Beni havuza iteni…

A -
A +

Bugün size birkaç hikâyeyle geldim. Bütün yazıyı da heyecanla yazdım. Bazılarına ilham vereceğine inanıyorum bu yazının. Hazırsanız başlayalım.

Birinci hikâye: HAVUZ

Çok meşhur bir hikâyedir. Bir havuz başı partisinde ev sahibi mikrofonu alır ve şöyle der: “Sevgili misafirler. Havuzumuzda gördüğünüz üzere günlerdir aç beklettiğimiz timsahlarımız var. Şimdi günün sürprizinde sıra. Bu havuza kim atlayıp da baştan sona yüzüp sağ salim çıkarsa ona bir milyon dolar ödül var.”

 

 

 

Herkes birbirine şaşkın şaşkın bakmış. Bir milyon dolar iyi ama candan kıymetli mi? Derken bir ses, suda bir hareket. Herkes nutku tutulmuş gibi izlemiş, genç bir adam bir taraftan girip diğer tarafa kadar saniyeler içinde yüzüp çıkmış. İnsanlar çılgınca alkışlamışlar. Bir milyon dolarlık çekle yanına yaklaşan partinin sahibi mikrofonu gence uzattığında bakmışlar ki genç sağına soluna bakıyor ve hararetle bir şeyler arıyor. “Ödülü kazandın, neyi arıyorsun?” Genç cevap vermiş “Beni havuza iteni...”

İkinci hikâye: Milyon dolarlık çek

Bir iş insanı tüm umutları tükenmiş bir biçimde gecenin bir yarısı bir parkta ellerinin arasına başını almış, düşünmekteymiş. Yaşlıca bir adam yaklaşmış. “Evlat ne düşünüyorsun böyle?”

 

Adam umutsuzca cevap vermiş “İntihar etmeyi. Her şeyimi yitirdim. Yarın işe gidecek gücüm, takatim yok. Alacaklılar tepemde. Çıkar yol bulamıyorum.”

 

 

 

Adam gülüp yanına oturmuş. “Düşündüğün şey bu mu? Gel seninle bir anlaşma yapalım. Ben sana bir milyon dolarlık bir çek yazayım, sen bu çeki al ve gidip bozdurup işini düzelt. Bir yıl sonra bugün de burada buluşalım, bana paramı iade edersin.”

 

 

 

Adam şaşkın. Heyecanlı. Şok içinde. Çeki yazan yaşlı adamı izlemiş gözlerini ovuşturarak.

 

 

 

Adam çeke imzasını atınca gözleri fal taşı gibi açılmış. Çekte dünyanın en zengin iş adamının ismi yazıyor. Nasıl teşekkür edeceğini bilmez bir hâldeyken yaşlı adam arkasını dönüp gitmiş.

 

 

 

Ertesi sabaha kadar uyuyamamış heyecandan bizimki. Sabah mutlulukla uyanmış. Güzelce bir tıraş ve tertemiz kıyafetlerle iki dirhem bir çekirdek hazırlanıp işine gitmiş. Çeki bozduracakmış ama öğleden sonraya bırakmış o işi. Ofisine gidip çalışmaya başlayınca o heyecanı, motivasyonu tüm ekibini önce şaşırtmış, sonra motive etmiş. Birkaç saat içinde tüm problemli müşterilerle görüşmüşler, tüm alacaklılara geri dönüş yapıp ödemelerini yapacaklarını söylemişler. Hatta birkaç büyük müşteriyle bile temasa geçmişler hızlarını alamayıp.

 

 

 

Saat üç civarı birkaç ödeme de gelince bizimki vazgeçmiş çeki o gün bozdurmaktan. Yarın bozdururum demiş. O günün enerjisiyle ertesi gün de mükemmel başlamış. Ümitvar olunca Allah da yollarını açmış. Ertesi gün de işler iyi gitmiş. Günler günleri kovalamış. Bizimki çeki çekmecesinden hiç çıkarmamış.

 

 

 

Bir ay içinde ödemeler, borçlar bitmiş. İşler artmış. Yüzler gülmeye başlamış. Bir yıl boyunca müthiş bir motivasyonla çalışan ekip yılın sonunda %300’lük bir büyüme yakalamış.

 

 

 

365. günün sonunda bizimki intihardan kendisini döndürüp her şeyin birden tersine dönmesini sağlayan yaşlı zengin adamı hatırlamış. Akşam erkenden hazır bulunmuş parkta. Yaşlı adamın çeki, kendisinin teşekkür çeki bir de bazı hediyeler.

 

 

 

Bekle, bekle, yaşlı adam gelmemiş. Derken parkın bekçileri devriye atarken bizim adamı görünce sormuşlar, “Hayırdır beyefendi bu hâlde neyi bekliyorsun?”. Adam da söylemiş safça beklediği yaşlı zenginin ismini.

 

 

 

Bekçiler kahkahayı patlatmış. “Bizim akıl hastanesinden kaçıp kaçıp buraya gelen, kendisini dünyanın en zengin adamı diye tanıtan yaşlı seni de mi inandırdı yoksa? İyi ki o çekle bankaya filan gitmedin, yoksa hapsi boylardın” deyip uzaklaşmışlar.

 

 

Üçüncü hikâye de benden

İşini kurmak isteyen ama bir türlü cesaret edemeyen, havuza atlayamayan birçok insan bana ziyarete gelir. Aslında bu geliş “beni it” diyedir ama bunu söylemezler. Ben de gerçekten işini iyi bilen, kendinden emin, başarılı olması muhtemel arkadaşları havuza doğru itiveririm.

 

 

 

Çoğunlukla şunu sorarlar. “Yapacağım ama evliyim, çocuğum var. Ya son çalıştığım yerdeki maaşımı bile çıkaramazsam?”

