TBMM, bugün saat 11'de toplanıyor. Meclis Başkanı Ömer İzgi, milletvekillerini yeni yasama yılı için iş başı yapmaya çağırdı. Bir formalite toplantı. Parlamentonun aç-kapa merasiminden sonra tatil kararı alması gerekiyor. Olanca sür'atiyle seçim sathı mailine/ seçim eğik düzlemine girilmiştir. 1 Ay sonra milletvekili genel seçimleri var. Artık hudut kapılarında oylar verilmeye başlanıyor bile. Buna rağmen... Heyhat ki hâlâ bir kısım parti ve kişiler, seçimleri erteletme oyunlarına kalkışmaktalar. Hatta ellerinden gelse hazır meclis açılmışken önceki kararı iptal yoluna bile gidecekler. Onlara yazıklar olsun!.. Sağduyunun böyle bir çılgınlığa izin vermeyeceği kanaatindeyiz. Hadiseyi iyice entrikaya döken ve kendilerine "küskün" lakabı takılmış o siyasilerin hiç bir haklı gerekçesi olamaz. İmza şereftir. Seçimlerin 3 Kasım 2002'de yapılması için hep birlikte imza koydular. Şimdi bu imzaları yok sayılarak takla üstüne takla atılmakta. 4 yıl boyunca hangi hayırlı hizmeti verdiniz ki bir süre daha siyasi ömrünüzü uzatmak peşindesiniz? Seçim Kanununun, Partiler Kanununun değişmesi gerektiğini yeni mi anladınız? Daha evvel aklınız neredeydi? Neden barajı düşürmek için normal zamanlarda harekete geçmediniz? Şayet seçilmeniz garanti olsaydı yine bugünkü tavrınızı sergiler miydiz? Elbette hayır. Menfaatinize dokununca farklı bir yola girdiniz. Buna hakkınız yok. Ülke, bütün vatandaşları, bütün kurumları ve piyaslarıyla 3 Kasım 2002'ye kilitlendi. Eğer o gün seçim olmazsa doğacak sancının vebalini ödeyemezsiniz. Onun için gelin aklınızı başınıza toplayınız. Bugüne kadar aldıklarınızı helal ettirmenin yoluna bakınız ve Türkiye'nin önüne takoz olmayınız. Türkiye, Ankara vitrinini yenilemek istiyor. Gerçekleşecek bu yenileşmeyle birlikte ivme kazanabiliriz. İç piyasa rahatlayacağı gibi eşiğinde olduğumuz AB meselesinde de Avrupa başkentleri karşılarında muhatap bulabilir ve güven duyarlar. Siz... Seçime muhalefet eden partiler... Siz küscülük oynayan koca adamlar... Artık hırsı terk ediniz. Vatandaş, 3 Kasım 2002'de sandık başına giderek hür iradesiyle dilediğini seçmek istiyor. Bu kadarını olsun ona çok görmeyiniz. Vatandaş size değil, siz vatandaşa tabisiniz. Arzunuz onun takdirinin üstünde olamaz.