HAYMATLOS

A -
A +

Almanca hukukî bir tabir olan “heimatlos” haymatlos kelimesinin anlamı, “vatansız” demektir. FETÖ Terör örgütünün elebaşı, 20 Ekim 2024 tarihinde ABD’nin Pensilvanya eyaletinde öldü. Bazı değerlendirmelerde “vatansız öldü!” diye konuşuldu veya haber yapıldı. Malum kişi hakkında sarf edilen “vatansız” sözü doğrudur. Bununla beraber bazı kelimeler, aynı anlama gelse bile biri diğerinden daha etkilidir. Bu yüzden “haymatlos” demeyi tercih ettik.

 

“Kâinat imamı” pervasızlığı gütmüş ve Mehdi’liğe yeltenmiş olan bu bîedebin ölümü üzerine dâvet edildiğimiz TV ekranında bazı hukukçuların şöyle dedikleri bize nakledildi:

 

-Türk vatandaşlığından çıkarılmadığı için Türkiye’de gömülmesinin önünde bir mâni yok!..

 

Doğrudur; Sn. Devlet Bahçeli’nin “gelip Meclis’te DEM grubunda konuşarak bölücü örgütü lağvettiğini, örgüt militanlarına silahları bırakıp adalete teslim olmaları çağrısında bulunmasını tavsiye ettiği İmralı sâkini gibi Pensilvanya mukimi de Türk vatandaşlığından çıkarılmamıştır. Kırmızı bültenle aranan câni, terörist ve suçlular da hâlâ Türk vatandaşıdır. Vatandaşlıktan ihraç, ilk ânda bir gönül ferahlamasana yol açsa da fiiliyatta kaybettirir. Vatandaşlıktan atılıp haymatlos olan biri üzerinde devletin, iadesini isteme gibi bâzı temel tasarruf hakları ortadan kalkar.

 

Bize aktarılan o cümle üzerine şunu dedik:

 

-Örgüt elebaşı cenazesinin Türkiye’ye gönderilmesi mevzubahis olmayabilir. ABD, dirisi gibi ölüsünü de el altında tutabilir. Yaşadığı topraklara gömüp, zamanla meydana gelecek sözde uhrevî bir merkezle diyaloğa dayalı hibrit, karma bir sahte din oluşturma maksadı güdebilirler.

 

Nitekim, nereye gömüleceğine dair merak ve yorumlar kısa sürede bitti. Pensilvanya’da kaldığı çiftliğe gömüleceği açıklandı.

 

Şu cümlemizi merak ediyor olabilirsiniz:

 

-Zamanla meydana gelecek sözde uhrevî bir merkezle diyaloğa dayalı hibrit, karma bir sahte din oluşturma maksadı güdebilirler.

 

O yolda olanların veya o yolu kullanan veya ondan faydalananların “Hizmet Hareketi” gibi “Gülen Hareketi” gibi isimler verdiği bu çarpık yapının kırk ayrı çeşit zararı olduysa onların en başta gelenlerinden biri de “dinler arası diyalog”dur:

 

Kur’ân-ı kerîmin sarih ve net hükmüyle “Allah indinde din, İslâm”dır. Önceki dinler, yürürlükten kalkmıştır. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- Son Peygamber ve en üstün Nebî ve Resuldür. Bu şaşmaz gerçeklere rağmen önceki dinler, bugün de devam ediyormuş gibi dinler arası diyalog safsatasıyla onlarla İslamiyet’i birbirine katmaya, milletin dini ve imânıyla oynamaya kalkıştılar.

 

Dinler arası diyalog projesi, FETÖ elebaşıyla hızlandı ve genişledi. İlk zamanlar Said-i Nursî şakirdi, çırağı olduğunu söyleyen bu sıradan vaizin arkasında şimdi beynelmilel sermaye odakları ve kuvvetler vardı. Kanaatimizce söz konusu kimsenin ölmesiyle bu proje rafa kaldırılmadığı gibi bilakis yeni oluşumlara vesile yapılacaktır.

