Depremde operatörler sınıfta mı kaldı?

A -
A +

Önce şu soruya cevap arayalım: Depremde GSM şebekeleri neden aksar?

 

 

 

1- Aşırı yüklenme: Herkes aynı anda arama ve mesajlaşma yapmaya çalışır; baz istasyonlarının kapasitesi yeterli olmaz.

 

 

 

2- Elektrik kesintisi: Elektrik yoksa, baz istasyonları batarya veya jeneratör ile bir süre dayanabilir; sonra çalışamaz.

 

 

 

3- (Çok şükür ki 23 Nisan depreminde bu olmadı) Fiziksel hasar: Deprem, baz istasyonu kulelerine veya iletim hatlarına zarar verebilir.

 

 

 

4- Şebeke çökmesi: Merkezî sistemler aşırı yüklenmeden çökebilir.

 

 

 

Buna karşın şöyle bir sav var: “GSM operatörleri otobanlar gibidir, yıllık ortalama araç geçişine göre tasarlanır, ani bir yüklenmede trafik sıkışır”.

 

 

 

Peki bir de bunu sorgulayalım.

 

 

 

Deprem anında operatörlerin çökmesi normal midir? Kabul edilebilir bir durum mu?

 

 

 

Evet, deprem anında operatörlerin çökmesi teknik olarak "normal"dir. Ama kabul edilebilir bir durum değildir.

 


Bunu biraz açayım:

 

Neden "Normal"?

 

İletişim ağlarının tasarımı, günlük kullanım yoğunluğuna göre yapılır. (Örneğin bir baz istasyonu normalde 500-1.000 aktif kullanıcıyı destekleyecek şekilde planlanır.)

Deprem gibi afetlerde ise:

Kullanıcı sayısı 10-20 kat artar. (Herkes aynı anda arar.)

Ağlar buna göre ölçeklendirilmemiştir.

Aynı anda herkesin arama yapması, SMS atması, internete bağlanması bir sel baskını gibi şebekeyi boğar.
 
Bu yüzden çökme, teknik olarak öngörülebilir ve normaldir.

 

 

PEKİ NEDEN “KABUL EDİLEMEZ?”

 

 

Depremler ve büyük afetler zaten beklenen risklerdir.

Operatörler bu tür felaketlere özel acil durum planları yapıp, ekstra kapasiteyedek sistemler ve acil mobil bazlar kurarak tedbir alabilir.

Bir ülkenin afet dayanıklılığı, sadece binaların sağlamlığıyla değil, iletişim altyapısının dayanıklılığıyla da ölçülür.

Şu anda birçok gelişmiş ülke (Japonya, ABD gibi) bu nedenle:

- Bazı baz istasyonlarını afet moduna geçirebiliyor (örneğin sadece SMS ve internet mesajlaşmasına izin verip, sesli aramayı kilitliyor).

Uydu destekli iletişim yedekleri kuruyor.

Mobil baz istasyonlarını hazırda bekletiyor.

 

Sonuç olarak, depremde operatörün çökmesi teknik olarak normaldir. Bu duruma hazırlıklı olunmaması yönetimsel olarak kabul edilemez.

 

 

PEKİ VATANDAŞ OLARAK BİZDE HATA YOK MU?

 

 

Depremden sonraki saatlerde komşularımız bizim bahçede toplandı. Hem komşularımızdan hem sokaktaki diğer insanlardan şunu gözlemledim. Herkes depremin gerçekleşme anında kendi yaşadıklarını eşsiz deneyimler olarak görüyor ve bunu çevresindeki herkese anlatmak istiyor.

 

 

 

Kimseye ulaşılamadığı dakikalarda herkes mağdur oldu. Ama yakınlarına ilk ulaşan henüz ulaşamayanları düşünmeyip telefonu uzattıkça uzattı. Bu da bizim bencilliğimiz. Belediye otobüse binerken kapı önü sıkışıksa “beyler biraz yer açalım” deyip de içeri girdikten sonra kendinden sonrakiler için kılını kıpırdatmayan o adamı bildiniz değil mi? Hah işte hepimiz biraz o adamız maalesef. Bu bencillikten kurtulmamız lazım.

 

 

 

Peki afet anında iletişim nasıl olmalı?

 

 

 

1. Sesli aramadan kaçının:

 

 

 

Telefonla aramak yerine kısa mesaj (SMS) veya anlık mesajlaşma (WhatsApp, Signal gibi) tercih edilmeli.

 

 

 

SMS, sesli aramadan 100 kat daha az yük bindirir.

 

 

 

2. İnterneti kullanın:

 

 

 

Telefonla konuşmak yerine WhatsApp gibi uygulamalardan yazılı mesaj veya kısa sesli not gönderin.

 

 

 

3. Çok kısa konuşun:

 

 

 

Mecburen arama yapıyorsanız, birkaç saniyede bilgi verip kapatın.

 

 

 

4. Önceden toplanma yerleri belirleyin:

 

 

 

Deprem anında zaten hatlar çalışmayabilir. Aile üyeleriyle “eğer iletişim kesilirse buluşacağımız yer burası” şeklinde önceden anlaşmak çok kritik.

 

 

 

5. Acil iletişim uygulamaları kurun:

 

 

 

“AFAD Acil”, “112 Acil Yardım”, "Hayat Eve Sığar" gibi uygulamalar afet anında bazı bilgileri şebekeye gerek duymadan sağlayabiliyor.

 

 

 

6. Güç tasarrufu yapın:

 

 

 

Telefonun bataryası kritik olduğu için, şebeke yokken uçak moduna alıp 10 dakikada bir şebeke kontrolü yapılabilir.

 

 

 

Ömer Ekinci'nin önceki yazıları... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.