Bazı meslekler var ki o alanlarda markalaşmak eskiden çok uzun yıllar gerektirirdi. Hatırlarsınız, çok değil 20 yıl önce iyi bir psikolog, iyi bir avukat, iyi bir psikiyatr ya da iyi bir diyetisyen arayışına girdiğinizde iki kriter vardı, birisi yaptıkları, -yani iyileştirdiği hastalar, aldığı davalar- ikincisi ise o mesleğe harcadığı yıllar, yani deneyim.
Bu gibi mesleklerde kişisel marka çok önemli. Kişisel marka neydi peki? Görünürlük; yani imaj, bilinirlik; yani daha önceden yaptığı işler, itibar (repütasyon); yani temiz bir geçmiş ve iyi bir izlenim.
Özetle markalaşmak için çok büyük emek gerekiyordu.
Sosyal medyayla birlikte bu döngü değişti. Jet uçakların bir atlının bir haftalık yolculuğunu 40 dakikaya indirdiği gibi sosyal medya da markalaşmayı 20 yıldan birkaç haftaya, hatta birkaç güne indirdi.
Ama içinde ne var bu yeni model markalaşmanın? Görünürlük var mı? Var, ama hafızalara kazınma yoluyla değil, çarpıcı ve ani bir yolla geçici olarak. Bilinirlik var mı? Yok. İtibar var mı? Yok. Ya da varsa da bilinmiyor.
Yeni mezun bir avukat, bir diyetisyen, bir estetisyen ya da bir çocuk gelişimi uzmanı TikTok’a, Instagram’a videolar yükleyip, 600 bin lira harcayarak 6 ayın sonunda ayda 100 bin lira kazanır hâle gelebiliyor.
Yanına bir kitap, yanına parayla uzmanları çıkaran sabah programlarında üç-beş görüntülenme, yanına birkaç ünlünün Instagram'da kendisini tercih ettiğini gösteren birer Instagram postu.
Yanlış duymadınız, sabah programlarına ya da sağlık programlarına katılmanın ciddi bir pazarı var bu ülkede. Parayı veriyorsun, marka olmak istediğin alanda uzman(!) görüşü olarak sizi konuk ediyorlar.
Bu yazımdan genç mezunlara yol öğrettiğim zannedilmesin. Zira her kestirme yolun bir de bedeli olur, ya çok karanlık ve ıssızdır, ya da tehlikelerle doludur. Zaten onlar da olmasa kestirme yol değil, ana yol orası olur.
Böyle kestirmeden marka olursanız birisi sizin 600 bin lira harcayarak oluşturduğunuz sanal markayı 1 milyon lira harcayıp geçer, diğeri onu 1,5 milyon vererek ezer geçer, birinin babası çok zengindir, 2 milyona hepinizi çırak çıkarır...
Gerçek marka, parayla, pulla değişilmeyendir. 20 yılda oluşturduğunuz bir markayı ancak 30 yıllık bir deneyim alt eder, ona da zaten saygı duyarsınız...
Son yıllarda böyle sosyal medya ünlüsü bazı markalarla tanıştım, avukat olanla da, psikolog olanla da, doktorla da. Onların medyada görünürlüğünden etkilenip onlardan hizmet alan insanlarda inanılmaz bir memnuniyetsizlik var.
Sebebi de şu, bu kişiler 20 yıl emek vermeyi, dirsek çürütmeyi aşırı gereksiz görüyor buldukları bu kestirme yol sayesinde. Böyle olunca kendilerine yatırım yapmayı, sürekli öğrenci olmayı bırakıyorlar. Zamanla var olan bilgileri seyreliyor ama sosyal medya onların gözlerini bağlıyor, kendilerine objektif bakamaz oluyorlar. “Bu kadar insan beni beğendiğine göre demek ki ben oldum, ben tamamım!” demeye başlıyorlar.
İstisnaları ayrı tutmakla birlikte, zaten 20 yıllık bir yolu 6 ayda alma hevesine giren birinin o meslekle ilgili çok okuyan, araştıran, derinlikli biri olması ne kadar mümkün olabilir ki?
Bizim şirket, Desnet, 25 yıllık oldu. Bazen yeni başlayan arkadaşlarımız oluyor sektöre, yüklü bir sermayeyle çok hızlı bir giriş. Müthiş bir büyüme, 2 sene sonra ise ortada yoklar. Soranlara, fikir alanlara da hep şöyle diyorum: Birkaç milyona Desnet’in aynısını kurabilirsiniz, ama 25 yıllık bir şirket kurmak istiyorsanız tam 25 yıl harcamanız gerekir...
Deneyimin önemsenmediğine, eski değerinde görülmediğine bakmayın siz. Zaman bizi haklı çıkaracak, sabun gibi köpürenleri su gibi temizleyecek ve geriye deneyim ve bilgi kalacak.
Siz kestirmeyi değil uzun yolu tercih edin, uzun yolun neden ana yol olduğunu yol bittiğinde anlayacaksınız.