GAZZE’DE ATEŞKES!..

A -
A +

ABD Devlet Başkanı Joe Biden, “Gazze için ateşkes” demeye başladı. Bu sözün sahibine sormak lâzım:
-Siz ne ateşkesinden bahsediyorsunuz? Hangi ateşkes? Ateşin kesilmesiyle devamı arasında ne fark kaldı?!..

 

Bu saatten sonra ateşkes, olsa ne olur, olmasa ne olur? Gazze, harab olduktan sonra mütareke!.. Her şey o kadar gaddarca, insafsızca ve zâlimce ki! Bâde harab’il Basra!.. Basra yıkıldıktan gayri yapılacak her şey anlamsız. İnsanlık tarihinin yüz karası bu mahvolmuş ve soykırımdan; Biden, hükûmeti ve Gazze Celladı’na yardımcı olan herkes, hepiniz sorumlusunuz. O bebeklerin vebali cümlenizin boynunda!

 

Ateşkes söylemini samimi bulmakta zorlanmamak mümkün değil. Evler, çarşılar, hayatlar… her şey perişân edildikten, yüz bine yakın çocuk, kadın, sivil hunharca yaralandıktan ve katledildikten sonra ortaya atılan ateşkes lakırtısı, Türkiye’yi Gazze’den uzak tutmaya matuf bir hîledir. Ankara, buraya muhakkak bir mim koymalı. Bu ateşkes lakırtısının Türkiye’nin Gazze’ye alâkasının daha da yükseldiği ve Beyaz Saray’ın stratejik ortağı terör örgütünün önce özerklik, sonra müstakil devlet olma yolunda Suriye’nin kuzeyinde mahallî seçim yapma hazırlığına giriştiği vakte denk gelmesi tesadüf olamaz!..

 

Biden, kalkmış şimdi henüz ateşkes tavsiye ve talep ediyor. Oysaki 7 Ekim’den bugüne Filistin’le İsrail arasında kurulmak istenen bütün ateşkes teşebbüslerini Joe Biden ve Hükûmeti engelledi. Yetmedi; ABD, BM’de alınan ateşkes kararını eski bir siyahî kölesinin torunu eliyle veto etti. Gazze, enkaza döndükten sonra aynı Joe Biden, şimdi kalkmış insan aklıyla alay edercesine “Gazze için ateşkes!” diyor. Bunu yaparken saklı niyeti, yaklaşmakta olan Başkanlık seçimi ve Müslüman seçmendir. Şimdiden söyleyelim ki tut Trump’ı vur Biden’a!.. Zalim İsrail’e destekte yarışıyorlar. Onlar, bunu yaparken ABD’de Müslüman seçmenin sandığa gidip bu ikisinden birine rey vermesi vebâle ortak olmak olur. Müslüman seçmen, cezası ne olursa olsun bu seçimde sandığına gitmeyerek reddiye; protesto hakkını kullanmalı ve bunu da beyan etmelidir.

 

Washington ve herkes, şunu iyi bilsin ki Gazze için ateşkes kararını ancak Türkiye, Gazze direnişinde destanlar yazan yiğitler ve Filistin dostu devletler verebilir. Dün, ateşkese muhalefet eden, hiç sıkılmadan ve vicdan azabı duymadan BM’nin ateşkes kararını veto eden siyonist hayran ve hizmetkârı Batılı başkentlerin bu mevzuda söz hakkı olamaz!.. 8 aydır devam eden şu korkunç vahşet, katliam, yıkım ve tahribattan sonra bugün hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalkıp ateşkes istemek, hakîkati çarpıtmak ve 8 milyarı ahmak yerine koymaktır. Gazze’de iki denk veya yakın kuvvetlerin savaşı yok ki mütareke yani silah bırakma, ateşkes olsun. Gazze’de yaşanan, soykırım yapan siyonist İsrail’le işgal altındaki vatanlarını müdafaa eden bir avuç korkusuz kahramanın yaşanan hikâyesidir. Bu gerçekten kavî hikâye, bir asır evvel başladı, bu gidişle bir asır daha sürer.

 

Ateşkes isteyen ABD başkanı, eğer daha yeni gerçeği kavramaya başladıysa o zaman İsrail’e “Kayıtsız-şartsız soykırımı durdur! Bu utancı bitir!” diyebilmelidir. Bu saat, bir kerecik olsun doğruyu göstersin!.. Ama demez, dişliler bozuk. Zira; siyonist yoldaşlarına göre soykırım yoktur! Demez; çünkü, Amerikan yönetimleri, Tel-Aviv’in gözünün içine bakarlar.

 

Bir de Pekin mes’elesi var:

 

30 Mayıs’ta Pekin’de Çin-Arap Ülkeleri Forumu 10. Bakanlar Konferansı yapıldı. Tunus ve Mısır Cumhurbaşkanlarıyla, Bahreyn kralı ve BAE devlet reisi ve Arap Birliği Genel Sekreterinin iştirak ettiği toplantıda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın hülasa olarak özü şudur:
Pekin, Gazze’deki soykırımı 8 ay boyunca seyrettikten sonra daha yeni, Filistin Devleti’ni tanıyacağını, Gazze’yi inşa edeceğini söylüyor, Filistin’e cep harçlığı kabilinden nakdî yardımdan söz ediyor. Cinping’in sade suya tirit kabilinden işlenmiş sözleriyle Biden’ın özsüz lafları arasında çok da fark yoktur. Filistin, Gazze, Çin’in umurunda bile olmaz. Sarı ırk da Garplı sömürgeciler gibi emperyalist iştiha içindedir. Çin’in gayesi, Akdeniz sularında serinlemektir. Amerika, İngiltere Akdeniz’de. Rusya, Çar Deli Petro’dan beri gördüğü bu sıcak denizlere inme rüyasına nihâyet kavuştu. Şimdi de Çinliler, Afrika yürüyüşünden sonra Türk’ün dünkü gölü Akdeniz’de kulaç atma peşindeler.

 

Uyku, Ankara’ya câiz olamaz. Mavi Vatan, tahkim edilmeli. Her yandan ve her yönden üstümüze geliş var.
Şu ihtar hakkımızdır:

 

Çin, evvelâ, Şarkî Türkistan’daki 30 milyon Uygur Türkü Müslümana insan ve İslâm haklarını ve Şarkî Türkistan’a [Doğu Türkistan] noksansız bir otonomi [muhtariyet] vermelidir. Bunlar olmadan; Uygurlar, insanca, eşit ve âdil yaşama hakkına kavuşmadıktan sonra Pekin’in Gazze’ye dair dedikleri yok hükmünde olur. Çin’in Filistin’e eli uzanacaksa o elde kan bulaşığı görmek istemiyoruz. Ezan sesimiz, Urumçi’den Endülüs’e, Kırım’dan Yemen’e yankılanır.

 

Gök Bayrak, Al Bayrağın kardeşidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yalınız Efe 4 Haziran 2024 08:56

Maocu Çinliler, sosyal emperyalisttir. Uygurlara kendi kaderlerini tayin hakkını vermemektedir.