Kaçış

DSP'den panik halinde kaçış var. Vekiller, bakanlar, arka arkaya istifa etmekteler. Şaşmaz mısınız? Millî Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu bile istifa etti. Üstelik genel merkezini ağır bir şekilde suçlayarak. Dediğine göre DSP genel merkezi Bostancıoğlu'na engizisyon işkenceleri yapıyormuş. Dünün birinci partisi bugün ikinci sırada. DYP'nin de altına düşerek üçüncü parti olma ihtimali de çok kuvvetli. DSP, Ecevit'ten evvel hayata gözlerini kapatıyor. Demek ki DSP'liler bir bahane arıyorlarmış. Canlarına yetmiş. Hüsamettin Özkan'ın istifası da bahane oldu. Mesele sadece eski başbakan yardımcısına gösterilen vefasızlığı cezalandırmak değil. İstifacıların tamamını Özkancı saymak imkânsız. Hürriyete kaçan insanların psikolojisindeler. Sanki koca koca milletvekilleri, koca koca bakanlar Belene adasından firar ediyorlar. Fevkalade düşündürücü bir manzara. Madem ki DSP genel merkezi bir işkence adasıydı, Rahşan Ecevit, "benden sonra tufan" diyordu neden bu güne kadar kimsenin sesi çıkmadı? 81 yaşındaki bir kadın hangi güçle, hangi büyüyle, hangi taktiklerle bu kadar meslek, meşrep sahibi insana hükmedebilmiştir? İstifalarla birlikte haliyle yeni oluşumdan söz ediliyor. Hüsamettin Özkan'ın birinci adam olması zor. Şu gün için parti başkanı olsa bile tıpkı eski DTP gibi ömrü ilk seçime kadardır. İsmail Cem ve Kemal Derviş ihtimalleri üzerinde durulmakta. Derviş, birinci adam olmayacağını daha evvel açıklamıştı. İsmail Cem DSP'den istifa eder mi? Bu her şeyden önce Bill Clinton'ın uğurlanmasından sonra belli olur. Ama istifa etmeyebilir de. Cem, kopanın kaybettiğini bilen bir siyasi tecrübeye sahip. Hesabını Ecevit'in istifası üzerine kurabilir. Ecevitler DSP'den ayrılırlar mı? Bu sahiplenme duygusuyla çok şüpheli. Hezimet sayacakları için içlerine sindirmeyeceklerdir. Bülent Ecevit, paramparça olan partisinden istifa etmeyi içine sindirmez. Onu içine sindirmez, bunu içine sindirmez.. Pekâlâ, başbakan kalmayı nasıl içine sindirmekte? Kendisinden açık farkla daha fazla milletvekiline sahip MHP'nin genel başkanı başbakan yardımcısı, kendisi başbakan. Bu paradoks değil midir? Öyle anlaşılıyor ki MHP böyle bir fedakârlığa Ecevit'in 3 kasımda seçim yapılmasına ikna olması halinde razı olacaktır. Daha uzun vadeli bir plana razı olur mu? Olmaz gibi ama Ecevit saygısı onu dahi yaşatabilir. Her ne olursa olsun. Ecevitler bitmiştir, DSP bitmiştir, 57. Hükümet bitmiştir, siyasi tablo millî iradeyi temsil edemez olmuştur. TBMM'nin derhal toplanması ve hemen seçime gidilmesi şart olmuştur. Bütün bir millet, bütün bir ülke, bütün bir gençlik, bütün bir siyaset 80'lik iki kişinin keyfi tercihlerine bırakılamaz.