Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Sadaka-i fıtr, oruçlunun, uygunsuz sözlerinden meydâna gelen günâhları temizler.”
Büyük âlim Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (rahmetullahi aleyh): “Sadaka; belâların önlenmesine, ömrün uzamasına, bedenin sıhhatli olmasına, malın artmasına vesîle olur” buyurmuştur. Ayrıca, “Zekât borcu veya başka borcu olanın sadaka vermesi sevâb olmaz, günâh olur” da demiştir.
Evliyânın gözbebeklerinden İmâm-ı Rabbânî (kuddise sirruh) da “Ölüler için duâ ve istiğfâr ederek ve onlar için sadaka vererek, imdâdlarına yetişmek lâzımdır” buyurmuştur.
“Sadaka-i fıtr”a “fitre” veya “fıtra” da denilir. Sevgili Peygamberimiz, hadîs-i şerîflerinde buyurmuşlardır ki:
“Sadaka-i fıtr, zenginlerinize bir tezkiyedir [temize çıkarma, temizleme]. Fakîrleriniz de verirse, Allahü teâlâ onlara daha çoğunu verir.” [Ebû Dâvûd]
“Ramazân orucu, gökle yer arasında durur. Sadaka-i fıtr verilince yükselir.” [Ebû Hafs]
“Sadaka-i fıtr, oruçlunun, uygunsuz sözlerinden meydâna gelen günâhları temizler.” [Beyhekî]
Hanefî mezhebinde, ihtiyâcı olan eşyâdan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisâbı kadar malı, parası bulunan her hür Müslümânın, Ramazân Bayramının birinci günü sabâhı, tan yeri aydınlanırken, fitre vermesi vâcip olur. (Merâkıl-felâh, Fethul-kadîr, Dâmâd, İbn-i Âbidîn)
[Nisâb, 96 gr altın veya bu değerde para, ticâret malı demektir. Hayvânlarda nisâb değişiktir; meselâ koyunda 40, sığırda 30’dur.]
Nisâba mâlik değilse fitre vermesi vâcip olmaz; fakat fakîrin de sadaka-i fıtr vermesi iyidir. Diğer üç mezhepte [Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheblerinde], bir günlük yiyeceği olanın da fıtra vermesi farzdır. (Meârifüs-sünen)
Sadaka-ı fıtır fakîrlere verilmelidir; sâlih olanlar tercîh edilir. (Dürer)
Fıtra nisâbı hesâb edilirken bahsedilen ihtiyâç eşyâsı, kıymetleri ne kadar çok olursa olsun, bir ev, bir aylık yiyecek, her yıl üç kat elbise, çamaşır, evde kullanılan eşyâ ve âletler, binecek vâsıtası, meslek kitâbları ve ödiyeceği borçlardır. (Merâkıl-felâh, Hidâye, Dâmâd, İbn-i Âbidîn)
Fıtra ve kurbân nisâbı hesâbına katılacak malın ticâret için olması şart olmadığı gibi, elinde bir yıl kalmış olması da lâzım değildir. (Halbuki zekâtta elinde bir yıl kalması ve ticâret için olması şarttır.)
Sadaka-i fıtrın miktarı her yıl değişmez; bu miktarlar kıyâmete kadar hiç değişmez. Fıtra olarak, yâ bizzât yarım sâ' (1.750 gr) buğday veya buğday unu veya bir sâ' (3.500 gr) arpa veya hurma veya kuru üzüm verilir yahut da değeri kadar altın veya gümüş verilir. Buğday, un ve diğerlerini vermek güç olursa, bunların kıymeti kadar, ekmek veya mısır da verilebilir. (Meârifüs-sünen, Fetâvâ-i Kâdîhân)
Bayramın birinci günü sabâh namâzı girdiği ânda, nisâb mikdârı kadar mala mâlik olanın fıtra vermesi vâcib olur. O ândan sonra nisâba kavuşanın fıtra vermesi vâcib olmaz. (Fethul-kadîr, Merâkıl-felâh, İbn-i Âbidîn)
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı'nın önceki yazıları...