Genç girişimciye açık mektup

Sesli Dinle
A -
A +

Sevgili okurum, girişimci, esnaf, tüccar kardeşim, ağabeyim;

 

20 yıllık deneyimimle birtakım notlar aldım sizler için. Buyurun başlayalım.

 

1- Yaptığınız işe dört elle sarılıp yapmayacaksanız hiç yapmayın. Yanında şu işe de bakarım, bu işi de çözerim, ona da ortak olurum, buna da para koyarım demeyin. Yahudi iş insanlarının bir mottosu var, diyorlar ki “Hiçbir insan ömrü, birden fazla iş yapacak kadar uzun değildir”. Biz beş işe odaklanıp hiçbirinde mükemmel olamazken adamlar beş kardeş beş ayrı işte odaklanıp beş işte muvaffak oluyor.

 

2- Hatır, gönül işlerini ticaretten ayırın. Arkadaşımı işe alayım, ahbabımın ürünü en iyisi değil ama yine de ondan alayım, hanımın kardeşi işsiz ona da bir iş vereyim dediniz mi o günlük iyi arkadaş, eş, damat olursunuz ama bir gün gelir size de iş ararlar. Yardım yapmak için işe almayın. Hem o kişiye hem hakkaniyetli çalışanlarınıza haksızlık. Her ay çıkarıp beş bin, on bin lira kendi kesenizden destek olun ama işe almayın.

 

3- İşinizin, dükkânınızın başında durun. Laylaylom yapmayın, dernekte, kafede şurada burada mesai geçirmeyin. Dükkânınızın hakkını verin ki o da sizin hakkınızı versin. Oraya saygı duymayı unutmayın, orası sizin evinizin geçimini sağlayan unsur.

 

4- Şirketin resmiyette patronu olabilirsiniz, ortağı olabilirsiniz ama o işin ticaret odası kayıtlarında olan bir detay sadece. Şirketinizin çalışanı olduğunuzu unutmayın. Patronum, istediğimi yaparım şımarıklığına düşerseniz gün gelir şirketinizin önünden geçer, içeri girmeye çalıştığınızda “buyurun, kime bakmıştınız?” cümlesini duyarsınız.

 

5- Her dernekte, vakıfta olmayın. Şirketiniz holdingse, aileden 20 kuzen, 3 amca zaten şirketin başındaysa olabilir ama işiniz elinize bakıyorsa olmaz. Çok seçici olun. Bir tanesi işinizin zekâtı, bir tanesi de işinize faydalı iki tane STK’nız olsun, fazlasında olursanız ne oraya katkınız olur, ne size katkınız olur, ne işe vaktiniz kalır.

 

6- İşe güce dalıp da aileyi unutmayın. Ailenizin sizdeki hakkı sadece geçimlerini sağlamanız değil, “Onlar için çalışıyorum” deyip gecenizi gündüzünüze katmayın. Katacaksanız da evinize gidin, onları görün, onlarla olun, onlar uyuyunca isterseniz gidip sabaha kadar çalışın, ama kahvaltıda ailenizin yine başında olun. Şunu da unutmayın, gündüzler çalışmak, akşamlar aile, geceler de dinlenmek için.

 

7- Rakiplerinize düşman değil iş ortağı gözüyle bakın. Başarılarını kıskanmayın, tebrik etmeyi, alkışlamayı bilin. Asla ve asla müşterinize rakibinizi kötülemeyin. Kötüyse bile yorum yapmayın.

 

8- Konyalıların bir sözü var, “Mal müşteriye satılır”. Aracıya, bayiye, toptancıya satıp çıkmak kolaycılığına kaçmayın, aracılar sizi birkaç kuruş, birkaç lira fark için değişir ama müşteride olursanız, müşteriniz de memnun olursa sizi kolay kolay değişmez.

 

9- Hiçbir cemaate, hiçbir partiye, hiçbir gruba aidiyetinizi ticarileştirmeyin. “Şunlardan olursam, bunlardan görünürsem benden alışveriş yaparlar” diye düşünerek adım atmayın. Yaparlar belki, para da kazanırsınız, ama “basiretli” tüccar böyle şeylere ihtiyaç duymaz. Hele hele riyakârlık yapıp onlardan gibi görünerek, kayrılarak kazandığınızdan bereket de göremezsiniz.

 

10- Kamuya, devlet kurumlarına çalışırsanız tanıdık, dost işlerinden uzak durun. “Ama orada işler öyle yürüyor!”, yürüsün. Bırakın size yürümesin. Aç kalın ama kamunun tek kuruşuna tevessül etmeyin. “Devletin malı” ile başlayan sözlerin meşhur olduğu bir ülkede siz temiz kalın. Kamuya iş yaparsanız da vicdanlı olun, dışarıda on liraya yaptığınızı kamuya sekiz liraya yapın. Atacağınız “kazığı” çocuğunuzun misliyle ödeyeceğini unutmayın.

 

11- Bankaya güvenerek ticaret yapmayın, yapıyorsanız sürdürmeyin. O işin sonu bataklık. Bankacılar hiçbir zaman dostunuz değildir. Banka parasına güvenerek, faizini öderim diyerek ticaret yapmayın, ticaretinize faiz karıştırmayın. Krediniz varsa da bu yazdıklarıma üzülmeyin, kurtulmak için dua edin ve yarın sabah bunun için çalışmalara başlayın.

 

12- “Dolarda mı kalalım, TL’de mi kalalım? Hiçbirinde kalmayın, ticaret insanı, parasını stoklamaz. İşi neyse ona yatırım yapar, üretimse makine alır, ham madde alır, ticaretse ticaretindeki ürüne yatırır parasını. Gerekirse ticaretini yaptığı ürünü üreten fabrikayı satın alır. Gidip taşa toprağa da yatırmaz. Malını iyi bildiği ticaretine yatıranın zarar ettiğini hiç görmedim. Bilmediği bir ticarete yatıranın da kazandığını görmedim. “İyi bildiğiniz iş” neyse ona yatırın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.