31 Ağustos 2024 günü Kara Harp Okulu’nda icrâ edilen mezuniyet töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde nümayiş yapan teğmenler, 20’li yaşların başındalar. AK Parti, 3 Kasım 2002’de işbaşına gelip iktidar olduğunda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ifadesiyle "bu çocuklar" bu tarihten biraz evvel veya biraz sonra dünyaya gelmişlerdi. AK Parti Hükûmetlerinde ilkokul, ortaokul ve liseyi, Cumhur İttifakı döneminde de Harbiye’yi bitirdiler…
Öyle ise hiç hafife alınmayacak bu hâdiseye evvela bu tarafından bakmalı. İktidar, eğitim uygulamalarını imbiklerden geçirmelidir...
Kara Harp Okulu’nda 960 talebe and içerek diplomalarını alıp mezun oldular. Ancak onlardan 400 kadarı resmî merasim bittikten ve TSK’nın Başkomutanı da orada iken meydanda toplanarak kılıçlarını çekip bir and daha içtiler. Bu defakinin adı "subaylık andı"ydı. İdeolojik keskinlikler taşıyan bu metin, 2016’da uygulamadan kaldırıldığı hâlde mevcudun yarısından azını teşkil eden bu yeni mezunlar tarafından hiddetle okundu. Kılıçlar havadaydı. "Mustafa Kemal’in askerleriyiz!!!" diye bağırıyorlardı.
Askerlik, bir disiplin mesleğidir. İsteyen, istediği zaman istediğini yapamaz ve söyleyemez. Aksi hâlde, disiplin ihlâl edilmiş, emir-komuta zinciri çiğnenmiş olur. Burada olan da budur. Sekiz sene önce tatbikattan kaldırılmış bir eski metin, izinsiz bir şekilde gündeme taşınmıştır.
Hukukta "mefhum-ı muhalif" diye bir tabir vardır. Söylenen söz veya yazılan ibareden onun zıddı, aksi çıkarılır. O teğmenler, milletin Cumhurbaşkanı, kendilerininse hem Cumhurbaşkanı ve hem de Başkomutanı olan Sn. Erdoğan’ın önünde kılıçları kınından çekerek havayı döve döve;
-Mustafa Kemal’in askerleriyiz!!!.. diye bir nefret gösterisi yaptılar.
Bu sözün mefhum-ı muhalifi, karşıt kavramı "biz, senin değil, Mustafa Kemal’in askerleriyiz, seni Başkomutan olarak tanımıyoruz!!!" demektir. Bu çıkış, bir reddiyedir, protestodur!
350-400 kişi Mustafa Kemal’in askerleriyse kalan 600’e yakın teğmen kimin askeri? Yapılan, bölücülük olmuyor mu? Mevzuat ve emirleri çiğneyen aynı teğmenler, aynı gün, aynı saatte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın huzurunda "İşte ordu, işte komutan!!!" diyerek yine kılıçlar havada ve aynı gürültü ve kargaşayla aynı nümayişi yapsalardı hüküm yine aynı olurdu.
Erden Genelkurmay Başkanına kadar her rütbe ve ünvan sahibi kişi, Türk Milleti’nin askeridir. Buna rağmen bu yapılan demagojidir, duygu istismarıdır, ucuz kahramanlıktır. Diplomaların alındığı, tebriklerin yaşandığı, ailelerin sevindiği, yüzlerin güldüğü bir günde sorumsuzca ve fütursuzca böyle bir havailiğe tevessül, Atatürk istismarıdır. İstismar, topluma fayda değil, sâdece kutuplaşma getirir. Bazı ham yobazların bilerek veya bilmeyerek din istismarı, ne kadar kötüyse Kemalizm’i ‘dinleştiren’ ne yaptığından gafil bazı cahillerin "Mustafa Kemal" istismarları da öylesine kötüdür. Bir defa Atatürk, "Mustafa Kemal" değildir. Kendisi hayattayken "Mustafa" adını terk etmiş ve Arapça olduğu için "Kemâl" ismini de "Kamal" yapmıştır. Nüfus cüzdanında da Selanik’teki evde asılı koskocaman nüfus cüzdanı suretinde de "Kamal Atatürk" yazmaktadır.
Gerçek bu iken yaşanan bir kargaşa ve öfkeyi çıkara çevirip bu toy meydan okuma heveskârlığını, iktidarı sarsmaya vesile yapmak isteyenler, vatandaşların Anıtkabir ziyaret resmini basarak "Mustafa Kemal’in askerleri, teğmenlerden ibaret değil!" deme yoluna girmişlerdir.
Diğer yanda MSB Ast. Sb. Meslek Yüksek Okulundan bir grup astsubay da sosyal medyadan "Biz, Mustafa Kemal’in çocuklarıyız; siz, kimin çocuklarısınız?" diye son derecede çirkin ve kışkırtıcı bir sosyal medya paylaşımı yayınladılar. Siz denilenler kimdir? Bu ötekileştirme hastalığı nedendir?
