"Behlül ne işin var oralarda? Çabuk dön, sel gelebilir!.."

A -
A +

Ayaklarıma yapışan çamurlara rağmen, bata çıka gidip tırmandığım ıhlamur dalından kopardığımı Sultan’ıma uzattım...

 

 

 

Fırtınadan sonra çok hoş olan ağaçlığın, kayın, meşe, çimen, yaprak, mantar, iğde kokularında, insanı sarıp sarmalayan öyle bir şey vardır ki, yerimde duramıyor, uçurumlardan atlayarak ağaçların altına koşuyor, ulaşabildiğim dalların ıslak, çiçekli kısımlarını koparıp yüzüme çarpa çarpa hoş kokusunu içime çekiyordum.

 

Ayaklarıma yapışan çamurlara rağmen, bata çıka gidip tırmandığım ıhlamur dalından kopardığımı Sultan’ıma doğru sallayarak uzattım:

 

- Efendim! Lütfen bakar mısınız? Ne hoş kokuyorlar!

 

- Behlül ne işin var oralarda? Çabuk dön! Sel gelebilir!

 

- !!!

 

Yüksek sesle bağırıyor, “Dikkat et Behlül!” diye çığlık atıyordu neredeyse. Nehrin yatağından çekilmemi, yoksa sel sularına kapılabileceğimi söylüyordu. Ben de emre uydum. Kopardığım dallarla geldim:

 

- Sultanım! Bu taze dalları bir kere koklayın da bakın! Ne güzel.

 

- Behlül! Ne biçim adamsın? Bütün öfkemi sildin süpürdün! Güzel ahlâk, ne güzel nimetmiş bir daha anladım.

 

- Estağfirullah Efendim. İltifatlarınız için minnettarım! "Güzel ahlaklı olayım…" demekle güzel ahlaklı olunmuyor. Onu ancak yaşayarak, yaşatarak elde edebiliyorsun. Ne kadar uzağındayız kim bilir?

 

- İşte koca hükümdarın bütün sinirlerini cımbızla çekip almış gibi oldun. Hatta, şaka da olsa öyle bir laf ettiğime bin pişman bile oldum!

 

- Hep "estağfirullah" demek mecburiyetinde kalıyorum Sultan’ım! Bir insanın olgunluğa ulaşma isteği, gayesi ve gayreti olması lazım. O olmazsa korkmak lazım o insandan. İşte canavarlar o hissiyatı olmayanlardan yetişiyor. Yönünü Kâbe’ye yönlendirmiş olanın o çukura düşmesi kolay olmaz! Affınıza sığınarak arz ediyorum Efendim; malumunuz, ağaçların kökleri, gövdeleri, dalları ve yaprakları vardır. Bunlar pek güzel ve elzem olsalar da, asıl hasreti çekilen ve istenen onun tatlı, mayhoş, sulu, güzel rayihalar saçan meyveleridir. Meyvesiz ağaç, gösterişli ve gölgelik olsa da, sonunda fırınlara, ocaklara, tandırlara odun olmak üzere kesilecektir. Hazret-i Peygamber Efendimizin, sallallahü aleyhi ve sellem, buyurduğu gibi güzel ahlâk; İslam dininin meyveleri ve hasreti çekilen neticeleridir.

 

- Daha ileri gitme! Yoksa ağlayacağım, hepten rezil olacağım bu kadar milletin içinde!

 

- Ah Sultanım! O "asarım keserim, cellat mellat" çıkışları neydi? Dinimizin bir emri miydi?

 

- Halk sultanları öyle biliyor da ona bir nevi hiciv yaptım Behlül! Kimin haddine şeriat-i İlahinin dışına çıkmak? Buralarda bulunmamızın yegâne gayesi, maksadı; adilane hükmedip din ve dünya saadetine kavuşabilmek içindir. Bu işler de kolay olmuyor malumunuz!

 

- En kolay şey hazırlanmış nefis bir lokma, o da çiğnenmeden yutulmuyor.

 

- Emek istiyor her şey! Sen yeteri kadar zahmet çekiyorsun bu işler için. Söz dinliyorsun her şeyden önce.

 

- Peki...

 

DEVAMI YARIN

 

 

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.