Enflasyonun sebebi kim?..

A -
A +

Ünlü İktisatçı Milton Friedman'ın hepimizin aklında kalan bir sözü var. Özet olarak şöyle ifade edilebilir:

 

"Enflasyonun sebebi tüketiciler, üreticiler, ithalat, enerji vs. değil aşırı hükûmet harcaması ve hükûmetlerin aşırı para basmasıdır..."

 

Elbette bazıları bu sözü alıp "demek vergiler enflasyon oluşturmuyor" gibi bir sonuç çıkarabiliyor. Ancak hepimiz biliyoruz ki bir mal ya da hizmetin üzerine konan vergiler enflasyonu tetiklediği gibi başka ürün ve hizmetlerde de fiyat artışlarına sebep olabiliyor. İşin gerçeği şu ki gelirden bağımsız harcama yapmakta kimse kamuya yetişemez. Özel sektör borçlanarak yatırımlarını yapar ancak hesabını kâr prensibi üzerine kurgular. Kamu ise kâr amacı gütmediği gibi verimlilik de aramaz. Dolayısıyla hem vergi toplarken hem de harcarken enflasyon oluşturur... 

 

İthalat kendi başına enflasyon oluşturmaz, ta ki hükûmet korumacılık tedbirleri ile pahalı hâle getirene kadar. Böylelikle üretici ucuz ham madde, ara malı ya da yatırım malına ulaşamadığı için yükselen maliyet karşısında fiyatlarını artırır. Toplanan vergiler ve piyasadan borçlanarak çekilen tasarruflar toplumun refahı değil gösterişli işlere ya da rantabl olmayan faaliyetlere aktarılınca kaynak maliyetleri hızla yükselirken ülkenin ulusal parasının değeri düşer. Paniğe kapılan hükûmetler dövizi tutmak için rezervleri harcarken, faizleri de yükselterek kaynakları heba ederler. Tüm bunların sonucunda nispi fiyat dengesi bozulur, hayat pahalılığı yapışkan hâle gelir, ücretler hayat kalitesini sağlayamaz... 

 

Bu zincirleme olumsuzluğun sebebi, stratejiye karar verenlerin günlük düşünmesidir. Oluşturulmaya çalışılan algının içini dolduracak değer oluşturulmamışsa, yapılan her faaliyet maliyetli olur ve gereksiz işler için harcanan kaynak sebebiyle "olmazsa olmaz" işler için yatırım yapmaktan cayılır. Bir işe karar verilirken bundan etkilenecek olan taraflardan bilgi almadan plan yapmak genelde hükûmetlerin sevdiği kestirmeci bir yaklaşımdır. Ancak ortaya çıkan başarısızlığı sahiplenmezler. Kendiliğinden ortaya çıkan olumlu gelişmeleri ise kendilerine mal ederler. Sadakatin liyakatten üstün geldiği her yerde bunlar yaşanır. 

 

Bugünkü ekonomi yönetimi ortaya çıkan yüksek enflasyonun suçlusu olarak kamuyu değil, vatandaşı ve iş insanlarını görüyor. Bu sebeple onlara nefes aldırmayan bir reçeteyle yola devam ederken, kamu harcamalarını dizginlemek için radikal bir adım atmıyor. İthalatta yeni vergiler, tarımda baş aşağı gidiş, hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, enflasyonu düşürmekten sorumlu olması gereken kamu alabildiğine harcamaya devam ediyor. 

 

Böyle yaklaşımları, gelişen ülkelerin tamamında görmek mümkün. Zaten "gelişmekte" olup bir türlü gelişememelerinin sebebi de bu. "Potansiyelli ülke" diye pohpohlanan ve bir türlü potansiyeli gerçeğe dönüştüremeyen ülkelerden bahsediyoruz. Buralarda özel sektör stratejik hataları taktik hamlelerle düzeltmeye çalışır ve bu sebeple her mesele "ölüm kalım savaşı" hâline dönüşür. Burada yönetişim ile yönetim arasındaki farkı hatırlatmak gerekiyor: "Yönetişim doğru işin ne olduğuna karar verir, yönetim ise işi doğru şekilde yapmanın yolunu bulur."

 

Ekonomik reçete yazılırken siyasi, sosyal ve ekonomik tarafların görüşünün alınmadığı zaten biliniyor. Ancak reçetenin ortaya çıkardığı yan etkilerin sorumluluğunu kimse almıyor. Bunun sebebi reçetenin tam olarak sahiplenilmemiş olması. Sanıyorum bu macera sadece siyasetçiler için iş insanları ve yöneticiler için de ders alınması gereken bir örnek oluşturuyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Faruk Topcu29 Ağustos 2024 18:16

Asıl sorumlu havaya bakıp ıslık çalıyor. Har vurup, harman savurmaya İNADİNA devam ediyor. Yapılmaması fereken ne varsa yapıyor. Hala hayal aleminde yaşıyor.

Asuman 24 Ağustos 2024 23:11

Bence milletvekil maas iptal olsun huzur hakları iptal olsun 2 yerde fazla maas iptal olsun huzur hakları iptal olsun ve belediye başkanı geçerli kul hakkı unutmayın ölum var ben hakkım helal etmiyorum herkes hakkına kabul etsin

Resul İzmirli23 Ağustos 2024 21:41

Hocam teşekkürler, umarım hepimiz konuya bu çerçeveden bakar kısa sürede toparlanırız. Yoksa yine popülist politikalara dalıp yıllarımızı heba etmeyiz.

Vatandaş 23 Ağustos 2024 09:54

Acı receteyvatandasa yukledilr