Sivil anayasa

A -
A +

Muhtemelen AK Parti, anayasanın 76 ve 109. maddelerini değiştirerek genel başkanlarına başbakanlık yolunu açma niyetindeydi. Ahmet Necdet Sezer, "kişiye özel anaysa değişikliği olmaz" diyerek bu niyete soğuk bir tavırla karşı koydu. Neyse ki Recep Tayyip Erdoğan, dün İtalya'ya giderken tek başına 109'u ele almayacaklarını beyan etti. Hatta bir adım daha attı. 76 değiştirilse bile kabineye dışarıdan başbakan yardımcısı olarak girmeyeceğini de söyledi. Geçmiş olsun demek lazım. Cumhurbaşkanının sözü üzerine Ak Parti ve Erdoğan, ısrarlı olmayarak muhtemel bir krizi önlediler. Yıkımı hafiflese bile devam eden malum ve meşhur kriz de bir anayasa kitapçığı fırlatma hadisesi üzerine patlak vermişti. O örnek bütün hazinliğiyle ortadayken ne yazık ki gündem 876 rakımlı tepeden esen rüzgârlarla seçimlerden önce ve sonra şöyle bir dalgalandı. 3 Kasım'dan evvel "Başbakanı o mu tayin edecek ben tayin edeceğim" polemiği yaşanır gibi oldu. Sonra da işte o söz, "Kişiye özel anayasa değişikliği olmaz." Ama ya o anayasa, bizatihi kişiye mahsus düzenlenmişse? 1982 Anayasası, 12 Eylül Askeri Konseyi tarafından Anayasa profesörü Orhan Aldıkaçtı'ya ısmarlanıp da hayli sürüncemede kaldıktan sonra çalışma bitince referanduma sunulması gerekti. O sırada sayın Kenan Evren, devlet başkanıydı fakat cumhurbaşkanı değildi. Resmi kıyafetten çıkıp sivilleri giyebilmesi için onun da referanduma sunulması gerekiyordu. Ne yapıldı? Kenan Evren ismi de Anayasaya yazılarak hem anayasa hem Evren birden oylandılar. Doğrusu ayrı ayrı olmasıydı. Aynı saatte aynı sandıkta fakat ayrı yapılabilirdi. Bu sebeple Evren yüzde 92 oyla seçilmiş oldu. Peki hakikat bu muydu? Mümkün mü? O halde siz bırakınız bir maddeyi değiştirmeyi. Bizatihi Anayasa "zâta mahsus olarak" tanzim edilmiştir. 5 kişi ısmarladılar. 1 kişi yaptı ve 1 kişinin gölgesinde işte böyle bir sandık macerası yaşandı. Bir kere daha ve çok net bir şekilde yazıyoruz. 1982 Anayasası, devrini tamamlamıştır. AB'ye girme arzusundaki bir Türkiye'nin 23 Nisan 2003'e yetişecek sür'atte sivil Anayasasını yapma olgunluğunu göstermesi gerekir. Zaten neredeyse değişmedik maddesi kalmadı. Onun için bırakınız 76, 78, 109 vesaireyi. 50 maddelik gibi kısa, özlü ve zamana dayanıklı bir anayasa yapmanın yoluna bakınız. O zaman Tayip Erdoğan meselesi de kökten çözülür. Yoksa telaffuzu kolay. "Kişiye özel anayasa olmaz!" Tamam da bu 4 kelimelik cümle nelere yol açıyor? O cümleyle dolar düştüğü yerden tekrar tırmanışa geçti. Onun için herkes dokuz düşünüp bir söylesin. Sezer de Erdoğan da Baykal da. Millet asla çekişme ve kavga istemiyor. Üstelik yakışmaz da. Nihayet 3 kişiler. Gerginlik, kavga, hırçınlık kimden helirse gelsin asla istenmiyor. İstenen barış, kalkınma, itibar, istikrar ve sivil anayasa.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.