Geçtiğimiz hafta Fatih Selek’in bir mesajıyla heyecanlandım. Millî Eğitim Bakanı Sn. Mahmut Özer’in gazeteye gelip yazarlarla buluşacağını, beni de beklediklerini söyledi.
Mahmut Özer’le görüşeceğimizi duyurduğum Tweet’in altına 5.000’den fazla soru gelmişti. Gazetemizin eğitim editörü Mahmut Özay bu Tweet’lere alışkındı ama benim için uzun zaman sonra yeni bir deneyim oldu. En son sanırım TV programım döneminde bedelli askerlik lobisine destek olmuş, sonunda da hışımlarına uğramıştım.
Başta öğretmen atamaları olmak üzere Öğretmenlik Kariyer Sınavı, psikolojik danışmaların beklediği norm engelinin kaldırılması, ücretli öğretmenlik, 2020 KPSS mağdurları, beden eğitimi öğretmenlerinin beklediği atamalar, piktes konusu, özel okul öğretmenlerinin ücretleri, engelli öğretmenlerin atamaları, Öğretmenlik Meslek Kanunu, memur öğretmenler konusu gibi başlıklarda binlerce soru geldi.
Bu soruları soran okurlarımız elbette sonrasında da sonucunu merak ettiler. Onları merakta bırakmamak için buradan da yazmak istedim.
Biliyorsunuz Sayın Bakan’ın Twitter hesabı yok. Benim Tweet’imin altına yazılan tüm soruların Sayın Bakan’ın bizzat okuduğunu söyleyebilirim. Kendisinin danışmanı olan ve benim de çok uzun yıllardır tanıdığım Sn. İbrahim Sığın kendisinin benim Tweet’imin altına yazılanları bizzat Bakan Bey’e okuttuğunu söyledi.
Dostlar, seçime 7 ay var, elbette siyasi irade sizlerin her birinin sesini duyuyor. Seçim öncesi de elden geldiğince hepinizin yüzünü güldürmeye çalışacaktır. Siyaset makinesi böyle çalışır neticede. Ama bizim gibi gazeteci ve yazarlarla bakanların buluşmalarından çok büyük haberler beklemeyin. Büyük haberleri Sayın Bakan tüm basının olduğu bir toplantıda, önceden de duyurarak, müjde vereceklerini bildirerek duyurur. Hatta daha da önemli ve toplumun daha büyük kesimini ilgilendiren haberleri Sayın Cumhurbaşkanı açıklar.
Önce çok büyük beklentilere girip sonra da o gün, o an olmadığında büyük hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Yapmayın, kendi psikolojilerinizi yıpratmayın. Bu gibi bekleme süreçlerinde size en çok lazım olan şey psikoloji.
Bana kızan bazı arkadaşlar Bakan Bey’in Tweet’in altına yazılan sorulara cevaplarını sormuşlar. Bizlerin Bakan Bey’e sorularının amacı o anda cevap almak değil, o soruları soran arkadaşlarımızın sıkıntılarını hatırlatmak. Bir anlamda oluşturmak istediğiniz kamuoyunun sözcülüğünü yapmak. Ama sanmayın ki Bakan Bey bu sorunları ilk bizden duyuyor ya da ilk kez sizin Tweet’lerinizden haberdar oluyor. Bakan Bey’le alakalı izlenimlerimi yazınca beni daha iyi anlayacaksınız.
Ama emin olun biz de, Bakan Bey ve ekibi de taleplerinizin sonuna kadar farkında. Hepinizin hakkında hayırlısı olsun. Biz görevimizi yaptık ama müjdeleri bizler değil, icraatın başındaki yöneticiler verir. Biz ancak sizin sözcülüğünüzü yaparız.
Bakan Bey’le neler konuştuk?
Bakan Bey’i dinledik öncelikle. Anlattıklarından notlar aldık aralarda sorular sorduk.
9 ayda sayılarda büyük değişim var.
- 5 yaş okullaşma oranı %65’den %95,07’ye yükselmiş.
- 2000’li yılların başında 300 bin olan derslik sayısı bu son dokuz ayda 900 binlere ulaşmış.
- Okullara ilk kez temizlik, kırtasiye, onarım ve laboratuvar gibi maliyet kalemleri için toplamda 4,5 milyar lira ödenek gönderilmiş.
- Okullarda kütüphane seferberliği büyük bir hızla devam ediyor. Okullardaki kitap sayısı 28 milyondan 80 milyona, öğrenci başına düşen kitap sayısı 1,3’den 5,5’e yükselmiş.
Bunlar aldığım notlar. Ama beni, aynı zamanda bir iş insanı olarak en çok ilgilendiren ve heyecanlandıran kısım Mesleki Eğitim Merkezleri.
Hem meslek bilmeyen hem de diploması olmayan gençler buraya başvurarak haftada bir gün okula, dört gün ise bir işletmedeki işine gidiyor. Bu süreçteki sigortasını devlet karşılıyor. Asgari ücretin ⅓’ü kadar bir maaş alıyor ve bunu devlet karşılıyor. 2022 sonuna kadar Sayın Cumhurbaşkanı’mızın koyduğu hedef 1 milyon çırak iken bugünden çırak sayısı 910 bin.
Bu noktada söz aldım ve asgari ücretin arttığı bu dönemde işverenlerin yeni personel yetiştirmekte çok zorlandığını, bu yüzden de işten çıkan personelin yerine yenisini almadığını anlattım. Mesleki Eğitim Merkezleri bu anlamda derde deva. Bu konuyu daha da derinlemesine araştıracağım ve gençleri de şirketleri de bu projeden daha çok haberdar edeceğim.
Mahmut Özer izlenimlerim
İlk kez karşı karşıya geldik Sayın Bakan’la. Ben ilk kez bu kadar net ve rasyonel bir bakan görüyorum. Ne yaptığını, ne yapması gerektiğini çok net biliyor. Ne istediği belli.
Rektörlük deneyimi var, YÖK’te görev yapmış hem de Mesleki Yeterlilik Kurumunda başkan vekilliği düzeyinde. Son olarak bakan yardımcılığı süreci var. Kısacası masanın her yanında oturmuş. Ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bilmesi bu yüzden.
Ben kendime kızdım, daha fazla rol almalı, daha çok kapılarını çalmalıydım.
Bir de eleştirim var. Öğretmenlerle daha fazla iletişimde olmalılar. Dertlerini daha çok dinlemeliler. Öğretmenler dertlerini Twitter’a yazmak yerine bakanlıktaki bir masaya aktarmalı. Ve bir de bakanlık yaptıklarını daha fazla anlatmalı. Bize anlattığı gibi.