Maliyetler belirsiz, asgari ücret belirsiz, akaryakıt her gün değişiyor, kur belirsiz.
Böyle bir dönemde işletme sahibi maliyetini neye göre yapacak? Geleceğe dönük nasıl adımlar atacak? Birçok başarılı işletmeciyle konuştum, onlara göre doğru olanları kendi doğrularımla mukayese ettim ve sizlere madde madde öneriler hazırladım.
1 - Gizli zamdan kaçının. Ürün gramajından, malzemeden kaçınmak, hatta doğru tabiriyle çalmak ahlaken ve dinen zaten yanlış olduğunun dışında ticareten de mantıksız. Artık 4 yaşında çocuklar bile anlıyor malzemeden eksilttiğinizde. İnternette yorum sistemi var, yerin dibine sokuyorlar. Bu dönemde müşteriler zam yaptığı için bazı firmalardan alışverişi azaltabilirler, zamanı gelince geri dönerler, ama gizli zammı yapan, kaliteden, lezzetten, malzemeden çalanı geri dönmeyecek şekilde terk ederler.
2 - Ticaret kanunumuzda basiretli tüccar diye bir kavram var. Strese girmek yapılacak en büyük yanlış. Çalışanlar da, aileniz de, müşteriler de yüzünüze bakar, enerjinizden enerji alır. Borç da olacak, risk de olacak, iyi bir planlamayla, savrulmadan, güçlü durarak hepsini adım adım aşacaksınız.
3 - Zayıflık göstermeyin. Strese girip fiyatlarla oynamayın. Panik yapıp fiyatları yükseltmek de kötü, ödemeler yaklaşıyor diye fiyatları kırmak da. Dirayetli durun.
4 - İletişiminizi iyi yapın, zam yaptığınızda nedenlerini, kaliteden ödün vermek istemediğinizi güzelce iletin müşterilerinize. Sosyal medyayı çok etkin kullanın. Sadece imaj görselleri değil, müşterinizin karşısına çıkıp konuşun. Sizi görmelerine izin verin. Dünyada o eski görünmez gizli patronlar çağı bitti. Artık işletmelerin markaları kadar işletmecilerin markaları da önemli.
5 - Risklerinizi bölün, yumurtaları tek sepete koymayın. En iyi senaryoya da, en kötü senaryoya da hazır olun. Doların, avronun, altının çok artacağını da, çok düşebileceğini de hesaba katın. Ve ana işiniz kuyum, döviz değilse paradan, altından çok işinizin merkezine yatırım yapın.
6 - Banka kredilerinden kurtulmanın yollarını arayın, kazancınızı faize yedirmemenin niyetine girin. Bu zamanda krediler mi kapatılır demeyin, kredilerinizi kapatmanın hem fiilî hem de manevi adımlarını atın. Kurtulamam diye düşünmeyin, kurtulmak istiyorum deyin, göreceksiniz Allah size yardım edecek.
7 - Çalışanlarınızla çok sıkı bir iletişimde olun, zaman sıkıntılı, işe alım da, işten çıkarma da, işten ayrılma da bu oyunun içinde var. Çalışan azaltmayı en son seçenekten de sonraki bir seçenek olarak görün. Başka yolları arayın, en kötü durumda bile ekibinizi prim usulüne, gerekirse ve güveniyorsanız ortaklığa davet edin. Çözüme onları da dâhil edin “Sence nasıl çözebiliriz? Sence nerede eksiğimiz var? Sence daha iyi nasıl yapabiliriz?” sorularını mutlaka sorun. Açık bir iletişimin çözemeyeceği sorun yok.
8 - Durumunuzu daha iyi göstermek için kimseyi aldatmaya çalışmayın. Meşhurdur, bazı sektörlerde batan esnaf, arabasının en son modelini kapıya çeker ki kimse battığını anlamasın, mal vermeye devam etsin. Bu bir aldatmacadır. İşler çok kötüyken de mal alabilmeniz lazım, kabul. Açık açık söyleyin, işler bu durumda ama sana şöyle bir çözüm önerebilirim, şu çekleri sana ayırabilirim diyerek tedarikçiye şeffaflık gösterin.
9 - Herkesten her şeyi saklamaktan, kahramanlık pozlarına girmekten kesinlikle kaçının. Delirirsiniz. Sorunları çözmek başlı başına bir problemken bir de başınıza insanlardan bunu saklamak, yalanlar söylemek gibi dertler çıkacak. Bir süre sonra sanki saklayan siz değilmişsiniz gibi onların gülüp eğlenmesi, keyifli olması size batmaya başlayacak. Sonra gelsin sinir krizleri gitsin kalp spazmları. Allah muhafaza.
10 - Bütün yaşanılan daralmaların, krizlerin, bunalımların büyük birer tecrübe, birer işletme fakültesi olduğunu unutmayın. 20 yıldır şirketini ayakta tutan bir tüccara işi bilenler aynı zamanda 3 kriz geçirmiş bir tecrübe sahibi gözüyle bakarlar. O tecrübeye de çok saygı duyarlar. Fırtına görmemiş, onunla mücadele etmemiş, açık denizlere çıkmamış bir gemi de, kaptan da gerçek bir gemi ve gerçek bir kaptan sayılmaz. Gücü test edilmemiştir.
Çok darda kalan, çok bunalan beni arasın, dertleşelim. Allah’ın izniyle çözülmeyecek dert yok, ölümden başka.