UTTS ve Darphane meselesi

A -
A +
Geçtiğimiz hafta UTTS konusunu yazdım. Bir hafta boyunca gündemde kaldı bu konu. Beni az çok tanıyan herkes bilir ki bu popülarite benim hiç sevmediğim ve istemeyeceğim bir popülarite.
 
Neden diyeceksiniz. Biz vatanını, milletini, devletini seven insanlarız. Devletini eleştirirken içi rahat etmeyen, devletine hatayı yakıştırmayan insanlarız. Eleştirirken haksız çıkmak en büyük arzumuz. “Keşke biz mahcup olsak da bildiklerimiz / gördüklerimiz yanlış çıksa” deriz. Üstünde de tepinmeyiz bu konuların.
 
Geçen hafta iki konuyu aynı anda gündeme getirdim. Birincisi UTTS’nin maliyeti, ikincisi de akaryakıt sektörüne hizmet veren bir şirketin menşei ile ilgili.
 
Bir medya kuruluşu aldı bu iki haberi birleştirdi. UTTS’de şu yabancı ülkenin parmağı var diye. Oysa ben öyle bir şey söylememiştim. Geçen haftaki Türkiye gazetesi yazıma bakarsanız yazıda ne o özel şirketin adı, ne de İsrail’in adı hiç geçmiyor. Zaten UTTS ihalesini de o yabancı menşeli şirket almamış, sadece montajını yapmak için lisans alan çok sayıda şirketten biriydi bu firma. İhaleyi bir Türk şirketi almıştı.
 
Benim geçen haftaki yazım tamamen “Esnaftan, KOBİ’den alınan para bu iş için çok yüksek” düşüncesi eksenliydi.
 
Ancak ilk saatlerden itibaren hem iki ayrı bakanlıktan, hem de projenin yürütücüsü Darphane’den yetkililer temasa geçti, konunun içeriğini anlatmaya çalıştılar. Hatta hafta içi günlerde de yine de bu maliyetleri nasıl düşürebiliriz konulu toplantılar yaptıklarını biliyorum.
 
Haftanın son günü de projenin yürütücüsü Darphane kurumunu ziyaret ettim. Birçok önemli takip projesi gerçekleştiriyorlar. Mesela bir tanesi atık şişeleri atıp para almanızı sağlayacak olan Depozito Yönetim Sistemi (DBYS), bir başkası İnşaat Demiri İzleme Sistemi. (İDİS)
 
Bunların dışında bence en önemli işleri şu. Hatırlar mısınız bir dönem pasaport tedarikinde kriz yaşanmıştı. O dönem Darphane 1,5 yıllık bir çalışmayla üretimi çok zor olan pasaport ürününü Türkiye’de, Kartal fabrikasında üretmeye başladı. Şu anda bunun ihracatına başlamışlar, birçok ülkenin pasaportunu artık Türkiye üretiyor.
 
Kendileriyle görüştük. Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hekim Bey, bütün sorularıma açıklıkla cevap verdi. Ben hâlen UTTS’nin daha farklı bir fiyatlamayla, farklı bir iş modeliyle, esnaf ve KOBİ’ye çok daha düşük maliyetler yansıtılarak yapılabileceğine inanıyorum ama muhatap olduğum insanların da kılı kırk yararak iş yapan insanlar olduğunu gördüm.
 
Birçok ürünün, hizmetin, alımın yerlileştirme eksenli yapıldığına şahit oldum. Ülkenin her köşesinde gördüğümüz, şahit olduğumuz yerli, millî, vatan evladı olan bürokratlardan Darphane’de de gördüm. Bunlar da şahitliğimdir. Anlatmak da boynumun borcudur.
 
Her şerde bir hayır vardır. Belki de bu geçen haftaki haberler neticesinde bundan sonraki projelerde tüm devlet kurumları çok daha fazla hassasiyetle, vatandaşa yükü bindirmek konusunda çok daha hassas yaklaşacaklar konuya.
 
Konuyla ilgili sorduğum sorular belliydi. Hepsine cevap aldım. Bazıları aklıma yattı, bazıları yatmadı. Ama hepsinin ötesinde her işte ülke menfaatlerini öncelediği hâlde yazımdan dolayı zorda kalmış, töhmet altında kalmış ya da hissetmiş kaç memur, kaç bürokrat varsa hepsinden özür diler, helallik isterim.
 
Ama sorumlu vatandaş olarak, bu ülkenin bir evladı olarak, bir yazar olarak sormaya, sorgulamaya, yapılan her işte kamu menfaati aramaya da devam edeceğim.
 
KRALDAN KORKMA, TROLDEN KORK
 
Geçen hafta paylaştıklarımdan sonra çoğu insan “Eyvah, şimdi birileri seninle uğraşacak” minvalinde şeyler söyledi.
 
Emin olun, bakan düzeyinde doğrudan arayıp konuyla ilgili görüşen, açık ve şeffaf yaklaşan bir devlet yapısı gördüm karşımda.
 
Sadece, birkaç gün sonra kalkıp bir akşam, sosyal medyada mesleği trollük olan, ismi ve resmi belirsiz, takipçi satın alarak belli bir kitleye ulaşmış ve sanki hükûmeti destekliyor görüntüsü veren troller bana bir kampanya başlattı. Şirketim Desnet’te sattığımız ve İsrail’le hiçbir alakası olmayan Zebra barkod yazıcıları, barkod okuyucuları almışlar “Ömer Ekinci, İsrailli bir yazılım kullanıyor” diye anlamsız bir cümleye dönüştürmüşler. Teknik açıdan konudan anlamayan ve elbette çok da sorgulamayan insanlar “Vay be demek öyle” desinler diye. Çok şükür kimse inanmadı attıkları iftiraya ama biliyorsunuz, kork korkmazdan, utan utanmazdan derler.
 
Ben devletimin hiçbir kurumunun böyle tiplere bırakın görev vermeyi, muhatap bile alacağına inanmıyorum. Kendilerince operasyonlar çekip sonra da alkış bekliyorlar. Maalesef inanmaya hazır da bir kitleleri var. Kendilerince en büyük destekçi onlarmış gibi birtakım rüyalar görüyorlar.

Devletin ve hükûmetin unsurlarına seslenmek istiyorum, sizlerin adlarını kullanan, sizi destekliyormuş gibi görünen bu troller en çok da size zarar veriyorlar. Bunlara asla prim vermeyin. Hatta şikâyetçi olun. Çünkü bir hesaptan sizin adınıza birilerini karalarken aynı kişilere başka hesaptan “İstersen uygun fiyatlara itibar parlatması yaparız, seni savunuruz” diyorlar.
 
Kendi ülkesinde, kendi uzmanlık alanında bir projeyi eleştirmek en temel hak olmalı. Bunu yapanlara, çevresindekilerin “Aman yapma, ticaretin var, itibarın var, seninle uğraşırlar” demek aklına bile gelmemeli. Öyle bir ülke düzeni kurmalıyız.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Hüseyin şahin 9 Şubat 2025 18:43

Ömer abi teşekkürler çok samimisiniz Allah yardımcınız olsun.