 

 

 

Bu soru elbette nasiple, kısmetle ve rızıkla ilgili. Cevap vermek haddim değil. Ama şunu söylüyorum eğer tanıyorsam ve güveniyorsam. “Sen işini kur, maaşını çıkaramadığın ay maaşın benden”. Samimiyetimize göre, bazen benden diyorum, bazen faizsiz borç diyorum ama bu güvenceyi veriyorum.

 

 

 

Bugün bir tanesi ofisime ziyarete gelince fark ettim, tam beş kişi olmuş geçen eylülden bu eylüle kadar “havuza ittiğim” kişi sayısı.

 


Ve esas önemli nokta şu, şu ana kadar maaşını isteyen hiç olmadı. Mülkün sahibi onları bir başka zayıf kuluna muhtaç etmedi.

 


Ben hikâyeyi burada bırakıyorum, bağlamıyorum. Her okurum bu yazıyı kendi hikâyesiyle, kendi gönlünden geçenle bağlasın, yazının sonunu da kendi yazsın.

Bir rica

Bir arkadaşım “Boşuna yazıyorsun, artık kimse köşe yazısı okumuyor” gibi bir söz söyledi. Ben buna inanmıyorum çünkü her yazımdan sonra mesaj atan çok kıymetli okurlarım var ama merak da ettim acaba kaç kişiyiz. Bu köşe yazısı görünecek şekilde bir fotoğraf çekip WhatsApp’tan 0532-257-95-92’ye (benim şahsi numaram) gönderirseniz haftaya kaç mesaj geldiğini yine buradan paylaşacağım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
alaaddin Erdoğan20 Eylül 2024 00:19

hem iş insanı olmak hem yazar olmak hem iç dünyasına yeni patronlar kazandırmak... Allahü teala'nın Sevgili Kulu olmanın diğer adı.. Allah bozmasın daim eylesin...

Zeliha Kızğın 16 Eylül 2024 23:35

Zevkle okudum başarılar dilerim

Murat Turkmen14 Eylül 2024 09:30

Bizim Turkmenistan'dan da okuyanlar var. Basarilar dileriz.

İlhami gümüş 13 Eylül 2024 23:54

15 yıldır sipariş ile sattığım bir gıda ürünü var yekün arttı ama işi büyütecek cesareti bulamıyorum beni kim havuza itecek bekliyorum

Resul İzmirli10 Eylül 2024 21:53

Ömer bey aynen devam Kaliteli köşe yazısına rastlamak da nasip işi Gayret eden kavuşur! Bir zaman sonra muhakeme kabilliyeti olanlar parmakla gösterilecek! O zaman yapay zekayı yorumlayabilecek olanlar şimdiden bilgi dağarcıklarını doldurmaya gayret edenler olacak kolay gelsin

Burhanettin Boyalı10 Eylül 2024 00:53

"Mülkün sahibi onları bir başka zayıf kuluna muhtaç etmedi" diye yazıyorsunuz. Birader! delikanlısın. Ben 81.baharımı yaşıyorum Elhamdülillâh. Her yazınızı ilgiyle okuyor ve kıyısından kenarından yaşadığım benzer hatıralarımı hakikaten tekrar yaşıyorum. Sağ olun, var olun.

Nigar 8 Eylül 2024 19:52

Çok akıcı yazınız var. Maşallah kaleminiz dahada kuvvetlenir inşallah

Emel Akkurt 8 Eylül 2024 19:17

Erhan Yılmaz 8 Eylül 2024 18:01

Sizi her zaman ilgiyle okuyorum. Başarılar dilerim

Nedim 8 Eylül 2024 15:54

Bende senin babanın ve amcanın arkadaslarindanim.islami iddiası taşıyan gazetelere bakarım.Bazi yazılarını okudum.Girisimciligin güzel... geçen haftaki yazın yani o zengin müşteriye verdigin ders güzeldi..Fakat ben 5 çocuk babası olarak sana lokman as çocuğuna öğüdünü ve ölüm döşeğinde Yakup as çocuklarına kime ibadet edeceklerini sorydugu ayeti fizilalden okumanı isterim.En büyük nimet hidayet yani Nisa 115 te anlatılan olandır.para maddiyat hastalık sıhhat öncesi hidayet.. Yusuf 106 insanların çoğu imanlarina dindarliklarina ibadetlerine şirk bulaştirdiklari ve Yunus 100 de sahih iman sahibi Allah'ın iznine sunnetullah a bağlıdır.Milyarca insan kendisine müslüman diyor Osmanlı sonrası İslam dünyasında ama peygamber ve ashab gibi İslam üzere itikadte olmak herkese adil bir şekilde verildiği halde onu almayanlar iradelerini başkalarına verdikleri için..Bir de bu nimet e erişip elinin tersiyle dünya için haktan dönenler irtidat edenler

İsmail KETEN 8 Eylül 2024 14:40

İnternet, sanal medya vb. yerlerden okumak, gazeteden veya kitabdan fiziki olarak okumanın yerini hiçbir zaman tutmuyor. Köşe yazıları ve gazete okumaya devam inşâallah.

Ali Gülüser 8 Eylül 2024 13:19

Allah razı olsun genç ve yakışıklı adam, selamünaleyküm..

Osman 8 Eylül 2024 12:56

Teşekkürler

Bahri ARSLAN 8 Eylül 2024 07:01

Yazılarınızı büyük bir zevkle okuyorum, Allahüteala sizden razı olsun

Mehmet Durmuş 8 Eylül 2024 06:56

palavra atıp hükümete yalakalık yapacagına güzel bir hikaye yazmışsın kardeşim teşşekürler kardeşim

Erşan Alpay 8 Eylül 2024 06:07

Her hafta baştan sona okuyorum