İhânete geçit yok!..

A -
A +

Faşist Tek Parti Zihniyeti’nin süflî artıkları, Gezi İsyanı’nda duvarlara “Zulüm, 1453’te başladı!” diye yazarak soysuzluğun en hayâsızlığını sergiledikleri gibi “Dolmabahçe” ismiyle mâruf Bezm-i Âlem Vâlide Sultan Câmiî’mize de ayakkabıları ve ellerinde içki şişeleriyle doluşarak bu zarif mâbedi fiilen meyhâne gibi kullanıp kirletmişlerdi.

 

O vahşet, bu defa hem de mübarek Ramazan-ı Şerîf ayında, 19 Mart 2025’te Saraçhâne’de hortladı. Tek Parti Zihniyeti malûlleriyle türlü ideolojik izm yoldaşları, rüşvet, irtikâb, ihaleye fesâd karıştırma, sebepsiz zenginleşme, suistimâl, türlü yolsuzluğu içine alan 560 milyarlık vurgunlar silsilesi ve terörle iş birliğine arka çıkarken, yaptıkları bu eylemlerde yalnızca kimyevî zehir, balta, kesici ve delici âletlerle polise saldırmadılar:

 

Daha beterini yaptılar. İçlerindeki İslâm ve îmân düşmanlığını, ezân ve câmi husumetini engelleyemeyerek açık hava müzesi denli kıymetli Şehzâdebaşı Câmiî’mizin haziresinde; bahçesinde yer alan her biri bir san’at eseri olan tarihî mîras kabir mermerlerini, şâhidelerini de parçalayıp tahrip ettiler. Bu zulmü, bir asır evvel İstanbul’un acı işgal günlerinde işgalci düşman, bile yapmamıştı. 16 Mart 1920’de 50-60 kişilik bir İngiliz müfrezesi, Kemaleddin Sâmi Bey’i tutuklamak ve halka korku salmak için saat 05.45’te Şehzâdebaşı Karakolu koğuşunu basarak Mızıka Takımı’ndan 4 askerimizi şehid edip 10 askerimizi yaralamış ama hattımıza, câmimize, kabristanımıza ve ecdadımıza dokunmamışlardı. O ahlâksızlığı, Bursa’da Yunan işgalcilerinin başında bulunan Yzb. Sofoklis, Osmanlı Devletinin bânisi Osman Gazi’nin sandukasını tekmeleyerek yapmıştı.

 

Manzara şudur:

 

Tedavisi gayrı kabil bir hastalığa tutulmuş olanlar, Tanzimat’tan, daha da beteri Erken Cumhuriyet’ten ve devamı 27 Mayıs 1960’tan bu yana bu topraklarda din ü devlet mülk ü millet adına Kur’ân’dan harfe, aileden camie, ezândan kelimeye, tesettüre kadar… yerli, millî ve mukaddes değerlerimize düşmanlık yapmaktan bir türlü vazgeçmemişlerdir.

 

Bunlar, içimizdeki Türkçe konuşan yabancılardır. Bu memleketin evlâdları, İslâm ümmetinin mensupları, câmie ibâdet ve dua ve din kardeşleriyle buluşmaya gider. Gayrimüslim turistler de aynı zamanda muhteşem birer san’at hârikası olan câmilerimizin estetik yönlerini yaşamak için onları ziyaret ederler. Hâlbuki işte o malum Gezi İsyancıları, 2013’te Taksim’den başlayarak Dolmabahçe Câmiî’ne ve kim bilir yurt çapında daha nice nazlı eserimize bu hakaretleri yapmışlardı. Çünkü bu ucubeler, zararı kanserden beter o malûm zihniyetin takipçileridir.

 

Söz konusu zihniyet, çalmaya, çırpmaya karşı durmadı. Mafyavâri 560 milyarlık talana oralı olmadı. Adlî işlemleri tanımadı. Körü körüne bir amigo iptilasıyla on iki sene sonra bu defa da Saraçhane’yi lekelediler. Müslümanlar Câmie ibâdet için gider, bahçedeki kabirleri selâmlar, onlara Fatiha ve dualar okurken bu vasıfsız, nasipsiz ve talihsizler, ecdad ve irfanımıza duydukları dinmez kinle o mezarları tahrip etme cinnetini gösterirler.

 

Atalar emâneti Saraçhane, Gezi olmayacaktır. MİT, saf ve câhil heyecanları kullanan yabancı istihbaratlara elbette geçit vermiyor, Türk polisi, kuzgunlara meydanı bırakmıyor.

 

Şu var ki Saraçhane merkezli asrın en büyük hırsızlığı, yolsuzluğu, dolandırıcılığı, çalma-çırpma muhterislikleri, sadece ülkeye, ekonomiye, piyasalara, kolluk kuvvetlerine, hatta ecdada ve tarihî mirâsımıza ziyan vermedi. Şeklen bizden gibi görünse de bu millet ve onun kıymetleriyle alâkası olmayan emperyalizm, Siyon ve Haçlı işbirlikçileri, Türkiye’yi dünya önünde küçük düşürmeye tevessül ettiler. Bunlara bir gün sorulur: “Halk ihtilalinden söz ettiğin bu manşeti kaç milyona attın?”

 

Hesap etmek istemedikleri şudur:

 

12 yılda çok şey değişti. Şimdi FETÖ sözde paralel devleti, onun her yeri ur gibi sarmış vesâyeti olmadığı için anarşi ve kargaşa, devletin murakabesi dışında kalmayacaktır. İBB yeni bir Paralel Devlet ve soygun merkezine dönüştürülmek istense bile buna Büyük ve Güçlü Türkiye müsaade etmeyecektir.

 

Bugünkü Türkiye, birçok ihâneti aşmış olarak emîn adımlarla hedefine doğru yürüyor. Zafer için Gazzeli mazlumların, Anadolu evlâdlarının duaları, 15 Temmuz şehîdleri ve şehîdlerimizin ruhâniyeti yeter.

 

 

 

Rahim Er'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sedat25 Mart 2025 14:54

Rahmi abi seni tvnet kanalında çok kere takib ettim..Elinize ve yüreğinize sağlık.. Bu vatan hainleri bir gün elbet hesab verecekler.Bunu almanyada , ingilterede , Fransa'daki diğer Avrupa ülkesinde yapsalardı polisin gerçek güçünü iyi görürlerdi.Bu özgür özel gerçekten bir lider değil.

Arslan25 Mart 2025 13:53

Rahmi bey yazınızla çok aydınlandım. Sayıştay raporuyla tespit edilen akp'li belediyelerdeki benzer durumlarla ilgili yazınız var mı ? Varsa çok aydınlanmak isterim. İyi çalışmalar

bekir yenipazarlı25 Mart 2025 08:27

teşekür ederiz

RECEP AKKAN25 Mart 2025 07:04

AGZİNİZA YUREGİNİZE SAGLİK ,BOYLE KİYMETLİ KALEMLERDE OLMASA İNSANİN CİLDİRASİ GELİYOR. RABBİM İSLAH ETSİN İNSALLAH.İSTANBUL İCİN BAKANLİK COK ONEMLİ YETKİLİLERİN DİKKATİNE ONEMLE DUYRULUR EFENDİM

İlhan Nebioğlu25 Mart 2025 06:44

Ağzına sağlık...Bundan daha iyi anlatılamazdı...