Esas itibarıyla ülke olarak iki türlü terörle karşı karşıyayız:
Bunlardan ilki Silahlı Terör, diğeri de Kötü Alışkanlıklar Terörüdür. Silahlı Terör dediğimiz bölücü terörü ayrıca anlatmaya gerek yok. Silahlı, kan dökücü, emperyalizm güdümlü örgüt, 40 yıldan bu yana bu topraklarda 40 bin vatandaşın canından olmasına sebep oldu.
Devlet, askerî, diplomasi, istihbarat ve güvenlik unsurlarıyla gece-gündüz, yaz-kış, dağ-bayır demeden bu bölücü eşkıyayla mücadele ediyor. Bu mücadeleyi yapma mecburiyetindeyiz. Zira mevzubahis olan Türkiye’nin bağımsızlığıdır…
Kötü Alışkanlıklar Terörü ise alkol, uyuşturucu, kumar, tütün, internet gibi muhtelif zararlı dallara ayrılmakta. Bunların her biri de birkaç çeşit. Alkol dendiğinde rakı, şarap, bira, viski… diye uzayıp gidiyor. Uyuşturucu da keza esrar, eroin, tabiî ve sentetik maddeler olarak birçok çeşit... Kumar da öyle. Kumarhanelerde oynanan kumarlar gibi sanal kumar, bahis, piyango gibiler de kumar... Saydığımız ve daha birçok sayılacaklarla birlikte kötü alışkanlıklar, insanın içine düştüğü iptila, yakalanıp kurtulamadığı bağımlılıktır. Bu zaviyeden bakıldığında ölçüyü aşan moda tutkunluğu, sınır tanımaz alışveriş ve futbol düşkünlüğü, saatlerce zaman törpüsü dizi seyretme hastalığı, cep telefonu büyülenmesi, sosyal medya ve internet illeti de bu sınıfa girmektedir.
Uyuşturucu, Kumar, alkol ve diğerleriyle birlikte Kötü Alışkanlıklar, her sene ilk gençlikten ileri yaşlara kadar binlerce genci zehirlemekte, hayatları karartmakta, ya ölümlere veya canlı cenazelere yol açmakta, cinayetlere, intiharlara, boşanmalara, trafik kazalarına sebep olmakta, hayatlar söndürmektedir.
Kızılay gibi, Çocuk Esirgeme Kurumu gibi Yeşilay da erken tesis edilmiş kurumlarımızdandır. Türkiye Yeşilay Cemiyeti, 1920’den beri insana ve hayata zarar veren kötü alışkanlıklarla mücadele etmektedir. Biz de 1980’lerde uzun yıllar Yeşilay İdare Hey’etinde yer aldık. Ancak öncesi ve sonrasıyla o zamanlarda Yeşilay, üvey evlat muamelesi görmekteydi. 2010’dan bu yana Hükûmetin himâye etmesiyle Yeşilay, şaha kalkmış bulunuyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti, bugün 81 ilimiz ve Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 120 şube, 178 üniversite kulübü, 10 bin Yeşilay elçisi, 1.800 eğitimci, 1.200 çalışanı ve 113 klinik psikolog, 104 halkla ilişkiler uzmanı, 124 sosyal hizmet uzmanıyla her biri vatanın bir parçası gibi görülen gençlerimiz başta olmak üzere bu kötü illet bağımlılarına şefkat ve güler yüz ve fedakârlıkla hizmet vermekte, diğer gençlerimizle diğer vatandaşların bu felakete düşmemesi için çalışmalar yapmaktadır.
Bu millî STK’mız, ebeveynler ve eşler başta olmak üzere vatandaşlar, kendisine en hızlı şekilde ulaşabilsin diye 2015 yılında YEDAM-Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ni kurdu. 2015-2024 aralığında YEDAM “115 YEDAM Hattı” üzerinden bir milyonu aşkın dertli vatandaşı dinledi, onlara rehberlik yaptı, yol gösterdi, Yeşilay işletmesi olan 3 yatılı rehabilitasyon merkezinde kendilerine hizmet etti, en mühimi elinin tutulmasını bekleyenlere yalnız olmadıklarını hissettirdi.
Yeşilay, 26 Kasım 2024 günü milletimizin serveti gençlerimizle vatandaşların, toprak kayması gibi avuçlarımızdan kayıp gitmemesi için İçişleri Bakanlığımızın da desteğiyle yeni bir hamle başlatmış bulunuyor. Bu hamlenin adı, “Bağımsızlık Seferberliği.” Kötü Alışkanlıklar Terörüne kapılmış insanlara şunu demek istiyor:
-Hayır! Sen, bağımlı olmayacaksın! Biz, seni, senin harcamana dahi müsaade etmeyeceğiz! Sana yakışan vatanın gibi bağımsız olmaktır!..
Yeşilay, artık üvey evlat değil. İnsan ve insanlık yararına ortaya koyduğu faaliyetlerle dünyadan da takdir toplamaktadır. Yeşilay, çalışan kadroları ve 130 bin gönüllüsüyle; bu ülke insanları sele kapılıp boğulmasın, analar-babalar ağlamasın, aileler çökmesin, cinayetler olmasın diye çalışanı, sağlıkçılar, din adamları, öğretmenler ve muhtarlarla beraber Kötü Alışkanlıklar Terörüyle mücadele etmektedir.
Unutmamalı ki bu mücadeleyi başlatan “İçki her kötülüğün anasıdır” buyuran Sevgili Peygamberimizdir -aleyhisselam-…
Yeşilay, Türkiye Yüzyılında zümrüt misali parlayan yeşil bir yıldızdır. 85 milyonun her ferdi, Bağımsızlık Seferberliğinin neferidir. Bu kötülükten sakındırma; nehy-i anilmünker yolunda emeği geçenlere muştuyu Kur’ân-ı kerîm vermekte. O yüce buyruğu mealen tekrarlama vaktidir:
-Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.
Rahim Er'in önceki yazıları...
Sayın yazar, çocuklar bile istediği zaman uyuşturucu ve silaha ulaşabiliyor. Devletin buna bir son vermesi lazım artık... Bir de yerlere atılan fuhuş kartları var. Herkesin gözü önünde oluyor bu. Bunlara engel olmak için illa bir ihbar mı gerekiyor?!