 

Üç hafta kadar evvel çıkan bir haber ve bu haber üstüne yaptığımız tahliller hatırlarda olmalı. Haber, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da bir Bektaşi Devleti kurulmasına dairdi. Arnavutluk resmî kayıtlarına göre bu ülkede Müslümanlar vardı, Hıristiyanlar vardı ve bir de “Bektaşi Dininden olanlar” vardı. İşte önce bu isimle yâni ayrı bir din olarak andıkları ve halkı alıştırdıkları Bektaşiliği şimdi Vatikan benzeri bir devlet hâline getiriyorlardı: Arkasında malum yabancı ajan kuruluşlarının bulunduğuna şüphe edilmeyecek bu kirli teşebbüsün niyeti Türkiye öncelikli olarak Sünnî İslâm’ı örselemektir. Hâlbuki Bektaşilik, Hacı Bektaş-ı Velî Hazretlerine dayanan bir hak tarikat idi. Sonraları üzerinde çalışarak zarar vermişlerdi. Şimdi ise ona yeni bir vazife yükleniyordu.

 

Kaçakların, örgüt bağlılarının gitmesiyle Pensilvanya merkezli olarak ABD’de belli bir miktar FETÖ’cü nüfus teşekkül etmiş bulunuyor. Örgüt elebaşının ölümüyle meydana gelecek yeni yapılanmayla bu nüfusun daha da artması beklenebilir. Diğer yandan CIA ve MOSSAD, Vatikan, elebaşının vekilini yani yeni örgüt elebaşını istendiği gibi yönlendirerek 20-25 yıl içinde her dinden bir parça almış olan düzmece bir din ortaya sürmüş olurlar. Tarihte Şia’nın, Vehhabiliğin, bugün “Bektaşi Devleti”nin doğması misali dinî kılıklı fakat diyalog esaslı bir yapı teşekkül eder. O kadar ki uydurulan sözlerle FETÖ’nün güya mâveradan himmetiyle yerine geldiği kıt akıllılara inandırılan kişi, İslâm dünyası için Halife bile ilân edilebilir. Emperyalist dünyanın sevkiyle İslâm coğrafyasında bu sahtekâra biatler temin edilir. Neticede Pensilvanya’daki bu çiftlik, yeni bir Vatikan ve yeni bir Bektaşi Devleti benzeri güya mâneviyat merkezi sözde özerk bir devlet olur. Burada oturan lafta Halife, Müslümanlarla Siyonist ve Haçlılar ne zaman karşı karşıya gelseler Müslümanların aklını çelecek, İslam düşmanlarıyla mücadele edenleri zora sokacak fetvalar verir. Bu tedarik edilmiş Halife için kesenin ağzı açılarak basın-yayın, akademi dünyası koşturulur.

 

FETÖ’nün ölmesinin bu örgütle mücadelede tavsamaya sebep olmayacağı Hükûmet tarafından açıklandı. Asla tavsama olmamalı. Zira bu bir iktidar, ittifak değil, Devlet ve Millet mes’elesidir. FETÖ Terör Örgütü, PKK’dan daha az tehlikeli zannedilmesin. Biri vatanımızdan parça koparmaya çalışırken, diğeri milletin imânını istemekte. Bu ihanetin arkasında en büyüğü ile müstemleke başşehirleri, onlarca başkent ve on binlerce mankurtlaşmış iş adamı, akademisyen, medya mensubu ve her alandan şartlanmış militan var. FETÖ ve PKK adlı bu iki örgütle mücadelenin biri imân, biri vatan uğruna yapılmaktadır.

 

Türk Milleti için de İslâm dünyası için de en büyük tehlike, Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat ana caddesinden sapmadır. Ajan yönlendirmeleriyle içimize sızıp yıllarımızı ve nice genç neslimizi çalan takıyyeci mürâiler, yıllardır bunu yapmaktalar. Şimdiden sonra da devam edeceklerdir. 40 yılımızı PKK ve FETÖ çaldı. İhanet şimdi başka hesaplar peşinde. Yerimizde sağlam durup imânımıza tam sahip çıkarak gelecek 400 yılımızı çaldırmamak için her ihtimali hesap edip tedbirler almalı, mücadele vermeliyiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Mete24 Ekim 2024 15:10

Kaleminize, ağzınıza ve pırıl pırıl İslam nuru saçan sözlerinize sağlık. Bu milletin en küçüğünden en büyüğüne kadar herkese problemi, çözümü ve bizi biz yapmış anagücümüzü gösteriyor ve yol haritası çiziyorsunuz da duyacak kulaklar, görecek gözler, iman kıvılcımı taşıyan yürekler lazım.

Afife Hidayet Güner24 Ekim 2024 05:42

Çok haklısınız. Allah güç ve kuvvet versin hepimize ferasetle...