"Harun Reşid Sultan’ım hakkını helâl etmezse hâlim nice olur?"

A -
A +

Kul hakkından çok korkuyorum. Beni deli edip dağlara düşüren, yakıp kavuranlardan en başta gelenlerden biri de budur Sultan'ım.

 

 

 

Behlül Dânâ:

 

-Peygamber efendimiz, "Bir odada haramdan bir iplik olsa, bu odada kılınan namaz kabul olmaz" buyuruyor. Yani namaz borcunu ödemiş olur, Kıyamette "Sen bu namazı niçin kılmadın?" demezler ama o namaz için sevab yoktur.

 

- Haram, kabul olmayı kaldırıyor demek ki.

 

- İbadetlerin başı helâl lokmadır Sultan'ım. Helâl lokma yiyen insan ibadete sarılır, ibadetin lezzetini duyar. Haram yiyen ibadetin lezzetini duyamaz, namaz kılmak ona, bir dağı kaldırmak gibi zor gelir. "Namaza gel!" denilince kaçar gider. Haram lokma, namaza yani huzur-u ilahiye çıkmaya mâni olur. Kul hakkından çok korkuyorum. Beni deli edip dağlara düşüren, yakıp kavuranlardan en başta gelenlerden biri de budur Sultan'ım.

 

- Ya benim hâlim? Nasıl düşünmeyeyim ki. Bir de sultanım, herkesin hesabı benden sorulacak!

 

- Onun için yerinizde olmayı hiç istemedim.

 

- Sen isteme ben istemeyeyim. Bu milletin işlerini kim görecek Behlül?

 

- Maşallah! Siz çok maharetlisiniz Sultan’ım. Ben kendi nefsim için söyledim. Ufak bir ters bakış, yanlış anlama ve yanlış anlaşılma kul hakkına sebep olabiliyor. Onun için en çok üzerinde durulan mevzuların başında geliyor. Ben de bu yüzden böyle tek başıma kalmayı tercih ettim. Elimden gelenin en kolayı buydu. Yine de emin olamıyorum. Harun Reşid Sultan’ım hakkını helâl etmezse hâlim nice olur?

 

- Kaç defa söyledim "geçmiş, gelecek haklarımın tamamını helâl ettim" diye.

 

- Çok şükür bir defasında “Bak  Behlül! Olmuş, olacak bütün haklarımı sana helâl ettim…” deyip beni cesaretlendirmiştiniz. Size hep minnettarım. Ben de elimden geldiğince başta siz Sultan’ıma ve herkese bütün haklarımı helâl ettim.

 

- Hadis-i şerifin ikinci maddesi en çok sevindiğim müjde oldu Behlül.

 

- Öyledir Sultan’ım. Yapabileceğimiz kolay bir şey.

 

- Evet öyle. Her namazdan sonra vird ettim, mutlaka on bir İhlâs-i şerif okuyorum.

 

- Bu meseleyi hocama sormuştum o şöyle tarif etmişti…

 

- Nasıl?

 

- Öğrendiğim günden beri hep öyle yapıyorum. Namazın sonunda sağa sola selâm verip "Allahümme entesselâm ve minkesselâm tebârekte yâ zelcelâli velikrâm” dedikten sonra üç defa "Estağfirullahel’azîm el kerîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” okuyorum, sonra Âyet-el-kürsî ve tesbihleri çekiyorum, duâmı yapıyorum. Namaz ve duâlarım bittikten sonra da on bir İhlâs-ı şerif, bir defa Felak, bir de Nâs sûrelerini okuyorum. Müteakiben altmış yedi kere de “ESTAĞFİRULLAH” çekiyorum. Arkasından on kerre “Sübhânallah ve bi-hamdihi sübhânallahil’azîm” ve en sonra, “Sübhâne Rabbike...” âyeti kerîmesini okuyorum.

 

- Ben de bu şekilde yapıyorum.

 

- Tesbihâtı adâbına uygun olarak yapmak ne güzel! O da ayrı bir yiğitlik istiyor tabii.

 

DEVAMI YARIN

 

 

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.