ŞUUR VE İDRAK!

Şu keder ve gözyaşı dolu günlerde İsrail, görülmemiş, işitilmemiş bir zalim soykırımla Filistin’i yok etmeye çalışırken “uluslararası müzik festivali” tertipleyenler, bir asır önce Osmanlı’nın PKK’sıydı.

 

Onlar, kendi ülkelerinin işgalcisi, Garbın manda komiseri, güdülen idarelerdir. Bu idarelerin Şarkî Türkistan, Myanmar Müslümanları diye bir dertlerinin olmadığı malumdur. Bu kimsesiz Müslümanlar, gözden ırak denebilir. Peki; Filistin, Gazze diye mes’eleleri niçin yok? Dedik ya! Onlar, taşerondur. Osmanlıyı bertaraf ederek kendilerini tahta oturtanlar önünde dik duramazlar. İslâmiyet diye bir dâvâları olsaydı vahşet bugünkünün daha binde biri olduğunda petrol vanalarını kapatır, Batı bankalarındaki paralarını çekerlerdi. Bu da netice alıcı haysiyetli bir davranış olurdu. Aksine yanı başlarında toplu cinayetler işlenmekte bebek, çocuk ve kadınlar soykırıma tabi tutulmaktayken vurdumduymazlar, keyiflerinden taviz vermemekteler.
Filistin için samimî ve hakikî îmân sahiplerinin içi kan ağlarken İslâm âleminin yüz karası bazı merkezlerde müzik şölenleri yapıldığı gibi bazılarında da Batı’nın pagan kültüründen alıp devam ettirdiği “Cadılar Bayramı” putperest şaklabanlığı kutlanmakta. Bu kalabalıklar da şüphesiz ki işlenen o ağır suç, günah ve vebale ortaktır.

 

Siyonist işgalciler, haçlı dünya ve dayanışmasını arkalarına almış olarak Filistinlilere gözlerini kırpmadan emsali görülmedik bir soykırım yaparken hiçbir Müslüman, nâfile ibâdeti önceleyerek 1’den fazla hacca,1’den fazla umreye gidemez. Şuurlu, idrakli bir Müslüman bu inceliği gözetir diye düşünüyoruz. O evladını kaybetmiş anaların ahı, bebeklerin çığlığı, dökülen kan ve gözyaşları, onların ibadetlerinin kabulünü -herhâlde- engeller.

 

Merhamet ve anlayıştan nasibi olanlar, yurt dışına turistik geziye gideceğine, ikinci veya daha fazla umre ve hac ziyareti yapacağına o parayı AFAD yahut Kızılay veya başka emin bir imkânla Gazze’ye, kardeşlerine yollaması büyük, çok büyük sevap olur.

 

Bebekler dâhil Gazze’de insanlar gaddar bir soykırımla yok edilirken çalgı-çigan-şenlik ve benzeri fütursuzluklar, ister Cidde’de, İster İstanbul’da, ister başka bir İslâm memleketinde, ister yıldızlı otelde veya yaldızlı mekânda yapılsın. Bunların hepsi, vurdumduymazlıktır, tamamı gamsızlıktır! “Edeb yâ hû!” sözü, boşuna denmemiştir.

 

Bir de Siyonistleri mazur göstermeye uğraşan insanlığın yüz karaları var. Irkçı yobaz siyonistlerin işlediği bu soykırımı müdafaa edenler bilsinler ki onlar bu savaş suçunun ortaklarıdır. Hakkını vermeliyiz; şu emsalsiz katliama isyan eden insaflı Yahudiler, çok kimseden daha çok insandır.

 

İnsanlıktan haberdar Yahudileri de rahatsız eden bu ırkçı Yahudi azgınlığın, cuma akşamları ve cuma günleri arttığı, temenni ederiz ki gözden kaçmıyordur. Küffar, intikamın her ihtimalini kullanıyor. 8 milyar, şu sorunun muhatabıdır:

 

-Bir kapışma, çatışma veya savaşta hastanelerin harabeye çevrildiği, fırınların bombalandığı, sivillerin kitleler hâlinde katledildiği ne zaman, hangi çağda ve nerede görülmüştür? Netanyahu adlı müptezel ise her bir saatte 5 çocuğun canına kıyıyor!!!

 

Denî dünyanın 2023 güzünde Gazze’deki utanç yüzünden, zalime verilen imkân ve cesaret yüzünden, İslâm şuur ve idrakinden haberi olmayan tasasız Müslümanlar yüzünden merhamet bitti, insaf bitti, vicdanlar bitti. Şu kör ve sağır dünyanın 2023 sonbaharında insanlık iflas etti!!!

 

8 milyar insan, hangi yürekle aynaya bakar?