendi işimize, uzmanı olduğumuz konuya daha da güçlü yoğunlaşma zamanıdır. Birileri küçülecek, panikle hatalı kararlar verecek. Biz psikolojimizi sağlam tutacağız.
Rızka, rızkı verene, nasibe, kısmete inanmış insanlar için bu daha da kolay. Bu gücümüzü kullanacağız.
Bizim vazifemiz rızkımızı aramak değil mi? Biz seferden sorumlu değil miyiz? Öyle yapacağız.
Gaza basacağız.
Çift fiyat politikası
Geçtiğimiz günlerde birkaç AVM’yi ve büyük marketleri gezdim. Her mağazada yabancılar var. Fiyatlar Türk vatandaşları için çok pahalı bir düzeye geldi ama kurlar nedeniyle yabancı için çok ucuz.
Aslında gizli bir şekilde tüm fiyatlar dövize endekslendi. Yerli için sorun bu. Ürün veya hizmeti satan firma fiyatlandırmasını yerli vatandaş için yapsa yabancı için çok ucuz oluyor. Yabancıya ürün satmak da aslında döviz getirisi elde etmek adına tam da ihtiyacımız olan şey. Ama katma değerli, ama kârlı.
Kısacası kısır döngü, kısacası iki ucu çoklu denklem.
Önerim yerliye her ürünü yarı fiyatına satmak. Ya da her üründe ₺ ve €/$ ayrı ayrı etiketlemek. Vatandaşa ₺, yabancıya €/$ satış.
Bir örneğini Küba yapıyor. Yerel halkın aldığı fiyatla turistin aldığı fiyat aynı değil.
Bunu turisti dolandırmak gibi algılayanlar var. Hayır bunu açık açık dünyaya deklare edeceğiz.
Gerekirse turist dövizle alışveriş yapacak, ülkeye girerken dövizini bozdurup TL ile gezmek yerine dolar ve avro ile gezecek.
Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz söyleminin altının doldurulması gerekiyor. Asgari ücretin artması enflasyona ezdirmemek değil enflasyon yangınına su yerine benzin dökmek demek. Vatandaşı ezdirmemek demek yerli vatandaşa pozitif ayrımcılık uygulamak, gerekirse yabancı turiste yapılacak kârlı satışla yerli vatandaşı sübvanse etmek demek.
19. MÜSİADEXPO’nun ardından
TÜYAP bu hafta çok önemli bir etkinliğe ve artık tüm dünyaya yayılmış koca bir MÜSİAD ailesine ev sahipliği yaptı.
MÜSİAD fuarı artık global bir marka. Dünyanın her yanından yerli yabancı katılımcılar bu ekosistemin bir parçası olmak için gelmiş. Ben bir gün gezdim, hem birçok dostumu gördüm hem de birçok yeni firma ile tanıştım. Başta Mahmut Asmalı Başkan, yönetim kurulu ve genel sekreter Cihad Terzioğlu olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum.
MÜSİAD bu ülkenin çok önemli bir değeri. Artık dünyaya açılmış, birçok ülkede var olan bir MÜSİAD ise Türkiye’nin dışa açılan bir kapısı olacak.