Bütün bunların arkasında FETÖ fitnesi ve MOSSAD tezgâhı olmadığı zor söylenir.
Devrin Başbakanı İnönü’nün yaptığını tekrarlamak, hata olur ama hâdiseyi umursamayıp geçiştirmek de hata olur.
İnönü ne yapmıştı?
Binbaşı Talat Aydemir, 20 Mayıs 1963’te Kara Harp Okulunu da arkasına alarak bir yıl arayla ikinci defa darbeye kalkışınca İsmet İnönü Hükûmeti, memleketinde izinde olanlar dâhil Harbiye talebelerinin tamamını ordudan attı. Darbe elebaşı Talat Aydemir’le arkadaşı Fethi Gürcan’sa idam edildiler.
Yeniçerinin bozulma döneminden 2016’ya kadar akıp gelen darbeler musibeti, bize iki asır kaybettirdi. Bugün ilk 10 devlet arasında değilsek, milyonlarca km2’den 1 milyonun altına düşmüşsek, bütçemiz hâlâ açık veriyorsa bunun esas sebebi darbelerdir.
Değil darbe veya darbe teşebbüsü; darbenin hayaline bile izin vermemeli.
Kimse, erken öten horoz olmasın!..
Bu ordu onun bunun askeri falan olamaz,ancak bu asil milletin askeri olabilir.Bu büyük milletin askeri olamayanların kahraman ordumuz içersinde yeri yok,çıkartsınlar o şerefli ünüformayı chp de siyaset yapsınlar.
Bu türlü olayları ben trafik levhaları gibi algılarım, sorun gelmeden önceki son UYARI olarak göremeli...
Düşüncelerimize tercüman oldunuz..
Üstad elinize sağlık. Ancak bir konuyu da dikkatinize çekmek isterim. 3 Harp Okulunda aynı anda 3 kadın subayı okul birincisi olması imkansızdır. Şöyleki, ders notları 80 puan, disiplin ve kanaat notu 20 puan etki eder. Bu kara deniz ve hava harp okullarında aynı anda olunca bu durum genelkurmayın bir tercihidir. Bunu arka planında feminizmin güç gösterisi, Türkiye'nin islam söylemlere ve islam kültürüne mesafeli olduğunun kanıtlamak ve aynı zamanda islam devletleri ile araya mesafe koymak, giderek özgür politikalar izleyen Türkiye Cumhuriyetine Kemalizm söylemleriyle ABD ve AB'nin istediği noktaya geri çekmek yatmaktadır. Törende yapılan eylem bunun fiili uygulamasıdır. Takdir Sayın Başkanımızındır.
Genç teğmenler "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" dedikleri için değil, disiplinsizlik ve başına buyruk iş yaptıkları için sorgulanmalıdır. Yoksa Türk ordusu elbette ki manevi olarak Mustafa Kemal'in askeridir. Bunu iyi ayrıştırmak fitneye alet olmamak gerek.
Bu hareketi yapanların derhal ordu ile ilişigi kesilip,devlet islerindede bir daha asla çalıştırılmamak üzere ordudan atılarak gereken ceza verilmelidir...
Duygularımıza tercüman olan akil bir yazı.Teşekkürler,saygılar.Evet çok önemle vurgulamışsınız.Bu hareketin arkasında bir mossad parmağı aranmalı durum vahim.Bu çocuklara da nasihat edilmeli ki;kimin askerleri oldukları kendilerine hatırlatılmalı.
Rahmetli Menderes dokuz subay olayını basite indirgemişti.Onlar da Menderes e darbe yapmıştı.
Elinize yureginize saglik Madem erken oten horoz var,geregi yapilmalidir.
Elinize saglik guzel bur yorum olmus.Maalesef ortada sdevlet yok,akepe de kemalist olmus.Bunun acisi ileride cikacaktir.Yazik
Gereği yapılmazsa,koynumuzda yılan beslemiş oluruz.Herkes, her kurumda çalışan,kanun ve yasalara uymalı.
İsabetli bir yazı...
Çok güzel yerinde ve mutlaka değerlendirilmesi gereken bir yazı,teşekkürler sayın yazar
Bu densiz 400 subay ogrencilerin uniformolari sokulup.Ordudan atilmalidirlar.Bunlara devlet isi de verilmemelidir.Ayrik otu gibi devleti sarmasinlar.Cok cirkin disiplinsizlikdir.Gecistirilecek hadise degildir.
çok sağ ol Rahim bey yazdıklarından çok mutlu oldum teşekkürler...
Devlet gerekeni yapsın seyretmesin. Darbe olduktan sonra canlar yandıktan sonra kahramanlık edebiyatı yapılmasın. .
Aynen katılıyorum