BAŞKAN

A -
A +

ABD’nin 46. Başkanı ve 47. Başkan Adayı Joe Biden, Kasım 2024’te yapılacak seçimler için adaylıktan çekildi. Demokrat Parti namzedi Sn. Biden, rakibi Donald Trump’tan 3 yaş büyük olmakla 81 yaşındadır.

 

Bundan da öte üzerinde daha fazla durulan taraf, Başkan’ın hâfıza sıkıntıları yaşaması, halkın ve kameraların önünde herkesi hayrete düşüren hatalar işlemesidir. “Gaf” diye telakki edilen o hatalar, pot kırma veya çam devirmeden önce nörolojik sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Bundan dolayı adaylıktan ayrılması için kendisine uzun zamandır telkinler ve ölçülü baskılar yapılmaktaydı. Çekilmesi, partisi için bir kazanç olabilirdi fakat bu kararda geç kaldı, demirin tavı kaçtı. 21 Temmuz’da sosyal medya üzerinden paylaşılan ve namzetlikten sarfınazar ettiğine dâir tasarrufu, Trump’a o düzmece olması çok muhtemel suikast teşebbüsünden önce yapılsaydı, bugün kendisi yerine aday olacak Kamala Harris veya her kim ise onun işini kolaylaştırmış olurdu.

 

Son aylarında olan mevcut Başkan, yarınlara dönük olarak iki kararını dile getirdi. Bunlardan biri, yardımcısı Sn. Harris’i göstermesi ve kendisini destekleyeceği, ikincisi de çekilme kararının bir istifa olmadığına îmâ ile dönem sonuna kadar yerinde kalacağıdır. Kamala Harris’i işaret etmesi O’na fayda mı sağlamıştır, zararlı mı olmuştur? Sonra ortaya çıkar. Bugün için kesin bir gerçek var ki o da yaşlı Biden’ın bir kere Başkanlık yapmış olmaya doymayıp kendini vazgeçilmez sanarak bir kere daha aday olmasıdır. Kibarca “yeter artık!” ikazları üzerine kerhen, mecbur kalarak çekilme kararı verdi yahut verdirildi.
İnsanı en son terk eden “reis olma, baş olma” huyudur. O da zenginlik gibidir. Muhbir-i sâdık, Doğru Haber Verici ünvanının sahibi Sevgili Peygamberimiz - aleyhisselâm- şöyle buyurmaktalar:

 

-Bir kimsenin, bir vâdi dolusu altını olsa; bir vâdi daha olsun ister; sonunda gözünü bir avuç toprak doyurur…
Biden, şu ânki yaşından da fazla olarak çok daha uzun yıllardır Beyaz Saray’da hükûmet etmiş olsaydı bile bugün yine mevkiîne dört ele sarılacak ve yine ancak usulünce uyarıldıktan sonra evindeki çalışma odasına dönecekti. Bu manzara devlet ve idare hayatlarında görüldüğü gibi şirketlerde de yaşanmaktadır.
Koltuğuna sarılan Biden, şunu diyemeyecektir: “Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb ı hükûmetten!” Çünkü çekilmedi, buna zorlandı, mecbur kaldı. Asıl mes’eleye gelince:

 

İster irâdi ve isterse gayrı irâdî bir karar olsun; netice itibariyle Joe Biden, ama bugün; olmadı yârın, her yaptığının hesabını verecektir. Tarih, Gazze soykırımında yalnızca Gazze Celladı Netanyahu’yu değil, o zâlim kaatile yardım eden kim var ise onları da mahkûm edecektir. O isimler, tarihin utanç levhası olacaklardır. Gazze, daha kimler gibi Biden’ın da alnında bir kara lekedir.

 

 

 

Dilerdik ki DP’li Kamala Harris, hukukçu olmak itibariyle haris olmak yerine âdil, insaflı, vicdanlı ve merhametli olur ve ABD mes’uliyyet hissine sahip birini Başkan çıkarır. Şu var ki her hukuk diploması sahibi bu vasıflara sahip olamıyor. Biden’ın da avukat olduğunu hatırlatmak isteriz.

 

Eğer; kulaktan mağdur zengin iş adamı Sn. Trump seçilirse “dünya” adlı züccaciye dükkânı, altüst olabilir, şımaran Siyonistler, daha da azgınlaşabilir, Gazze ve Gazze’de insanlık, felâket ötesi bir duruma düşebilir, Akdeniz’in rengi değişebilir. 

 

Kamala Harris, ayağına gelen fırsatı, “adayım ve buradayım ve kazanacağım!” diye haykırarak değerlendiremedi. Sanki ürktü, bocaladı ve delegelerin kendisini aday göstermesine atıfta bulundu. Bu yadırganacak tutum -varsa- taraftarlarını hayal kırıklığına düşürmüştür. Bu olay da bir kere daha gösterdi ki bâzı kimseler, dâima ikinci kişilerdir. Onlar, lider olamazlar. Harris için daha fenası ise Demokratik Parti’de Barack H. Obama’nın O’na destek çıkmamasıdır. Eski Başkan, eşi Michelle dururken bir başkasına destek verme yoluna gitmedi. Çok sarîhtir ki DP bugün fikren bölünmüştür.

 

Şimdi Kamala Harris’in siyasetteki kaabiliyyet ve gücü değil, tâlî mevzular; rengi ve kadınlığı konuşulmakta.

 

“Amerika bir kadın reiseye kavuşacak mı?” diye tahminler yürütülmekte. Bütün bu olup-bitene rağmen aday olabilir. Ne var ki o, kötü bir başlangıç yapmıştır. Rakip partinin aday göstermede çatal bir sürece girmesi Cumhuriyetçi Donald Trump’a yaradığı anlaşılıyor. Şimdi daha güçlü bir namzet. Olay, bugünden magazinleştirilmeye başlandı. Harris’in eski Savcı ve Trump’ın hükümlü olduğu dillerde. Bu minval ikinci dereceden veya dedikodu kabilinden konuşmaların, sandığa pek tesir edeceğine ihtimal vermiyoruz. Siyâsette ne olursa olsun ailesine düşkün muhâfazakâr Amerikan toplumu, karısını aldatan, bu suçta vergi kaçıran Trump’a sandıkta esaslı bir ders verebilir…

 

Ankara, en kötü senaryo dâhil, her ihtimâle göre hazırlanacaktır. Ankara, dile getirmese bile kalben şunu diyordur: “Tut birini, vur öbürüne!” Mâdemki yukarıda Nâmık Kemâl’in bir mısrâını telaffuz ettik öyle ise aynı şâirle noktayı koymalı:

 

“Hazır ol cenge, ister isen sulhü salâh!..”

 

“Ama bu mısraları biz anlamadık!” diyen varsa onları çok kınarız. 136 yıl önceki hayatımızı anlamıyorsak o tarih, bizim olmaktan çıkar. Bilgiye ulaşmak bu kadar kolayken; sâniyeler içinde kelimelerin anlamına ulaşmak mümkünken mâzerete sığınmak, sadece tembellik olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
iyildiz23 Temmuz 2024 12:31

“Hazır ol cenge, ister isen sulhü salâh!. Abdulhak Molla