Türkiye Yüzyılı’nda Müslüman Türk’ün ilk zaferi!..

… Ve 61 yıldır Suriye’de devam eden Nusayri kaynaklı BAAS zulmü bitti, zulmetme, işkence ve katliamda babasından daha zalim olan diktatör Esad, devrildi, el-Muhaberat rejimi yıkıldı. Beşar Esad, ailesini ve servetini alarak gizlice Moskova’ya kaçtı. Babası Hafız Esad’in heykelleri boynuna ip takılarak şehirlerin sokaklarında sürütüldü, oğul Esad’in duvarları kirleten fotoğrafları parçalandı. Suriye ve Türkiye başta olmak üzere dünyanın değişik memleketlerindeki Suriye vatandaşları sevindiler, bayram ettiler, şükrettiler.
Zalim bir diktatörü ve onun gaddar rejimini deviren SMO-Suriye Millî Ordusu’nu, rejim muhaliflerini ve elbette bu Diplomatik Harekâtı nakış nakış işleyen Ankara’daki devlet aklını, Cumhur İttifakı’nın iki sayın lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi, Dışişleri Bakanımız Sn. Hakan Fidan’la, MİT Başkanımız Sn. İbrahim Kalın’ı, TSK, Özel Kuvvetler ve Emniyetimizi, mülkî amirlerimizi, 13 yıldır milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapma asaleti gösteren Türk milletini ve bu zaferde emeği geçen herkesi tebrik ediyoruz. Büyük çilelerden sonra nihâyet hakları olan hürriyete kavuşan Suriye [Şam-ı Şerif]’li kardeşlerimizi kutluyoruz.

 

Şu gün olmuş hâlâ yüzleri kızarmadan yabancı düşmanlığı yapan insaf, merhamet ve adaletten nasipsiz çoğu Suyun Ötesinden yabancı ırkçı azınlığa ise şifalar diliyoruz.

 

BAAS devrinin kapanmasından sonra sırada yalnızca Gazze Celladı Siyonist Netanyahu ve Siyonist İsrail değil, İslam ülkeleri işgalcisi, Osmanlı PKK’sı emperyalizm kuklası tek adamlar ve diğerleri de var.

 

Zalim Esad’ın, BAAS rejiminin, Nusayri inanç soykırımının 12 günlük hızlı bir hareketle devrilip kazınarak tarihin çöplüğüne atılması, Türkiye Yüzyılı’nda Müslüman Türk’ün ilk zaferidir. Gözden kaçmasın ki bir asır sonra emperyalist unsurlarla hesaplaşıyoruz.

 

Zalim Esad, kaçabildi; zalim Siyonist Netanyahu, belki kaçmaya da fırsat bulamayacaktır. Yine gözden kaçmasın ki Şam Zaferi, aynı zamanda Siyonistlerin psikolojik hezimetidir. Netanyahu, bölgedeki duruma, yaşanan gidişata bakıp hınzır gibi titriyordur.

 

Tel Rifat, Hama, Humus Haleb ve Şam’ın, dolayısıyla Suriye’nin kurtarılması, Filistin’in de istiklaline kavuşacağının, Gazze Zaferi’nin de habercisidir. Bu, hem ümidimiz hem de duamızdır.

 

8 Aralık 2024, sadece Nusayri Baas rejiminin yıkılma tarihi değildir. O gün aynı zamanda PKK/PYD ile Hizbullah ve işgalci Batılı askerlerin de psikolojik çökme tarihidir. 27 Kasım’da başlayan Özgürlük Şafağı Harekâtı, 8 Aralık’ta Şam-ı Şerîfin kurtarılmasıyla taçlandı. 11 Aralık’ta da Münbiç, bölücü terör örgütü PKK/PYD’den istirdat edildi; bilek kuvvetiyle geri alındı. Böylece Fırat Nehri’nin; Siyonistlerin hayalini gördüğü o mübarek suyun batısı vekâlet unsurlarından tamamen temizlendi. Şimdi sırada Fırat’ın doğusu var. Fırat’ın doğusu; yâni Suriye’nin kuzeydoğusundaki terörist bölücü unsur, işgal ettiği Suriye Türkmen topraklarından sökülüp atılmadıkça ABD başta olmak üzere ecdadımızı “Düvel-i Muazzama” dediği büyük yâni müstemlekeci devletler, ‘teröristan’ fikrinden vazgeçmeyeceklerdir. Özgürlük Şafağı Harekâtı ve kazanılan büyük zaferle Batılı merkezlerin umdukları dağlara kar yağmış olsa da fikrisabitleri devâm edecektir. Onun için lâzım gelen yapılacaktır. Bundan böyle Fırat’ın doğusunu terör ve işgalden kurtaracak olan Suriye Silahlı Kuvvetleri olmaya dönüşecek SMO’dur. Şimdiden sonra Şam, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti misali Ankara’yla ahenk içinde çalıştığı gibi aynı keyfiyet TSK ve SMO arasında da yaşanacaktır. Bunun bir kötü ihtimali var o da dünkü Suriyeli Muhalifleri meydana getiren grupların, zafer havasına kapılarak dış istihbaratların işlemesiyle birbirlerine düşmeleridir. Bu sebeple, Şam, Ankara’nın rehberliğinden şaşmamalı.

 

Zâlim Beşar Esad, işlediği inanç soykırımıyla işkenceler ve milyonu bulan kıtallerinin hesabını vermek için tez zamanda mahkemeye çıkarılmalı, Miloseviç ve diğer soykırımcı katiller gibi o da hesap vermeli, insanlığa karşı işlediği bütün suçlardan dolayı hak ettiği cezaya çarptırılmalı ve menkul, gayrimenkul ve banka hesabı olarak neyi varsa servetine el konarak bunlar Suriye hazinesine aktarılmalıdır.

 

 

 

Rahim Er'in önceki yazıları...