"Öküz kardeş! Sana bazı tavsiyelerde bulunacağım. Dediklerime dikkat edersen rahat yaşarsın!”
Bunları dinleyen eşeğin öküze nasihati şöyle olmuş:
“Kusura bakma da bunlar hep senin ahmaklığın yüzünden öküz kardeş! Sana bazı tavsiyelerde bulunacağım. Dediklerime dikkat edersen rahat yaşarsın!”
“Nelermiş onlar?”
“Sabah olunca hasta numarası yap! Akşamdan sahibimizin döktüğü yemi bile yeme! O da sabahleyin seni bu hâlinle görünce çifte koşmaktan vazgeçer ve birkaç gün olsun istirahat etmiş olursun…”
“Aaaa! Hiç düşünmemiştim!"
Bu sözler öküzün hoşuna gitmiş. Hakikaten eşeğin tavsiyelerine uymuş, canı pek istemesine rağmen o akşam yem bile yememiş ve öyle aç karnına sabaha kadar yatmış. Eşek ise daha keyifliymiş, öküzün yemediği yemlerini bir güzel kendisi yemiş, iyice karnını şişirmiş. Tabii bunların bu sohbetini dinleyen sahibi gülerek ahırdan çıkmış. Hayvanların lisanından anlamanın ne kadar faydalı olduğunu düşünüp keyiflenmiş içinden de...
Sabah olunca, adam ahıra girmiş. Bir de ne görsün öküz aç, perişan, takatsiz kalmış. Kalkması için birkaç tekme vurmuşsa da nafile. Öküz fena hasta görünüyormuş. Adamda çare bitmiyormuş tabii:
“Madem öküz hasta, bu sefer de onun yerine eşeği koşayım…” diyerek yularından tuttuğu gibi eşeği tarlaya götürmüş. Akşama kadar onunla çift sürmüş. Eşeğin emdiği süt burnundan gelmiş tabii. Akşam eve geldiği zaman öküz rahat rahat geviş getiriyor, kendi kendine "hakikaten bu iyi bir numara oldu…” diyormuş içinden de... Eşek, bu işin çekilemeyecek gibi olduğunu görünce öküze başka yoldan akıl verip kurtulmak istemiş:
“Bak öküz kardeş, sen böyle yatarsan sahibimiz seni satar, ya da daha beteri keser. Bugün tarlada beni gören köylüler konuşuyorlardı: 'O da, zaten tembel bir öküzdü, şimdi de hasta oldu. Yarın kasaba vereceğim…” diyormuş, bizim sahibimiz. Eğer yarın da böyle yaparsan kendini bıçağın altında bil!” diyerek öküzü, hasta numarası yapmasından vazgeçirmiş, kendi de çifte gitmekten kurtulmuş.
Hayvanların lisanından anlayan adam, bunların bu konuşmalarını dinledikçe kendi kendine gülüyor ve onlara karşı tedbir üstüne tedbir alıyormuş:
"Gördün mü? Ne kadar iyi bir şeymiş hayvanların lisanından anlamak!” diyor, keyifleniyormuş. Ertesi sabah horozla köpeğin konuşmalarına şahid olmuş. Horoz:
“Sana müjdem var köpek kardeş! Yarın efendimizin, öküzü ölecek! Büyük bir ziyafet olacak senin için…” demiş. Adam bunu duyar duymaz hemen pazara götürüp öküzünü satmış ve zarardan kurtulmuş. İçinden de “İyi ki hayvanların lisanından anlamışım yoksa nereden bilecektim bunları!” deyip keyifleniyormuş. Ertesi gün köpek horoza:
"Niçin yalan söyledin? Hani ziyafet? Adam öküzü sattı, kurtuldu!” dediğinde, bu sefer horoz:
"Hiç merak etme! Öküzü sattı ama, yarın kölesi ölecek ve onun hayrına mutlaka bir yemek yedirirler. Sen de artıklarından istifade edersin, o da sana yeter…” deyince adam, hemen pazara çıkarıp kölesini de satmış. Köpek gene ziyafete erişememiş. DEVAMI YARIN
Ragıp Karadayı'nın önceki yazıları...