Su misali, akıp gidiyor ömrümüz...

A -
A +

Her akşam gün batımında ömrümüzden bir günün daha eksildiğini biliyor, bir şey yapamıyordum. 

 

 

 

Nimete kavuşana, nimet âfiyet olsun!

 

Ondan mahrum kalan da, suçu kendinde bulsun!

 

İster zengin ol, istersen fakir, aciz kulsun.

 

Kaynaktan okumalı en doğru malumatı,

 

Azıp sapıtmaktan kurtarmalı emaneti.

 

 

 

Kim ağız açabilir Kahhar'ın korkusundan?

 

Akıllı olan uyansın gaflet uykusundan.

 

Kana kana içiversin Kevser havuzundan.

 

Çok olsa da kirli su, görünür mü yosundan?

 

Hiç temiz su akar mı, kirli olan borudan?

 

 

 

Vücudunda bütün zerreler, gelse de dile,

 

Şükrünün binde birini yapamazsın bile.

 

Velev fakirleri doyursan Fırat'tan Nil’e!

 

Tam vaktinde yapmalı bütün ibadetleri,

 

Geride bırakmalı köhnemiş âdetleri!

 

 

 

Düşmana saldırılmaz, öyle her an, her yerde,

 

Gizlenmek, siperlenmek lazım olur bazen de...

 

HOCA, talebe ol, ezilen olma, ezen de!

 

Hesap çok ağırdır, mahcup olursun mizanda,

 

Elin olsa işte, olsun kulağın ezanda!

 

 

 

Az söyledim, çekindim kalbini kırmamaya,

 

HOCA tarif edilmez sağır, dilsiz, âmâya!

 

Daha daha hızlı koş, onlar atlı biz yaya,

 

Yoğurt kıvamın bulmaz, eğer bozuksa maya,

 

Sağlam tohum ekilmez taşlı, çorak tarlaya!

 

               ***

   HAKKINI HELÂL ET

Her akşam gün batımında ömrümüzden bir günün daha eksildiğini biliyor, bir şey yapamıyordum. Bu durumu; beşikten mezara doğru durmadan gidilen yolculuğa benzetiyordum hep. Önce çaresiz bir bebek olarak dünyaya gözlerimizi açmıştık, sonra çocuk olduk, gençlik, olgunluk derken gelip kapıya dayanıverdi ihtiyarlık. Hiçbirine de bir müdahalemiz olmadı farkındaysanız. Sen, ben ne yaparsak yapalım bu mecburi ilerleyişi durduramıyorduk. Bir su misali akıp gidiyordu ömrümüz.

 

Böyle olsa da yine her yaşın ve her durumun ayrı bir güzelliği vardı görebilene. Allahü teâlâya nihayetsiz kere nihayetsiz hamd ve şükürler olsun ki bizi eşref-i mahlukat olan insan yaratmıştı. Onun her mevsimi; yani yazı da güzeldi kışı da, gençliği de, ihtiyarlığı da çok güzeldi bana göre. Hep yaz olsa hayat sıkıcı olurdu ve kış olmasaydı yazın ehemmiyeti, kadir kıymeti anlaşılmazdı… Hiç hasta olmasaydık sağlığın kıymetini bilemezdik, gece olmasaydı gündüzün kıymetini anlayamayacağımız gibi…

 

Evet aynen böyle; insan hayatı da inişli ve çıkışlı sürüp gidiyor. Malumunuz imtihan dünyasındayız. Bazen sebepsiz hastalık ve musibetlerle meşgul oluyoruz, kimi zaman adam yerine konulmamanın derin acısını ciğerimizde hissediyoruz, bazen de bir lokma ekmeğin hasretini çekiyoruz.

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Rgip29 Eylül 2024 21:33

Elhamdülillah