İnternete sansür

Yazının başlığını gören internet yayıncıları, 'işte bize destek' kabilinden sütunun içine girercesine gazeteyi kendilerine daha bir yaklaştırdıklarını görür gibiyiz... Fakat.... Hayal kırıklığına uğrayacaklar. Boşa ümitlenmesinler. Kendilerini desteklemeyeceğiz. Tam tersine şiddetle kınayacağız. Şiddetle, hatta iğrenerek. Şu günlerde internete girdiğinizde ekranların birkaç saniye karardığını görmektesiniz. Neymiş efendim internet yayıncılığı basın kanununa dahil edilmiş, bu sansürmüş. Eğer yayın yapıyorsan elbette basın kanununa tabi olacaksın. Sanal ortamda gazete çıkartılıyorsa bir de sanal medya var demektir. İnternet, televizyondan daha mı imtiyazlı? RTÜK, radyo-tv yayıncılığını denetliyorsa internetin de şu kepazeliklerden kurtarılması lazım. Tehlike günden güne büyümekte. Çağın bu müthiş buluşu, haberleşme teknolojisinin harikası, giderek fuhuş sektörünün hakimiyetine kayıyor. Berbatlığı, rezaleti fuhuş kelimesi bile ifadeye yetmez. Pislik iğrençlik, aşağılık bilgisayar ekranlarına sıçramış durumda. Asıl virüs bu. Alenen beyaz kadın pazarlaması yapılıyor. İnterneti yüzde 85 genç nüfus kullanmakta. Bu itibarla gençlik büyük bir tehdit altında. Sadece zina faslı da değil. Bir de kumar tarafı var. Bu sektör, giderek yeraltı dünyasının ağına düşüyor. Onun için "sansüre karşıyız" gibi moda lafları pankartlaştırıp meselenin derinliğinden şuursuzca gafil olmak bir zaman sonra ihanet olarak geri döner. Basın kanununa dahil edilmekten rahatsız olmak niye? Beş kişinin üye olduğu bir köy derneği bile kanunun kontrolündeyken yüzbinlerce gencin ruh, ahlak, karakter ve insanî gelişimine tesir edecek son derecede cazip bir yayın, dokunulmaz kalacak? Bunun müdafaa edilir mantığı yer yüzünün hiçbir köşesinde bulunamaz.. Yarası olan gocunur. Namusuyla internet işletmeciliği yapanlar hiç bu oyuna gelmesinler. Kirlenmiş ekranı karartsalar ne olur, karartmasalar ne olur? Hadise, yayın hürriyetinin sömürülmesine vardı. İnternet ekranı, sokak itlerinden beter hayasız bazı aşağılık mahlukların çiftleşme ve teşhirciliği ile dolu. Taciz ediliyor, rahat çalışamıyoruz. Hürriyetle başıboşluk farklıdır. İnsan, başıboş olamaz. Başıboş olmak insana yakışmaz da. Hani eskiden umumi helaların iç kapı ve duvarlarına bazı sapıklar, hayasızca şeyler yazıp-çizerlerdi. İnternet, o derekeye düşme tehlikesinde. Bu itibarla dizginlenmesi, kötülerin ayıklanması, önlenmesi şart. O zaman, iyileri de kurtulurlar. Halbuki bugün hepsi birden "sansür istemeyiz" diye bağırıyor. Disiplinle sansürü karıştırmak cehalettir. Yapılan sansür değil; bu yapılan, bir devletin gençliğini, vatandaşını, o sahada namusuyla meslek icra edenleri koruma faaliyetidir.