İSTİKRAR VE İSTİKBÂLİMİZ KAZANDI!

Son iki yıldır daha bir ağırlıkla konuştuğumuz 2023 Milletvekili genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 14 Mayıs 2023’te yapıldı. Türkiye’de 60 küsur milyon seçmen var. Bunların 56 küsur milyonu sandığa giderek serbest iradeleriyle tercihlerini yaptılar. Böylesine yüksek sayıda vatandaşın yer aldığı bir seçimde hiçbir üzücü hâdisenin yaşanmamış olması büyük şereftir. Bu anlamda seçimlerde emeği geçen herkes ve bir saygı çerçevesinde reyini kullanan her vatandaş teşekküre layıktır.

 

Bir başka iftihar sebebi de seçime iştirak nisbetidir. Bu seçimlerdeki seçmen iştiraki yüzde 90’dan fazladır. Böyle bir tablo dünyada ilk defa yaşanıyor.

 

“6’lı Masa dağılacak, Cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan ve Milletvekili seçimini de Cumhur İttifakı kazanacak!” diye hayli zamandır yazdık ve konuştuk. Masa, hakîkaten dağıldı, türlü hakaretler edildi. Sonrasında terör güdümlü parti de aralarına alınarak susuldu. 14 Mayıs’ta milletvekili seçimlerini Cumhur İttifakı kazandı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Cumhurbaşkanlığı seçiminin birincisi oldu.

 

AK Parti, MHP ve YRP, Cumhur İttifakı olarak oyların yüzde 49,37’sini alıp 321 milletvekili çıkarttılar. Millet ittifakı ise oyların 35,12’sini aldı. CHP ve İYİ Parti 213 vekil çıkarabildi. İYİ Parti, Meclis’te 44 vekille temsil edilecektir.

 

168 vekil kazanan CHP ise bunların 13’ünü Deva’ya, 10’unu Gelecek Partisine, 10’unu Saadet’e ve 3’ünü de DP’ye verdikten sonra TBMM’ne 132 MV gönderecektir. Oysa bu parti, 2018 seçimlerinde 22,65 oy yüzdesiyle 146 milletvekili çıkarmıştı. Bu seçimdeyse 25,37 oy alarak 168 sayısını bulabilmiştir. Listesindeki 4 partiye vekillerini verdikten sonra kendisine 132 vekil kalmış oluyor. Böylece 2018 seçimlerine nazaran 12 vekil arkaya düştüğü görülmekte. Gerçi 2018’e göre AK Parti de vekil sayısını muhafaza edememiştir. Lakin CHP ile oy ve vekil mevcudu bakımından açık ara farklıdır. AK Parti’nin vekil sayısı 267’dir. Bu rakam 132’nin iki katına yakındır. Sonuçlar, resmîleşmediği için bazı küçük farklılıklar olabilir ama durum esas itibarıyla böyledir.

 

Cumhurbaşkanlığı yarışında da Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,5 ve Kemal Kılıçdaroğlu 44,89’u buldular. Arada yine 2 buçuk milyon civarında büyük fark var. Ancak dün saat 15,15 itibarıyla YSK Başkanı Ahmet Yener, yurt dışından gelip de henüz tasnif edilmemiş 35 bin 874 oy varken şu açıklamayı yaptı:

 

-Bu oyların tamamını Recep Tayyip Erdoğan kazansa oy yüzdesi 49.54’ü, Kemal Kılıçdaroğlu kazansa 44.85’i bulabilmektedir.

 

Bundan dolayı vakit israf etmemek adına YSK, 28 Mayıs 2023’te ikinci defa sandığa gidilmesine karar vermiştir. İki aday, 27 Mayıs 18.00’e kadar yarışacak, seçmen, ertesi gün tekrar sandığa gidecektir.

 

İlk seçimin 14 Mayıs’ta, ikincisinin 27’li bir takvimde olması gözden kaçmıyor.

 

Bu defa sandığa giden seçmen sayısı her ne olursa olsun, hangi aday diğerinden 1 oy fazla kazanırsa o, Cumhurbaşkanı seçilecektir. Daha evvel 15 seçim kazanmış, 14 Mayıs’ta da büyük fark elde etmiş Recep Tayyip Erdoğan’ın 16. seçimi de kazanacağından şüphemiz yoktur. Bu defa fark 5 değil daha fazla olur kanaatindeyiz.

 

Niçin?

 

Şu afetzede 11 il kâfi derstir:

 

Erdoğan nefretiyle malûl olanlar, şaşılası bir tavırla 6 Şubat felaketini fırsata çevirmek istemişlerdi. Buna mukabil Hükûmet, öylesine çalıştı ki buralarda kazanan Cumhur İttifakı oldu.

Diğer yandan CHP’nin eksen kaymasına uğradığı söylenebilir. Düne kadar tesettürlüleri ikna odalarına alıp onlara mânevi işkence edenleri vekil yapıyordu. Kılıçdaroğlu başörtüsüne serbestlik veren kanunun iptali için Anayasa Mahkemesine dâvâ açıyordu. Şimdi başörtülülerden vekil çıkarmakta.

Bu bir gösteri mi, “tevbe” mi?

 

Meçhul!..

 

Vatandaş, Kandil ve Pensilvanya ile çalışan koalisyon cephesini değil, Mavi Vatan’ı kuran, terörü ezen, Suriye’nin kuzeyini temizleyen, Karabağ’ı kurtaran, Kızılelma’yı uçuran, yüce dağlarda petrol ve derin denizlerde gaz keşfeden, Çanakkale Köprüsünü yapan TOGG’u ülkeye kazandıran… vs, vs, vs… Cumhur İttifakı’nı, AK Partiyi, MHP’yi ve onların CB adayı Sn. Erdoğan’ı tercih etmiştir. Bu tercihine daha bir ısrarla devam edecektir.

 

Bu tercih, istikrar, istikbal, kalkınma ve güvenin tercihidir.

Oyun kuran devlet olma şahsiyetli duruşunu kaybetmeme kararıdır.